4. Hukuk Dairesi 2016/5065 E. , 2019/1462 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 29/04/2010 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24/12/2014 günlü kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 15/01/2019 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile karşı taraftan davacı vekili Avukat ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar inclenerek gereği görüşüldü.
Dosya içeriğinden; davanın 29/04/2010 tarihinde açıldığı, mahkemece gerekçeli karar başlığında dava tarihinin sehven 09/07/2013 olarak yazılmış olduğu anlaşılmakla birlikte, bu husus mahallinde düzeltilebilir maddi hata niteliğinde görülmekle bozma nedeni yapılmamıştır.
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalının ... Devlet Hastanesi Kadın Doğum Servisinde ebe olarak çalıştığını, olay günü meydana gelen doğum sonrasında kendisine canlı olarak teslim edilen bebeğin ölümüne neden olduğunu, vefat eden bebeğin annesi ve babası tarafından müvekkili idare aleyhine ... İdare Mahkemesinde tam yargı davası açıldığını, yargılama sonucunda Sağlık Bakanlığının vefat edenin anne ve babasına tazminat ödemesine karar verildiğini, tazminatın icra dosyasına ödendiğini belirterek oluşan zararın davalıdan rücuen tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalının kusurlu olduğu benimsenerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından; davalının ... Devlet Hastanesi Kadın Doğum Servisinde ebe olduğu, dava dışı gebe hastanın gece vakti rahatsızlanarak davalının çalıştığı hastanenin acil bölümüne başvurduğu, nöbetçi doktor tarafından gebeliğin riskli olduğunun belirtilmesi üzerine sezeryanla doğumun gerçekleştirildiği, bebeğin 6,5 aylık ve 670 gram olarak dünyaya geldiği, akabinde canlı olarak davalı ebeye teslim edildiği, davalı ebenin ise bebeğin öldüğünü söyleyerek bebeği dava dışı babaya teslim ettiği, fakat bebeğin ölmediğinin anlaşılması üzerine baba tarafından tekrar hastaneye getirildiği ve yapılan müdahalelere rağmen bebeğin kurtarılamadığı anlaşılmaktadır.
... 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2004/302 esas sayılı dosyası incelendiğinde; davalı ebe hakkından görevi ihmalden dolayı kamu davası açıldığı, yargılama sırasında Adli Tıp Kurumu ihtisas dairesinden ve Yüksek Sağlık Şurasından rapor alındığı, alınan raporlarda bu kadar düşük kiloda doğan bebeklerin yaşama şanslarının çok düşük olduğu ve özensizlikle bebeğin ölümü arasında illiyet bağının bulunmadığının bildirildiği, davalı hakkındaki görevi ihmal suçundan zamanaşımı nedeniyle kamu davasının düşürülmesine karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır.
... İdare Mahkemesi’nin 2007/406 esas sayılı dosyası incelendiğinde ise; vefat eden bebeğin annesi ve babası tarafından ... aleyhine tam yargı davası açıldığı, yargılama sırasında ... Üniversitesinde görev yapan tek kişilik doktor bilirkişiden alınan raporda, davalı ebenin kişisel kusurunun olduğunun belirtildiği, yargılama sonucunda Sağlık Bakanlığının vefat edenin anne ve babasına tazminat ödemesine karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Eldeki uyuşmazlık, rücuen tazminat istemine ilişkindir. Yargılama sırasında, davalının kusur oranını gösteren herhangi bir rapor alınmamış; ceza yargılamasında alınan raporlar ile idari yargılama sırasında alınan rapor arasındaki çelişkiler giderilmeden karar verilmiştir.
Şu halde, davalının olaydaki kişisel kusuru, ölümle biten olaya katkısı, davalının eylemi ile meydana gelen ölüm olayı arasında uygun illiyet bağının olup olmadığı, var ise davalının kusur oranı belirlenmek üzere Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davalı yararına takdir olunan 2.037,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 14/03/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.