22. Hukuk Dairesi 2014/13580 E. , 2015/18425 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Taraflar arasındaki, uğranılan şirket zararının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 26.05.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat ... geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davalının müvekkili şirkette 27.10.2006-16.06.2009 tarihleri arasında yönetim kurulu üyeliği ve genel müdürlük görevlerini yürüttüğünü, 17.08.2007 tarihinde müvekkili şirket ile dava dışı ... arasında, .... YTD. 2007/3 no"lu istisna kapsamında, doğrudan temin usulü ile ihale edilen “Elektrik Kalite Hizmetleri Yerel İzleme ve Kayıt Sistemi Kurulumu için Danışmanlık ve Müşavirlik Hizmeti Alımı” işine ait hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, sözleşmede işin süresinin üçyüzaltmışbeş gün olarak belirlendiğini ve müvekkili şirketçe sözleşme uyarınca 100.000,00 TL bedelli teminat mektubunun ...."ye verildiğini, sözleşme konusu işin süresi içerisinde yerine getirilmemesinden dolayı müvekkil şirketin 100.000,00 TL tazminat ödemek zorunda kaldığını, davalının basiretli bir tacir ve yönetici gibi davranmayarak şirketin yükümlülüklerini süresinde ifa edememesine sebep olduğundan oluşan zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, 100.000,00 TL"nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacı şirkette yönetim kurulu üyeliği ve genel müdürlük görevlerini ifa ettiğini, müvekkilinin şirketin ortağı olmayıp çalışanı olduğunu, taraflar arasında iş sözleşmesinden kaynaklı ilişkinin bulunduğunu, dava dilekçesinde ileri sürülen iddia ve talepler bakımından müvekkiline husumet düşmediğini, sorumluluğun proje sorumlusu teknik kişilere ait olduğunu, müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığını, kaldı ki genel kurulda ibra da edildiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlıkta, öncelikle dikkate alınması gereken husus uyuşmazlığın 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 1. maddesine göre, iş mahkemelerinin görevi “İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş sözleşmesinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi”dir.
Somut uyuşmazlıkta dava, Asliye Ticaret Mahkemesine açılmıştır. Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce, taraflar arasındaki ilişkinin iş sözleşmesine dayandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş ve kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine dosyanın gönderildiği İş Mahkemesince yargılamaya devam edilerek hüküm tesis edilmiştir.
Davalının, 27.10.2006-16.06.2009 tarihleri arasında, birinci derecede imza yetkisiyle davacı şirketin yönetim kurulu üyeliği ve genel müdürlük görevlerini yürüttüğü dosya kapsamıyla sabittir. Davaya konu tazminat talebi de, davalının bahsi geçen görevleri yürüttüğü dönem içerisindeki iddiaya konu eylemlerine dayandırılmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 07.07.2010 tarihli, 2010/9-328 esas ve 2010/370 karar sayılı kararında belirtildiği üzere, anonim şirketlerde, yönetim kurulu üyesi ile ortaklık arasındaki ilişki vekalet ilişkisidir. Ayrıca yönetim kurulu üyesinin sorumluluğu, Türk Ticaret Kanunu"nda özel olarak düzenlenmiştir. Bu itibarla, mutlak ticari dava olan eldeki davanın, Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır. Anılan sebeple, mahkemece karşı görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.