
Esas No: 2020/2860
Karar No: 2022/2286
Karar Tarihi: 23.03.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/2860 Esas 2022/2286 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Mahkeme, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığa ceza verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. Ancak taksirle yaralama suçundan sanık mahkumiyet hükmü almıştır. Bu durumda, sanığın sadece taksirle yaralama suçundan cezalandırılması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi'nin basit yargılama usulüne ilişkin iptal kararları sebebiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve dosyanın bu yönden yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: TCK 89/1, 89/2-b, 22/3, 62/1, 52/2-4, 179/3 ve CMK 251/1.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma, taksirle yaralama
Hüküm : 1-Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan; Ceza verilmesine yer olmadığına
2-Taksirle yaralama suçundan; TCK'nın 89/1, 89/2-b, 22/3, 62/1, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
nık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm ile taksirle yaralama suçundan mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık ve mağdur vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
A. Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan verilen ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin karara yönelik mağdur vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, mağdur vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre taksirle yaralama suçunun zarar suçu, TCK'nın 179/3. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun ise tehlike suçu olması, her iki suçun birlikte işlendiği hallerde, sanığın hangi suç nedeniyle cezalandırılacağı belirlenirken, suçlar için kanunda öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu-tehlike suçu kriterinin esas alınması gerektiği buna göre; sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasının mümkün olduğu ahvalde, sadece taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, kovuşturma şartı olan şikayetin gerçekleşmemesi ya da şikayetten vazgeçme nedeniyle taksirle yaralama suçundan cezalandırmanın mümkün olmadığı ahvalde ise, sanığın TCK'nın 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılmasının kabul edilmesi karşısında; taksirle yaralama suçundan mahkumiyetine karar verilen sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu bakımından hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, mağdur vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün (1) ile numaralandırılan fıkrasında yer alan ''ceza verilmesine yer olmadığına" ibaresinin "hüküm verilmesine yer olmadığına" şeklinde değiştirilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B. Taksirle yaralama suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik mağdur vekili ve sanığın temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK'nın 89. maddesinin 1-2-3. fıkralarında düzenlenen ''taksirle yaralama'' suçuna ilişkin olduğu, taksirle bir kişinin yaralanmasına sebebiyet verilmesi halinde gerçekleşecek olan taksirle yaralama suçu için TCK'nın 89. maddesinin 1. fıkrasında temel ceza miktarının ''üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası'' olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK'nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ''Basit Yargılama Usulü'' başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ''Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.'' şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ''01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.'' şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı ve 16.03.2021 tarihli 31425 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas-2021/4 Karar sayılı iptal kararları ile ''...kovuşturma evresine geçilmiş..., ...hükme bağlanmış...'' ibarelerinin, aynı bentte yer alan ''...basit yargılama usulü...'' yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle;
Kovuşturma evresine geçilmiş veya hükme bağlanmış olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan kesinleşmiş hükümler haricindeki düzenlemelerin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ''mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.'' şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararlarının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ''Basit Yargılama Usulü'' yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması;
Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı sair yönler incelenmeksizin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA; 23/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.