Esas No: 2021/8641
Karar No: 2022/3616
Karar Tarihi: 14.04.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/8641 Esas 2022/3616 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davacı vekili, tapu iptal ve tescil davasını takip ettiği müvekkilinin vekalet ücretini tahsil edemeyince alacak davası açtı. İlk derece mahkemesi, davayı kısmen kabul etti ve 796.350 TL vekalet ücreti alacağının davalılardan 29/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verdi. Bölge adliye mahkemesi ise tüketici mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle bu kararı kaldırdı ve davacıya sadece 75.000 TL vekalet ücreti ödenmesi gerektiğine hükmetti. Ancak Yargıtay kararı düzeltti ve davacının 29/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte 796.350 TL vekalet ücreti alacağının davalılardan tahsiline karar verilmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, davalıların tüketiciler olması nedeniyle davacının yatırdığı harçların iadesine karar verilmesi gerektiği hatırlatıldı. Kanun maddeleri olarak da, Avukatlık Kanunu’nun 164/4. maddesi ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 73 üncü maddesinin ikinci fıkrası öne çıktı.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 19. HUKUK DAİRESİ
VEK. AV. ...
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalıların murisi olan ...'in vekili olarak Gaziosmanpaşa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen tapu iptal ve tescil davasını vekil olarak takip ettiğini ve kesinleştirdiğini, davalıların murisi ile vekalet ücreti olarak şifahen dava konusu taşınmaza ilişkin kararın kesinleşme tarihindeki rayiç değerinin %20’si olarak anlaştıklarını ancak muris ...'in ve ölümünden sonra mirasçıları olan davalıların vekalet ücretini ödemediklerini ileri sürerek; Avukatlık Kanunu’nun 164/4. maddesi gereğince taşınmazın davanın kesinleşme tarihindeki rayiç değerinin %20'sinden şimdilik 30.000TL’nin tahsilini talep etmiş, 08/12/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 796.350TL'ye artırarak bu tutarın, alacağın ödenmesi talebini içerir ihtarnamenin davalılara tebliğ edildiği 29/11/2013 tarihinden işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini istemişlerdir.
Davanın açıldığı asliye hukuk mahkemesince; davanın kabulü ile 796.350 TL vekalet ücret alacağının davalılardan 29/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline dair verilen karar, davalı tarafın istinaf başvurusu üzerine, bölge adliye mahkemesince davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle kaldırılmıştır.
Kaldırma kararı üzerine verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dosyanın gönderildiği tüketici mahkemesince; taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmaması halinde değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilâmın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenebileceği, tapu iptali ve tescil davasında taşınmazın değerinin 750.000TL olarak belirlendiği ve bu değer üzerinden harç yatırıldığı, söz konusu kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, davanın niteliği de göz önünde bulundurularak bu değerin %10'u oranında davacının vekalet ücretine hak kazandığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 75.000 TL vekalet ücreti alacağının 30.000 TL'sinin dava tarihinden, bakiye 45.000 TL'sinin ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, davalıların tüketici olması sebebi ile harç alınmasına yer olmadığına, 59,30 TL başvuru harcı ile 5.123,25 TL karar harcı olmak üzere toplam 5.182,55 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına karar verilmiş; karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; ilk derece mahkemesince davacı tarafından yatırılan harcın iadesine ilişkin bir hüküm kurulmamasının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle; davacı tarafın istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, yeniden davanın kısmen kabulü ile 75.000 TL vekalet ücreti alacağının 30.000 TL'sinin dava tarihinden, bakiye 45.000 TL'sinin ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Usuli kazanılmış hak kavramı; davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Somut olayda; davanın açıldığı asliye hukuk mahkemesince, alacağın 29/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsiline dair verilen karara karşı, davalılar tarafından istinaf yoluna başvurulmuş ise de, faizin işlemeye başlayacağı 29/11/2013 tarihine yönelik bir istinaf nedeni ileri sürülmemiştir. Diğer bir anlatımla, artık bu husus kesinleşmiş ve buna bağlı olarak davacı yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur.
Hal böyle olunca bölge adliye mahkemesince; hüküm altına alınan alacağın 29/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekirken, davacı lehine oluşan usuli kazanılmış hak ihlal edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş olması, doğru olmayıp bozmayı gerektirir.
Bundan ayrı bölge adliye mahkemesince; 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 73 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, tüketici olan davalıların harçtan muaf olmaları nedeniyle davacı tarafından yatırılan harçların iadesine karar verilmesi gerektiği yönünde gerekçe oluşturulmasına rağmen, yeniden verilen kararda bu hususta olumlu veya olumsuz bir hüküm verilmemiş olması da usul ve kanuna aykırıdır.
Ne var ki bu yanlışlıklarınn giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının düzeltilerek onanması HMK'nın 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının;
- Dördüncü bendinde yer alan “Davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile, 75.000 TL vekalet ücreti alacağının 30.000 TL'sinin dava tarihinden itibaren, bakiye kalan 45.000 TL'sinin ise ıslah tarihi olan 08/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair isteminin reddine,” ifadesi çıkartılarak yerine “Davacının davasının kısmen kabulü ile 75.000 TL’nin 29/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair isteminin reddine,” ifadesinin yazılmasına,
- Beşinci bendinde yer alan "6502 sayılı Kanun'un 73/2. maddesi uyarınca davalılardan harç alınmasına yer olmadığına," ifadesinden sonra gelmek üzere "davacı tarafından yatırılan 13.559 TL harcın istek halinde davacıya iadesine," cümlesinin eklenmesine,
Hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 14/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.