Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/9715
Karar No: 2012/12115

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/9715 Esas 2012/12115 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2012/9715 E.  ,  2012/12115 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan Şükrü ve Rafet Kılınç tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında ... Köyü, 138 ada 241 parsel sayılı 35892,49 m² yüzölçümündeki taşınmaz, Ağustos 1969 tarih 14 sıra nolu tapu kaydına dayanılarak davalı gerçek kişiler adına tesbit edilmiştir. Davacı Hazine, dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla, birleşen dosya davacısı Orman Yönetimi ise, taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı iddiasıyla ayrı ayrı dava açmışlardır. Mahkemece, H.U.M.K.’nun 45. maddesi gereğince davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda, taşınmazın orman içi açıklık olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ve dava konusu Kıyıcak Köyü, 138 ada 241 parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbitinin iptali ile taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılardan Şükrü ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 11.12.1964 ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazın orman içi açıklık olduğu gerekçesiyle, Hazine ve Orman Yönetiminin davasının kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye elverişli değildir. Şöyle ki; bilirkişi raporlarında 138 ada 241 parsel sayılı taşınmaz, yörede 11.12.1964 ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosunda kısmen orman iç parseli olarak bırakıldığı ifade edilmiştir. Ancak, mahkemece yapılan 4. keşifte orman sınır noktaları yönünden yerel bilirkişi beyanlarına başvurulmamış, bilirkişiler tarafından yapılan uygulama ise yetersiz ve birbirleriyle çelişiktir. Mahkemece yapılan ilk ve ikinci keşiflerde görev alan orman mühendisleri tarafından yapılan uygulama ve aplikeli gösterimde çekişmeli taşınmaz, kısmen 14 nolu orman iç parseli kapsamında gösterilmiş, üçüncü keşifteki orman bilirkişi kurulu ve dördüncü keşifteki orman bilirkişi tarafından yapılan uygulama ve aplikeli gösterimde ise, çekişmeli taşınmaz, bu kez büyük oranda 16 nolu orman iç parseli kapsamında gösterilmiştir. Mahkemece, bu çelişkiler üzerinde durulup, çelişki giderilmediği gibi, tesbite esas dayanak Ağustos 1969 tarih 14 sıra nolu tapu kaydı ilk oluşumundan itibaren tüm tedavülleri getirtilmemiş ve usûlüne uygun uygulanmamış, taşınmazın eski tarihli resmî belgelere göre konumu ve niteliği belirlenmemiş ve taşınmaz eski tarihli resmî belgelerde orman değilse tapulu yerlerin 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi kapsamında orman içi açıklık sayılmayacağı da düşünülmemiştir. Mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulama belirtilen bu yönler itibariyle eksik, yetersiz ve çelişiktir.
    Bu nedenle, mahkemece, çekişmeli parselin tesbitine esas alınan Ağustos 1969 tarih 14 sıra nolu tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve krokileri, dayanak tapu kaydının revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, komşu parsel tutanak ve dayanakları, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilmeli; bundan sonra önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek iki orman mühendisi ve iki harita mühendisinden oluşacak 4 kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaza ve çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları. Anayasa Mahkemesi"nin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yer üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli ( renkli fotokopi ) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, ayrıca 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, özellikle yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6, 7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parsellerin tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı yönetmelikler ile teknik izahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek taşınmazın kesinleşen orman kadastrosundaki konumu tereddütsüz olarak belirlenmeli, taşınmaz eski tarihli resmî belgelerde orman değilse tapulu yerlerin 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi kapsamında orman içi açıklığı sayılmayacağı düşünülmeli, bu itibarla tesbite esas dayanak tapu kaydı yöntemince zemine uygulanıp, sınırlar tek tek yerel bilirkişilerden sorulmalı, tescil krokisi fen elemanı aracılığıyla mahalline uygulanarak kapsamı 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20/A maddesi gereğince belirlenmeli ve bilirkişi tarafından
    tescil krokisi ölçeği kadastro paftası ölçeğine yine kadastro paftası ölçeği de tescil krokisi ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle tapu kaydının kapsadığı alanı gösterir ve keşfi takibe imkân verir kroki düzenlettirilmeli, tescil krokisinin uygulama kabiliyetinin bulunmaması durumunda ise kayıtların sınırında okunan “Çalı” sınırının değişebilir sınırlı olması nedeniyle tapu kaydının miktarı ile geçerli olduğu düşünülmeli, bundan sonra toplanan bütün deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı gerçek kişilerin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 05/11/2012 günü oy birliği ile karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi