Esas No: 2022/2259
Karar No: 2022/3609
Karar Tarihi: 14.04.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/2259 Esas 2022/3609 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/2259 E. , 2022/3609 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
VEK. AV. ...
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
YARGITAY KARARI
Davacı, kendisi ve eşinin davalı ile 02.03.2009 tarihli villa satış sözleşmesi imzaladığını, davaya konu villanın eksiklikleri ile beraber sadece arsa tapusu yolu ile devredildiğini, taahhüt edilen villa ile teslim edilen villanın özellikleri bakımından birbirinden farklı olduğunu, birçok eksiklik ve ayıplar içerdiğini, teslim sürecinden önce eşi ile birlikte 20.000 Euro bedelli boş senedi imzalayarak davalı şirkete teslim ettiğini, kendilerinden ayrıca 14.247,00 TL bedelli boş senet alındığını, icra baskısı altında bu bedelleri davalı vekilinin ofisinde ödediğini, dava konusu villadaki ayıp ve eksikliklerin tespiti amacıyla delil tespiti yaptırıldığını, yine kat mülkiyetine geçirilmesi için 2012 yılı Ocak ayında davalı şirket yetkilisine elden 6.500,00 TL verildiği halde halen kat mülkiyetine geçilmediğini belirterek ayıplı satılan villa sebebiyle uğradığı zararın tazmini amacıyla fazlaya ilişkin tüm talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 15.825,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 35.825,00 TL tazminatın,ve 14.247,00 TL fazla yapılan ödemenin davalıdan tahsiline istemiş, 12/06/2015 tarihli dilekçesi ve 08/09/2015 tarihli celsede sözlü beyanları ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak taleplerini 32.688,10 TL olarak ıslah ettiklerini bildirmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada; bozma ilamında belirtilen hususları değerlendirmek üzere dosya, bilirkişiye tevdi edilmiş, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile davacının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.825,00 TL'nin dava tarihinden itibaren, 16.863,10 TL'nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte toplam 32.688,10 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,davacının fazla ödemeye ilişkin talebinin reddine,manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Kural olarak bozma kararına uyulmakla bozma kararında belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için zorunluluk doğar.
Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.). Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtay'ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.
Taraflardan yalnız birinin temyizi halinde hüküm, temyiz edenin aleyhine bozulamayacağı gibi Yargıtay'ın temyiz eden tarafın lehine verdiği bozma kararına uyan yerel mahkeme de temyiz eden tarafın bozulan karara oranla daha aleyhine bir hüküm veremez. Bu yasağa "aleyhe hüküm verme yasağı" denir. Aksi halde usul hükümleri ile hedef tutulan istikrar zedelenir ve mahkeme kararlarına karşı güven sarsılır.
Bu açıklamalar ışığında somut olayda; mahkemece 08/09/2015 tarihli kararda; davanın kısmen kabul ve kısmen reddine, maddi tazminat talebi yönünden; davacının ayıplı mal nedeniyle 15.825,00 TL'nin dava tarihinden itibaren, 16.863,10 TL'nin de ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte toplam 32.688,10 TL'nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazla ödemeye ilişkin talebinin reddine, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiş, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 24.06.2019 gün ve 2016/10184-2019/7629 sayılı kararında;... mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de, bilirkişi raporunda gizli ayıp olarak nitelendirilen mesela (duvarların saten yağlı boya yerine su bazlı plastik duvar boyası kullanılması, ve otomat sigorta ve komütatörlerin chint marka olması...vs) ayıpların açık ayıp olduğu, yine bilirkişi raporunda eksik ifa olarak nitelendirilen mesela (güvenlik sistemine esas teşkil edecek kamera alt yapısının yapılmamış olması, bodrum kattaki teknik odaya jeneratör hattının çekilmemiş olması..vs) ayıp kavramları içerisinde değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Bu hususa ek olarak; ileri sürülen ayıpların nitelendirmesi yapıldıktan sonra; “gizli ayıp” olarak nitelendirilen ayıplar yönünden kullanım ve mevsimlerdeki yağmur, kar, güneş ve ısı durumları dikkate alınarak ne zaman oluştuğu yada oluşacağı ve bunu normal vasıflardaki tüketicinin ne zaman farkedebileceği ile bağımsız bölümün teslim tarihi ve tespit tarihi de göz önünde bulundurularak yasal süresi içinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı hususlarına yeterince yer verilmediği anlaşılmaktadır. Yine TBK'nun 223 (BK'nun 198. maddesi) hükmü ile gizli ayıplar yönünden kendisine yüklenen “hemen ihbar” mükellefiyetini yerine getirip getirmediğini ispat yükü davacıdadır. Site yönetiminin veya diğer tüketicilerin, tüketici adına ayıp ihbarında bulunma hak ve yetkisi bulunmamaktadır. Hal böyle olunca mahkemece, hükme esas alınan raporu düzenleyen bilirkişi heyetinden “gizli ayıp” olarak nitelendirilen imalatlara ilişkin ayıpların tek tek neler olduğunun belirlenerek, ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı hususunda ayıpların niteliği ve ortaya çıktıkları (kullanım ve mevsimlerdeki yağmur, kar, güneş ve ısı durumları dikkate alınarak bu ayıpların ne zaman oluştuğu yada oluşacağı ve bunu normal vasıflardaki bir tüketicinin ne zaman farkedebileceği) zaman dilimi ve tarafların delilleri dikkate alınarak taraf ve yargı denetimine esas gerekçeli ek rapor tanzimi sağlanarak hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Hükme esas alınan raporda bozma ilamında; açıkça açık ayıp örneği olarak yer verilen duvarların saten yağlı boya yerine su bazlı plastik duvar boyası kullanılması örneğinde ilamın aksine eksik ifa olarak değerlendirimiş yine ilamda eksik ifa olarak nitelendirilen mesela (güvenlik sistemine esas teşkil edecek kamera alt yapısının yapılmamış olması, bodrum kattaki teknik odaya jeneratör hattının çekilmemiş olması..vs) ayıp kavramları içerisinde değerlendirilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen söz konusu işler yine ilamın aksine eksik ifa olarak değerlendirilmiştir.
Mahkemece, bozma gereği yerine getirilmediği gibi hükme esas alınan bilirkişi raporunda eksik ifa olarak nitelendirilen bir çok kalem açık ayıp olduğu anlaşılmıştır. (bahçe aydınlatması,garaj ve kış bahçesinde lavabo,teras ve balkon korkuluğu ....vs. )Bozma ilamının aksine düzenlenen bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Bu durumda; mahkemece, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 24.06.2019 gün ve 2016/10184-2019/7629 sayılı ilamı doğrultusunda taraf ve yargı denetimine esas gerekçeli rapor tanzimi sağlanarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirir.
2-Bozma sebeplerine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle kararın davalı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.