MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar, ... köyü, 101 ada 711 parsel sayılı 167793 m² yüzölçümlü ve susuz tarla vasfındaki taşınmazın Hazine adına tapuya kayıtlı olduğunu, ancak; kazandırıcı zamanaşımı koşullarının yararlarına oluştuğu iddiasıyla tapu kaydının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 27.03.2008 gün ve 2008/1319 – 1686 sayılı bozma kararı ile “...dosya arasında bulunan Silifke Ormancı İşletme Müdürlüğünün 02.03.2005 günlü cevabi yazısına ekli belgelere ve 19.05.2005 günlü ormancı bilirkişi raporundaki açıklamalara göre taşınmazların yer aldığı bölgede 1978 yılında başlayıp 1981 yılında kesinleşen orman sınırlandırma çalışmaları bulunmaktadır. Ormancı bilirkişi ... tarafından düzenlenen yukarıda tarihi yazılı raporda, uyuşmazlık konusu yerin, bu çalışmalara göre ve keza eski tarihli memleket haritası, hava fotografı ve amenajman planlarına göre orman sınırlandırma hattı dışında kalan ve orman sayılmayan yerlerden olduğu açıklanmış ise de bilirkişi, yaptığı uygulamayı var olduğunu bildirdiği orman kadastrosu haritası, memleket haritası, hava fotografı, amenajman planı ve arazi kadastrosu paftası üzerinde çakıştırarak göstermediği, yerinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar; uyuşmazlık konusu taşınmazın 4 tarafının tamamen devlet ormanı ile çevrili olduğunu açıklamalarına rağmen, fen bilirkişisi ... tarafından düzenlenen 13.05.2005 günlü krokiye göre de taşınmazın batı hududunda ne olduğunun açıklanmamış olması nedeniyle taşınmazın ormanla ilgisi yönünden duraksama hasıl olmuştur. Yetersiz, eksik ve denetimden uzak bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm tesis edilemez.” gereğine değinilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın KISMEN KABULÜNE ve fen bilirkişisi Hasan Sarılı"nın 26.05.2009 tarihli rapor ve krokisi ile 01.03.2010 tarihli ek rapor ve krokisinde ve fen bilirkişisi ..."ın 13.05.2005 tarihli rapor ve krokisinde;
(1) ve (5) sayıları ile gösterilen bölümlerin ...,
(6) ve (7) sayıları ile belirtilen bölümlerin ...,
(4) ve (20) sayısı ile belirlenen bölümlerin ... mirasçıları adına,
(18) ve (19) sayıları ile belirlenen bölümlerin ..."ya,
(8), (9) ve (32) sayıları ile belirlenen bölümlerin ...,
(12), (13) ve (35) sayıları ile belirlenen bölümlerin ...,
(14) ve (33) sayıları ile belirlenen bölümlerin ...,
(10), (11) ve (34) sayıları ile belirlenen bölümlerin ...,
(15) ve (31) sayıları ile belirlenen bölümlerin ...,
(16) ve (17) sayıları ile belirlenen bölümlerin ...,
(2) sayısı ile belirlenen bölümün ...,
(24) ve (29) sayıları belirlenen bölümlerin ...,
(22) ve (27) sayıları ile belirlenen bölümlerin ...,
(23) ve (28) sayıları ile belirlenen bölümlerin ...,
(25) ve (30) sayıları ile belirlenen bölümlerin ...,
(21) ve (26) sayıları ile belirlenen bölümlerin ... adına tapuya kayıt ve tesciline,
(36) parsele ilişkin açılan davanın orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle REDDİNE karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi ve Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesi gereğince kadastrodan önceki sebeplere dayalı olarak 10 yıl içinde açılan tapu kaydının iptali ve tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1744 sayılı Yasaya göre 11.06.1979 tarihinde yapılıp itirazsız yerlerde 11.06.1980 tarihinde, itirazlı yerlerde ise; 30.06.1982 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ve 2. madde uygulaması bulunmaktadır.
Yörede genel arazi kadastrosu 05.10.1994 tarihinde yapılıp 28.03.1995 – 26.04.1995 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşmiş olup, dava konusu taşınmaz sınırlama ve tespit sırasında hiç kimsenin bulunmaması nedeni ve tarla niteliğiyle 101 ada 711 parsel sayısıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna ve uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Yasanın 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 05/11/2012 gününde oybirliği ile karar verildi.