Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/15299
Karar No: 2020/801

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/15299 Esas 2020/801 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/15299 E.  ,  2020/801 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS-VASİYETNAMENİN İPTALİ

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis, vasiyetnamenin iptali davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istemli olarak temyiz edilmiş olmakla, duruşma isteğinin değerden reddine karar verildi, dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis, vasiyetnamenin iptali isteklerine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakanları ..."ın adına kayıtlı 124 ada 14 ve 123 ada 32 parsel sayılı taşınmazlarını Perşembe Noterliğinin 05/11/2007 tarih ve 2250 yevmiye numaralı vasiyetnamesi ile davacılardan ..."a, 124 ada 19 parsel sayılı taşınmazını davalı eşi ..."a ve 124 ada 8 - 123 ada 9 ve 124 ada 70 parsel sayılı taşınmazlarını ise davalılardan ...’e vasiyet ettiğini, yine Perşembe Noterliğinin 03/12/2007 gün ve 2432 yevmiye nolu vasiyetnamesi ile murisin adına kayıtlı 125 ada 18 parseldeki taşınmazını davalı ..."a, 127 ada 16 parsel sayılı taşınmazı davacı ..."a 128 ada 1 parsel sayılı taşınmazının üzerinde bulunan bodrum kat ve iki kattan ibaret olan evin ikinci katını davalı ..."a vasiyet ettiğini, mirasbırakanın 24/11/2008 tarih ve 2482 yevmiye numaralı vasiyetnameden dönme işlemi ile daha önce tanzim edilen 05/11/2007 tarih ve 2250 yevmiye nolu vasiyetname ile 124 da 14 ve 123 ada 32 parsel sayılı taşınmazını ..."a vasiyet ettiğini belirterek bu kere vasiyetinden döndüğünü, yine murisin 24/11/2008 gün ve 2483 nolu vasiyetnameden rücu işlemi ile de 03/12/2007 tarih ve 2432 yevmiye nolu vasiyetname ile 127 ada 16 parsel sayılı taşınmazını kızı ..."a vasiyet ettiğini, ancak vasiyetinden gördüğü lüzum üzerine döndüğünü bildirdiğini, bu şekilde saklı paylarına tecavüz edildiğini, öte yandan yapılan tüm vasiyetname ve vasiyetlerden dönme tarihlerinde murisin hukuki ehliyetinin bulunmadığını, vasiyetnamelerin açılmasına ilişkin olan dosyada kendilerine usulüne uygun şekilde tebligatların yapılmadığını, yine mirasbırakanları ...’in adına kayıtlı 141 ada 33 parsel sayılı taşınmazını 1997 yılında davalı ...’e bağışladığını, 121 ada 21 ve 23 parsel sayılı taşınmazlarını ise 2006 yılında ölünceye kadar bakım akdi ile davalı ...’e temlik ettiğini, ayrıca 121 ada 25 parsel sayılı taşınmazı dava dışı üçüncü kişiden murisin bedelini ödeyerek satın aldığını ancak doğrudan davalı ... üzerine tescil ettirdiğini, yapılan tüm işlemlerin kız çocuklarından mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek vasiyetnameler ve vasiyetlerden dönme işlemlerinin iptaline, ölünceye kadar bakım akdi ile davalı ...’e devredilen ve bedeli muris tarafından ödenerek davalı ... adına tescil edilen taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile muris adına tesciline, olmadığı takdirde dava konusu tüm taşınmazlar yönünden tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalılar, davanın zamanaşımına uğradığını, muris ... tarafından yapılan vasiyetin hukuken geçerli, kanunun öngördüğü şekil şartlarını da taşıyan bir vasiyetname olduğunu, murisin kendisine bakan çocukları ve eşine vasiyet yapmış olmasının olağan olduğunu, mirasbırakanlarının ölümünden sonra tarafların bir araya gelerek vasiyetname gözetilmeksizin tüm taşınmazları taksim ettiklerini, hatta davacıların da bu taksime katıldığını, davalılardan ...’e devredilen taşınmazların murise bakması karşılığında verildiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, vasiyetnamenin iptali davasının TMK"nun 559.maddesinde düzenlenen hak düşürücü süre nedeniyle reddine, muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescili davasının reddine, tenkis davasının TMK"nun 571.maddesinde düzenlenen hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1943 doğumlu mirasbırakan ...’ın 07.10.2009 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davalı eşi..., davacı kızları ..., ... ve ..., davalı oğulları ... ve ... ile dava dışı torunları ... ve ...’in kaldıkları,dava konusu 141 ada 33 parsel sayılı taşınmazın muris tarafından 16.12.1997 tarihli bağış işlemi ile davalılardan ...’e, 121 ada 21 ve 23 parsel sayılı taşınmazların muris tarafından 14.07.2006 tarihli Ölünceye Kadar Bakma Akdi ile davalı ...’e temlik edildiği, 121 ada 25 parsel sayılı taşınmaz dava dışı üçüncü kişiler adlarına kayıtlı iken 05.08.2005 tarihinde satış yolu ile davalı ... adına tescil edildiği, Perşembe Noterliğinin 03.12.2007 tarih ve 2432 yevmiye numaralı vasiyetnamesi ile mirasbırakan ...’in 125 ada 18 parsel sayılı taşınmazını davalı ...’e, 127 ada 16 parsel sayılı taşınmazını davacı ...’e vasiyet ettiği, daha sonra yine Perşembe Noterliğinin 24.11.2008 tarih ve 2483 yevmiye numaralı işlemi ile davacı ...’e vasiyet edilen taşınmaz yönünden vasiyetinden döndüğünü bildirdiği, murisin Perşembe Noterliğinin 05.11.2007 tarih ve 2250 yevmiye numaralı vasiyetnamesi ile 124 ada 14 ve 123 ada 32 parsel sayılı taşınmazlarını davacılardan ...’e, 124 ada 19 parsel sayılı taşınmazını davalı ...’ya, 124 ada 8-9 ve 70 parsel sayılı taşınmazlarını ise davalı ...’e vasiyet ettiği, yine Perşembe Noterliği’nin 24.11.2008 tarih ve 2482 yeviye numaralı işlemi ile davacı ...’e vasiyet edilen taşınmazlar yönünden vasiyetinden döndüğünü bildirdiği, Adli Tıp Kurumundan alınan 07.12.2005 tarihli raporda; murisin 05.11.2007 ve 24.11.2008 tarihlerinde fiil ehliyetinin olduğunun belirtildiği, Perşembe Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/551 E-2011/565 K sayılı dosyasında bahsi geçen vasiyetnamelerin açılmış sayılmalarına karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtilmelidir ki, toplanan deliller ve tüm dosya içeriği itibari ile, yukarıda anılan vasiyetnameler ile davalılara vasiyet edilen çekişme konusu 124 ada 8-9-19-70 ve 125 ada 18 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davacıların vasiyetnamelerden haberdar oldukları tarih ve dava tarihi itibariyle TMK 571.maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin geçtiği saptanarak, dava konusu 121 ada 25 parsel sayılı taşınmaz yönünden de davalılardan ...’in taşınmazı dava dışı üçüncü kişilerden satın alırken bedelinin mirasbırakan tarafından ödendiği iddiasının kanıtlanamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacıların bu parsellere yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
    Davacıların diğer temyiz itirazlarına gelince;
    Mirasbırakan ..., 121 ada 21 ve 23 parsel sayılı taşınmazlarını 2006 yılında Ölünceye kadar bakım akdi ile, 141 ada 33 parsel sayılı taşınmazını ise 1997 yılında bağış suretiyle davalılardan ...’e temlik etmiştir.
    Bilindiği üzere tenkis davası açma hakkı saklı payın zedelendiğinin öğrenildiği tarihte başlar. Öte yandan Türk Medeni Kanunu 565/4.maddesine göre mirasbırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı açık olan kazandırmalar tenkise tabidir.
    Ayrıca bilindiği üzere, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (818 s. Borçlar Kanununun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514)).
    Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
    Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 1.4.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
    Mirasbırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
    Somut olaya gelince, 141 ada 33 parsel sayılı taşınmazın davalı ...’e bağış suretiyle temlik edildiğinin davacılar tarafından ne zaman öğrenildiği hususu açıklığa kavuşturulmadığı gibi, anılan temlikin saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yapılıp yapılmadığı konusunun üzerinde durulmadığı, ölünceye kadar bakım akdi ile temlik edilen taşınmazlar bakımından da temlikin muvazaalı olup olmadığı yönünde yeterli araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca, çekişme konusu 141 ada 33 parsel sayılı taşınmazın davalı ...’e temlik edildiğini, davacıların hangi tarihte öğrendiklerinin, öğrendikleri tarih itibariyle Türk Medeni Kanunu 571.maddesindeki hak düşürücü sürenin geçip geçmediğinin, ayrıca bu temlikin murisin diğer mirasçıların saklı paylarını etkisiz kılmak amacıyla yapılıp yapılmadığının açıklığa kavuşturulması, davanın süresinde açıldığı ve murisin temliki saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı belirlenirse, murisin aktif ve pasif malvarlığı saptanarak konusunda uzman bilirkişiden tenkis raporu alınması, 121 ada 21 ve 23 parsel sayılı taşınmazlar bakımından da; muris adına kayıtlı diğer taşınmazlar saptanarak değerleri belirlendikten sonra çekişme konusu taşınmazların tüm malvarlığına oranla makul sınırlar içerisinde kalıp kalmadığının değerlendirilmesi yanında, tanıklar yeniden dinlenerek temlikin mal kaçırma amaçlı olup olmadığının yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca belirlenmesi gerekirken değinilen hususları içermeyen biçimde yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davacıların değinilen yönlere ilişkin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi