Esas No: 2021/4108
Karar No: 2022/3470
Karar Tarihi: 12.04.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/4108 Esas 2022/3470 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/4108 E. , 2022/3470 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 24. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ANKARA 15. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı ve davalı ... Grup Proje Mobilya Müh. İnş. ...nin istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen karar, davalılardan Yapı Grup Proje Mobilya Müh. İnş. A.Ş. vekili tarafından duruşmalı, davacı vekili tarafından duruşmasız olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 12/04/2022 tarihinde davacı vekili Av. ..... ile davalılar vekili Av......geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 22/04/2015 tarihinde davacı ile dava dışı Yapı Grup Proje Mobilya Mühendislik İnş. A.Ş. arasında “Yapı Grup Proje Mobilya Mühendislik İnş A.Ş.-... iş ortaklığı” sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre davalının yönetici olarak atandığını, ortaklığın konusunun dava dışı S.S. Yeni Memurkent Konut Yapı Kooperatifi ile yapılacak inşaat olduğunu, işin kooperatiften kaynaklanan sebeplerle ifasının imkansız hale geldiğini, bunun üzerine adi ortaklık ile kooperatif arasında 08/05/2015 tarihli tadil sözleşmesi imzalandığını, tadil sözleşmesi gereğince dava dışı kooperatif tarafından 450.000 TL’nin 14/08/2015 tarihinde iş ortaklığına ait banka hesabına ödendiğini, paranın yönetici sıfatı ile davalı tarafından tahsil edildiğini, ortaklıkta %30 hissesi bulunduğunu, bu hisseye isabet eden 135.000 TL'nin davalı tarafından ödenmediğini ileri sürerek, 135.000 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; dava dışı iş ortaklığının ortağı olmadığından davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, davacının muhatabının dava dışı ortak olan Yapı Grup Proje Mobilya Müh. İnş. A.Ş. olduğunu, ortaklığın kâr ve zarar ortaklığı olduğunu, adi ortaklığın henüz tasfiye edilmediğini, tasfiye ile kâr zarar hesabı yapılmadan hiçbir ortağın ortaklıktan pay talep edemeyeceğini, kazancın sözkonusu olması halinde bile kendisinin ortak olmadığı için sorumlu tutulamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davaya dahil edilen davalı ... Grup Proje Mobilya Mühendislik İnş AŞ. davaya cevap vermemiştir.
İlk derece mahkemesince; davacı ile dahili davalı şirket arasında iş ortaklığı sözleşmesi imzalandığı, ortaklığın konusunun S.S. Yeni Memur Kent Konut Yapı Kooperatifi tarafından yaptırılan 268 adet konut ve çevre düzenlemesi inşaatı olduğu, dava dışı kooperatif tarafından sözleşme gereğince ödenmesi kararlaştırılan 450.000 TL'nin 14/08/2015 tarihinde adi ortaklığa ait banka hesabına yatırıldığı, ortaklık sözleşmesinde davacının payının %30 olarak belirlendiği, bu tutarın 135.000 TL'ye isabet ettiği, ancak yapılan ödemenin tamamının şirket yetkilisi ... tarafından çekilerek davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığı, gerçekleşen olaylarda davalı ...'in temsilci olarak hareket ettiği, bu sebeple kendisine husumet düşmediği anlaşıldığından bu davalı açısından davanın reddine; davanın dahili davalı ... Grup Mobilya ve Mühendislik A.Ş. açısından kabulü ile 135.000 TL’nin 14/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş; karar, davacı ve dahili davalı ... Grup Mobilya ve Mühendislik A.Ş. tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; ilk derece mahkemesince kurulan hükümde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, davacı ve dahili davalı ... Grup Proje Mobilya Mühendislik İnş. A.Ş vekilinin istinaf başvurunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı ve dahili davalı ... Grup Proje Mobilya Mühendislik İnş. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı ve dahili davalı ... Grup Proje Mobilya Mühendislik İnş. ...nin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacı ile dahili davalı şirket arasında 22/04/2015 tarihli adi ortaklık sözleşmesinin imzalandığı, buna göre 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık ilişkisinin kurulduğu, derece mahkemelerinin ve tarafların da kabulündedir.
Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir ( TBK. md. 620/1 ) .
Adi ortaklığın varlığından söz edebilmek için, ortakların müşterek bir amaç etrafında toplanmış bulunmaları yeterli değildir. Ortakların ayrıca, ortaklığın amacının gerçekleşmesine yönelik faaliyetlere katılmayı, bu yolda diğer ortaklarla işbirliği yaparak, onlarla birlikte çaba sarf etmeyi de üstlenmiş olmaları gereklidir. Amaç, ortak araç veya güçlerle izlenmeli, taraflar amacın izlenmesinde birlikte etkin olmalıdırlar. Her bir ortak şu veya bu şekilde amacın gerçekleşmesine katkıda bulunmak zorundadırlar. Birlikte çaba yükümlülüğü bir yan edim yükümü olmayıp, asli edim yükümü durumundadır ve adi ortaklığın sürekli borç ilişkisi karakterine uygun olarak, süreklilik arz etmelidir.
Somut olayda; davacı ile dahili davalı ... Grup Proje Mobilya Mühendislik İnş. A.Ş. arasında imzalanan sözleşme uyarınca şirket yetkilisi davalı ... yönetici olarak atanmış, ortaklığın konusu olarak dava dışı S.S. Yeni Memurkent Konut Yapı Kooperatifi ile yapılacak inşaat ve onarım işi olarak belirlenmiştir.
Adi ortaklık ile dava dışı S.S. Yeni Memurkent Konut yapı Kooperatifi arasında imzalanan 08/05/2015 tarihli sözleşme, 13/08/2015 tarihinde tadil edilmiş, buna göre inşaat %20 seviyeye ulaşmamış ise de 450.000 TL bedelin Yapı Grup Proje Mobilya Mühendislik İnşaat A.Ş-... İş Ortaklığına ödenmesine, iş ortaklığının garantörlüğünün sona erdiğine eş söyleyişle iş ortaklığının konusunu oluşturan inşaat ve onarım işinin feshine karar verilmiş, sözleşmenin taraflarca imzalanmasını müteakip 450.000 TL iş bedeli dahili davalı şirket hesabına 14/08/2015 tarihinde ödenmiştir.
Davacı tarafından davalı ...’e gönderilen ihtarnamede; yönetici ortak olduğu, işin kooperatiften kaynaklanan nedenler ile ifasının imkansız hale geldiği, bu kapsamda tadil sözleşmesi imzalandığı, yapılan işlerin bedeli olarak iş ortaklığına 450.000 TL ödendiği, bu bedelin yönetici sıfatıyla çekildiği belirtilerek, sözleşme ile belirlenen %30 hisseye tekabül eden 135.000 TL’nin ödenmesi talep edilmiş, yine aynı iddialara dayanılarak eldeki dava açılmış; dahili davalı şirket ise istinaf dilekçesinde, adi ortaklığın tasfiye edilmediğini, adi ortaklık tasfiye edilmeksizin gelir-kazanç talep edilmesinin mümkün olmadığını, ortaklığın tasfiye edilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Bu durumda dava dışı kooperatif ile yapılan tadil sözleşmesi nedeniyle ortaklık konusunun ifasının imkansız hale geldiği, diğer bir deyişle ortaklığın amacının gerçekleşmeyeceğine yönelik taraf iradelerinin birleştiği görülmektedir.
Adi ortaklıkta, yönetici ortaklar ile diğer ortaklar arasındaki ilişkiyi düzenleyen TBK'nın 630 uncu maddesinin üçüncü bendine göre; yönetici, yılda en az bir defa hesap vermek ve kazanç paylarını ortaklara ödemekle yükümlüdür.
Buna göre; davalı ..., dava konusu ortaklıkta yönetici olmakla birlikte, her ne kadar adi ortaklık döneminde, yönetici olmayan ortak tarafından kar payı istenmesi, adi ortaklığın tasfiyesini gerektirmese de, dava konusu somut olayda, tadil sözleşmesi ile ortaklık konusunun ifasının imkansız hale geldiği, ortaklığın fiilen devam etmediği hususu taraf iradelerinden anlaşıldığından adi ortaklık ilişkisinin fiilen sona erdiğinin kabulü gerekmektedir.
Adi ortaklığın sona ermesi ile birlikte, ortaklık tasfiye aşamasına girer. Ortaklar arasındaki hukuki bağ, tasfiye tamamlanmadan ortadan kalkmış kabul edilemez. Tasfiye, ortaklar arasındaki ortaklık ilişkisinin tamamen sona erdirilmesine yönelik kanuni bir usuldür. TBK'nın 642 vd. maddelerinde düzenlenen tasfiye; ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır.
Diğer bir anlatımla tasfiye memuru tarafından yapılacak bir arıtma işlemi olup; hesap ve işlemlerin incelenip, bir bilanço düzenlenerek, ortaklığın aktif ve pasifi arasındaki farkı ortaya koymaktır.
Tasfiye usulünü düzenleyen Türk Borçlar Kanunu'nun 644 üncü maddesine göre; "Ortaklığın sona ermesi hâlinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklar da dâhil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır. Ancak, ortaklık sözleşmesinde, ortaklardan biri tarafından kendi adına ve ortaklık hesabına belirli bazı işlemlerin yapılması öngörülmüşse, bu ortak, ortaklığın sona ermesinden sonra da o işlemleri tek başına yapmak ve diğerlerine hesap vermekle yükümlüdür.
Ortaklar, tasfiye işlerini yürütmek üzere tasfiye görevlisi atayabilirler. Bu konuda anlaşamamaları hâlinde, ortaklardan her biri, tasfiye görevlisinin hâkim tarafından atanması isteminde bulunabilir.
Tasfiye görevlisine ödenecek ücret, sözleşmede buna ilişkin bir hüküm veya ortaklarca oybirliğiyle verilmiş bir karar yoksa tasfiyenin gerektirdiği emek ile ortaklık malvarlığının geliri göz önünde tutularak hâkim tarafından belirlenir ve ortaklık malvarlığından, buna imkân bulunamazsa, ortaklardan müteselsilen karşılanır.
Tasfiye usulüne veya tasfiye sonucunda her bir ortağa dağıtılacak paya ilişkin olarak doğabilecek uyuşmazlıklar, ilgililerin istemi üzerine hâkim tarafından çözüme bağlanır."
Aynı Kanun'un kazanç ve zararın paylaşımı başlıklı 643 üncü maddesinde ise; "Ortaklığın borçları ödendikten ve ortaklardan her birinin ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yaptığı giderler ve koymuş olduğu katılım payı geri verildikten sonra bir şey artarsa, bu kazanç, ortaklar arasında paylaşılır.
Ortaklığın, borçlar, giderler ve avanslar ödendikten sonra kalan varlığı, ortakların koydukları katılım paylarının geri verilmesine yetmezse, zarar ortaklar arasında paylaşılır." hükmü yer almaktadır. Katılım payı olarak bir şeyin mülkiyetini koyan ortak, ortaklığın sona ermesi üzerine yapılacak tasfiye sonucunda, o şeyi olduğu gibi geri alamaz; ancak koyduğu katılım payına ne değer biçilmişse, o değeri isteyebilir. Bu değer belirlenmemişse, geri alma, o şeyin katılım payı olarak konduğu zamandaki değeri üzerinden yapılır (TBK md. 642).
Keza, aynı Kanun'un kazanç ve zarara katılma başlıklı 623 üncü maddesine göre de; "Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, her ortağın kazanç ve zarardaki payı, katılım payının değerine ve niteliğine bakılmaksızın eşittir.
Sözleşmede ortakların kazanç veya zarara katılım paylarından biri belirlenmişse bu belirleme, diğerindeki payı da ifade eder.
Bir ortağın zarara katılmaksızın yalnız kazanca katılacağına ilişkin anlaşma, ancak katılma payı olarak yalnızca emeğini koymuş olan ortak için geçerlidir." hükmünü ihtiva etmektedir.
Mahkemece yapılacak iş; yukarıda açıklanan kanun hükümlerine göre, adi ortaklık sözleşmesinde tasfiyeye ilişkin hüküm bulunmadığı gözetilerek, ortakların anlaşarak tasfiye memuru belirlemelerini istemek; bu konuda anlaşamamaları halinde ise tasfiye işlemini gerçekleştirecek (ortaklığın faaliyet alanına göre konusunda uzman bir veya üç kişiyi) tasfiye memuru olarak resen atamak olmalıdır.
Bundan sonra ise, tasfiye işlemleri; hakim tarafından öngörülecek üçer aylık (uyuşmazlığın mahiyetine göre süreler uzatılıp kısaltılabilir) dönemlerde tasfiye memuru tarafından 3 aşamada gerçekleştirilmelidir.
Birinci aşamada; ortaklığın 13/08/2015 tarihi itibariyle sona erdiği gözetilerek, bu tarih itibariyle ortaklığın tüm malvarlığı (aktif ve pasifi ile birlikte) belirlenmeli, yönetici ve idareci ortaktan ortaklık hesabını gösterir hesap istenmeli, verilen hesapta uyuşmazlık çıktığı takdirde taraflardan delilleri sorularak toplanmalı, tasfiye memurunun belirlediği malvarlığı bilançosu taraflara tebliğ edilmeli, bu husustaki itirazları da karşılanıp, toplanacak delillere göre değerlendirilmelidir.
İkinci aşamada; ortaklığın malvarlığına ilişkin satış ve nakte çevirme işlemi (TMK'nın 634 üncü vd. maddelerinde düzenlenen resmi tasfiye işlemi kıyasen uygulanmak suretiyle) gerçekleştirilmeli, şayet bu mallar mevcut değilse, değerleri bilirkişi marifetiyle saptanmalıdır.
Üçüncü ve son aşamada ise; yukarıdaki işlemler sonucu oluşan değerden, öncelikle ortaklığın borçları ödenmeli ve ortaklardan herbirinin, ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yaptığı giderler ve katılım payı geri verilmeli, bundan sonra bir şey artarsa, bu kazanç veya (ortaklığın, borçlar, giderler ve avanslar ödendikten sonra kalan varlığı, ortakların koydukları katılım paylarının geri verilmesine yetmezse) zarar da belirlenerek ortaklara paylaştırılmak üzere son bilanço düzenlenmelidir.
Bu aşamalardan sonra ise; tasfiye memurunun yaptığı tasfiye işleminin sonuç bilançosuna göre hakim, (HMK'nın 297 nci maddesi uyarınca) tarafların hak ve yükümlülüklerini saptayıp, tasfiye işlemini sonlandırmalı ve bu doğrultuda hüküm oluşturmalıdır.
Hal böyle olunca ilk derece mahkemesince; davaya konu ortaklık amacının elde edilmesinin imkansız hale geldiği, buna bağlı olarak ortaklığın fiilen sona ermiş olduğu gözetilerek, yukarıda açıklanan tasfiye hükümleri doğrultusunda, maddeler halinde belirtilen sıra ve yöntem izlenmek suretiyle ortaklığın tasfiye edilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı ve dahili davalı ... Grup Proje Mobilya Mühendislik İnş. ...nin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı ve dahili davalı ... Grup Proje Mobilya Mühendislik İnş. A.Ş. yararına BOZULMASINA, 3.815 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin yekdiğerinden alınıp yekdiğerine verilmesine,
peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 12/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
AÇŞ/MG
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.