Esas No: 2021/7490
Karar No: 2022/3489
Karar Tarihi: 12.04.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/7490 Esas 2022/3489 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/7490 E. , 2022/3489 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ERZURUM BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde birleştirilerek görülen maddi ve manevi tazminat davalarının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalıların istinaf başvurularının esastan reddine, davacıların istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden davaların kısmen kabulüne yönelik olarak verilen karar; davalı ... ... vekili tarafından duruşmalı, davacılar ve davalı ... Başkanlığı vekili tarafından duruşmasız olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 12/04/2022 tarihinde davalı ... ... vekili Av. ... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar asıl davada; davacı ...’in 09/04/2015 tarihinde binanın çatısını boyadığı sırada elektrik akımına kapılarak ağır şekilde yaralandığını, olayın meydana gelmesinde enerji nakil hattının sahibi olan davalı şirketin kusurlu olduğunu, kaldı ki tehlike arz eden yapı eserinin fena yapılmasından, bakımı ve işletilmesindeki eksikliklerden davalının kusursuz sorumluluğunun da bulunduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik davacılardan ...’in geçici ve sürekli iş gücü kaybı nedeniyle 1.000 TL maddi, 50.000 TL manevi, yine protez bedeli olarak 1.000 TL maddi ve ...’in eşi ve çocukları olan diğer davacıların her biri için ise 25.000’er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı şirketten tahsilini talep etmişler; 13/03/2018 tarihli dilekçe ile davacılardan ... için maddi tazminat talebi 253.679 TL olarak belirlenmiş; birleşen davada ise, Çukurca Belediye Başkanlığına husumet yöneltilip, aynı vakıalara dayanılarak asıl davaya konu tazminat alacaklarının asıl davada davalı şirket ile birlikte davalı belediyeden müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmişlerdir.
Davalı şirket; olayın meydana gelmesinde sorumluluğunun bulunmadığını, tarafına kusur atfedilemeyeceğini, talep edilen tazminatın fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ...; sorumluluğuna gidilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; 10/08/2016 tarihli bilirkişi heyeti raporu hükme esas alınarak; davacılardan ...’in 09/04/2015 tarihinde otel olarak işletilen binanın çatısını boyarken elektrik akımına kapılarak ağır şekilde yaralandığı, binanın yakınından geçen enerji nakil hattının ilgili yönetmelikte belirtilen asgari düşey mesafe şartına aykırı olarak tesis edildiği, hatların gerekli bakım ve kontrollerinin de zamanında yapılmadığı, bu nedenlerle davalı ... ...’ın olayın meydana gelmesinde % 40, elektrik hattının altına inşa edilen bahse konu binaya ruhsat veren belediyenin % 40, gerekli iş güvenliği tedbirlerini almayan otel işletmecisinin ise % 10, davacı ...’in de tedbirsiz ve dikkatsiz davranması nedeniyle % 10 oranında kusurlu olduğu; davacı ...’in maddi zararının 285.389 TL olarak hesaplandığı, protez ihtiyacı olmadığı, davacı ...’in eşi ve çocukları olan diğer davacıların manevi tazminat isteminde bulunabilecekleri, ancak olay tarihinde sekiz (8) aylık olan davacılardan ...’in yaşı itibariyle manevi acı duyamayacağı, dolayısıyla manevi zararının da bulunmadığı gerekçesiyle; asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne, davacılardan ...’in protez bedeline yönelik isteminin ve ...’in manevi tazminat isteminin reddine, davacılardan ... için 253.679 TL maddi ve 10.000 TL manevi, ... için 2.000 TL manevi, ... ... için 1.000 TL manevi, ... için 1.000 TL manevi, ... için 1.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte asıl davada davalı ... ... ile birleşen davada davalı ... Belediyesinden ( tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile ) müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı, taraflarca istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; davaya konu olayın meydana gelmesinde davalıların kusurlu oldukları, müteselsil sorumluluklarının bulunduğu, ilk derece mahkemesince alınan kusur raporunun ve tazminat miktarının hesaplanmasına yönelik hesap raporunun hukuka uygun, denetime açık ve gerekçeli olduğu, ancak takdir edilen manevi tazminatın düşük olduğu gerekçesiyle, davalıların istinaf başvurularının esastan reddine, davacıların istinaf başvurularının kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak; asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne, davacılardan ...’in protez bedeline yönelik isteminin reddine, davacılardan ... için 253.679 TL maddi ve 20.000 TL manevi, ... için 10.000 TL manevi, ... ... için 5.000 TL manevi, ... için 5.000 TL manevi, ... için 5.000 TL manevi, ... için 5.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte asıl davada davalı ... ... ile birleşen davada davalı ... Belediyesinden ( tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile ) müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1) Davacı ...’in ağır şekilde yaralanması nedeniyle, yakınları olan diğer davacılar yararına hükmedilen manevi tazminata dair davacılar vekilinin temyiz itirazları ile davacılardan her biri için hükmedilen manevi tazminat yönünden davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
İhtiyarî dava arkadaşlığında, kesinlik sınırı her dava arkadaşının davası için ayrı ayrı belirlenir.
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde HMK’nın 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Somut olayda; davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğu dikkate alındığında, davacılardan her biri lehine hükmedilen manevi tazminat miktarlarının birbirlerinden bağımsız olarak kesinlik değerlendirilmesine tabi tutulması gerektiği gözetilerek; hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktarlar bölge adliye mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 78.630 TL’nin altında kalmaktadır.
Yukarıda açıklanan nedenle, taraf vekillerinin bu yöne ilişkin temyiz istemlerinin ayrı ayrı miktar itibariyle reddine karar verilmesi gerekmektedir.
2) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre; davacılar vekilinin davacı ... lehine hükmedilen manevi tazminat il vekalet ücretlerine yönelik sair temyiz itirazları ile davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
3) Dava, elektrik çarpması nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 281 inci maddesinde; tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri, mahkemenin, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için bilirkişiden ek rapor alabileceği, ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu, aynı zamanda taraf ve Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Öte yandan; Türk Borçlar Kanunu'nun "Bedensel zarar" başlığı altında düzenlenen 54 üncü maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeniyle talep edilebilecek zarar türleri belirtilmiştir. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından, maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Maluliyete ilişkin alınacak raporların, haksız fiilin gerçekleştiği tarih 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonrası ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak düzenlenmesi gerekmektedir.
Somut olayda; ilk derece mahkemesince, davacılardan ...’in maluliyet durumunun tespitine yönelik Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi ilgili anabilim dallarında görev yapan öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi heyetinden alınan raporda; maluliyet oranı, Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği yerine Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre belirlendiği, davalılar tarafından işbu rapora gerekçeleri de gösterilmek suretiyle itiraz edilmiştir. Bundan ayrı, tazminat miktarının hesaplanmasına yönelik alınan raporun da konunun uzmanı olmayan bilirkişi tarafından hazırlandığı görülmüştür.
Hal böyle olunca, bölge adliye mahkemesince; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, davacılardan ...’in geçici iş göremezlik süresi ve maluliyet oranının tespitine yönelik, Adli Tıp Kurumundan davalıların rapora karşı itirazlarını da karşılayacak şekilde, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alındıktan sonra, tazminat miktarının hesaplanmasına dair konunun uzmanı hesap bilirkişisinden de rapor alınmak suretiyle, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; yetersiz bilirkişi raporları benimsenerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin davacı ... dışındaki davacılar yararına hükmedilen manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının miktar itibariyle REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 371 inci maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının davalılar yararına BOZULMASINA, 3.815 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalılardan...’a verilmesine, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, HMK'nın 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dava dosyasının kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 12/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.