3. Hukuk Dairesi 2020/398 E. , 2020/8049 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm, davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 08/12/2020 tarihinde davacı vekili Av. ... ile davalılar vekili Av. ... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin daha derinlemesine incelenmesi ve bu konuda bir araştırma yapılması gerektiği heyetçe zorunlu görüldüğünden, Yargıtay Kanununun 24/1 ve Yargıtay İç Yönetmeliğinin 21/3 maddeleri uyarınca görüşmenin başka bir güne bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 20/06/1965 tarihinde Paris"te vefat eden miras bırakan ... tarafından 16/07/1954 tarihli el yazılı vasiyetname düzenlendiğini, Paris Noterliği"nde olan söz konusu vasiyetname gereğince terekedeki gayrimenkullerin farklı oranlarda davalılara bırakıldığını, miras bırakanın ölümünden sonra davalılar vekilinin başvurusu üzerine Üsküdar 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/1097 sayılı dosyası ile vasiyetnamenin açılarak okunduğunu, miras bırakanın ... ilçesinde kain 954 ada 2 parsel sayılı taşınmazının 16/03/1972 tarihinde Hazine adına tescil edildiğini, vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte miras bırakanın yaşının, nerede olduğunun, ruh ve akıl sağlığının yerinde olup olmadığının araştırılması gerektiğini, vasiyetnamedeki yazının murisin el yazısı olup olmadığının kesin olarak bilinmediğini ileri sürerek; dava konusu vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar; iptali talep edilen el yazılı vasiyetnamenin açılıp okunması davasında vasiyetnamenin tespit ve tesciline karar verildiğini, vasiyetnamenin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 538. maddesinde düzenlenen el yazısı vasiyetname koşullarına göre düzenlendiğini, davacı vekilinin vasiyetin okunması davasının 25/12/2007 tarihli duruşmasında hazır olması nedeniyle vasiyetnameyi öğrendiğini, yasada belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş olduğunu savunarak davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece; iptal davasının 1 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, davacı tarafın temyizi üzerine Dairece verilen 17/05/2017 tarihli ve 2016/22758 E. 2017/7381 K. sayılı kararıyla; vasiyetnamenin iptali davasında zamanaşımı süresinin vasiyetnamenin açılıp okunmasına ilişkin davanın kesinleştiği tarihten itibaren başlayacağı, dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma sonrası mahkemece yapılan yargılama neticesinde; vasiyetnamenin baştan sona el yazılı olduğu ve Türk Kanuni Medenesi"nde belirtilen el yazılı vasiyetname için gerekli unsurları taşıdığı, şekil noksanlığı bulunmadığı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vasiyetnamenin iptali gerekçeleri kapsamında mahkece yapılan araştırmalar neticesinde vasiyetnamenin iptalini gerektirir bir hususun tespit olunamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyize konu uyuşmazlık; miras bırakan ... tarafından düzenlenen el yazılı vasiyetnamenin iptali talebiyle açılan eldeki davada, Türk hukukunun mu yoksa murisin milli hukuku olan Fransız hukukunun mu uygulanacağı, davaya konu vasiyetnamenin geçerli olarak düzenlenip düzenlenmediği, iptalinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un “Hukuki işlemlerde şekil” başlıklı 7 nci maddesinde hukuki işlemlerin, yapıldıkları ülke hukukunun veya o hukuki işlemin esası hakkında yetkili olan maddi hukuk hükümlerinin öngördüğü şekle uygun olarak yapılabileceği hüküm altına alınmıştır.
Aynı Kanun’un “Miras” başlıklı 20 nci maddesinde ise "(1) Miras ölenin millî hukukuna tâbidir. Türkiye"de bulunan taşınmazlar hakkında Türk hukuku uygulanır.
(2) Mirasın açılması sebeplerine, iktisabına ve taksimine ilişkin hükümler terekenin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.
(3) Türkiye"de bulunan mirasçısız tereke Devlete kalır.
(4) Ölüme bağlı tasarrufun şekline 7 nci madde hükmü uygulanır. Ölenin millî hukukuna uygun şekilde yapılan ölüme bağlı tasarruflar da geçerlidir.
(5) Ölüme bağlı tasarruf ehliyeti, tasarrufta bulunanın, tasarrufun yapıldığı andaki millî hukukuna tâbidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Ölüme bağlı tasarruflarda şekil konusu menkul miras, gayrimenkul miras ayrımı yapılmadan düzenlenmiştir. (Nomer/Şanlı Devletler Hususi Hukuku, s.288).
Bu kapsamda 5718 sayılı MÖHUK’un 20 nci maddesine göre, ölüme bağlı tasarrufun şekli, tasarrufun yapıldığı yer hukukuna veya işlemin esasına uygulanan hukuka veya ölenin milli hukukuna tabidir. Bu üç seçimli şekil kuralından amaç, ölenin son arzularının sonucu olan işlemin geçerliliğini sağlamaktır. (Milletler Arası Özel Hukuk Aysel Çelikel s.294)
Diğer taraftan, vasiyetnamelerin geçerliliğini sağlamak amacı ile 05/10/1961 tarihli Vasiyet Tasarruflarının Şekli Konusunda İhtilafına Dair La Haye Sözleşmesi’ne Türkiye"de 1983 yılında taraf olmuştur.
Sözleşmenin 1 nci maddesine göre; “Bir vasiyet tasarrufu şekil yönünden aşağıdaki şartlarla geçerlidir;
a) vasiyetçinin vasiyet tasarrufunu yaptığı yer iç hukukuna uygunsa, veya
b) vasiyetçinin vasiyet tasarrufunu yaptığı anda veya ölümü anında vatandaşı bulunduğu Devletin iç hukukuna uygunsa, veya
c)vasiyetçinin vasiyet tasarrufunu yaptığı veya ölümü anında ikametgahının bulunduğu yer iç hukukuna uygunsa, veya
d) vasiyetçinin vasiyet tasarrufunu yaptığı veya ölümü anında mutat meskeninin bulunduğu yer iç hukukuna uygunsa,veya
e) taşınmazlar söz konusu olduğu takdirde, bu malların bulundukları yer iç hukukuna uygunsa.” vasiyetnamenin geçerli olacağı belirtilmiştir.
Somut olayda; vasiyetnameyi düzenleyen miras bırakan Fransız vatandaşı olup, yine iptali istenen el yazılı vasiyetname de Fransa’da düzenlenmiştir. Buna göre; iptali istenen vasiyetnamenin Fransız Hukukuna uygun düzenlenmesi halinde geçerli olacağı açıktır. Ancak, mahkemece; dava konusu vasiyetnamenin Fransız Hukukuna uygunluğu yönünden gerekli inceleme ve araştırma yapılmamıştır.
Hal böyle olunca mahkemece; vasiyetçinin milli hukuku olan Fransa Hukukunun vasiyetname ile ilgili kısmının muhtevasının gerekirse bilirkişi aracılığı ile incelenmesi, bu hususta tarafların yardımının istenmesi (5718 s.K.m.2/1) ve Yabancı Hukuk Hakkında Bilgi Edinilmesine Dair Avrupa Sözleşmesi hükümlerinden de yararlanılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nın 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, 3.050 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.