Esas No: 2012/4956
Karar No: 2012/13287
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/4956 Esas 2012/13287 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ... ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar Zeki ve ..., ... Mahallesi ... mevkiinde bulunan doğusu kısmen yol, kısmen 329 ada 1 nolu parsel, batısı hali arazi, güneyi yol ve ötesi 116 ada 22, 58, 59, 55 ve 54 ve kısmen 115 ada 1 nolu parseller, kuzeyi 104 ada 232-243-197 parseller ile kısmen 331 ada 8 nolu parsel, kısmen 330 ada 1 nolu parsel ile çevrili taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakıldığını, oysa ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/179-2005/46 sayılı kararı ile davacı ... adına, yine ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/178 -2005/34 sayılı kararı ile de davacı ... adına tesciline karar verildiğini ve 23.05.1989 tarih 21 numarada tapuda kayıtlı olduğunu ileri sürerek, adlarına tescili istemiyle ... Sulh Hukuk Mahkemesinin sayılı dosyasında dava açmışlardır. Davalı Hazine, davanın reddi ile çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğundan Hazine adına tescilini istemiş, ayrıca dava konusu yerin değeri itibarıyla görev itirazında bulunmuştur.
Sulh hukuk mahkemesinin 23.06.2006 tarih ve 2006/119 - 2006/144 sayılı kararı ile 21.06.2006 tarihli fen bilirkişi raporunda gösterilen 86.318,43 m2 yerin davacılar ... ile ... adlarına tapuya tesciline karar verilmiş kararın hazine ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 31.10.2006 tarih 2006/5156 - 6520 sayılı bozma kararı ile (dava konusu taşınmazın, ..., Merkez İlçe, ... Mahallesi, ... Mevkiinde, Belediye Başkanlığı yazısına göre kısmen imar planı ve kısmen de mücavir alan içerisinde kalan, fen bilirkişilerin 21.06.2006 tarihli raporlarına göre 86318,43 m2 yüzölçümündeki taşınmaz olduğu, taşınmazın değerinin dava tarihi itibariyle dava dilekçesinde gösterilen 4500,00.- YTL. olması hayatın olağan akışına ters düştüğünden, mahkemece, Belediye Başkanlığı, Emlak İstimlak Daire Başkanlığına ve Emlak Vergi Dairesi Başkanlığına yazılacak müzekkerelerle taşınmazın çevresinde bulunan ve emsal olacak nitelikteki diğer taşınmazların emlak değerleri tespit edilip, yeniden usulüne uygun bir biçimde keşif yapılarak, yerel bilirkişi, emlak alım satım işiyle uğraşan uzman bir bilirkişi ve taşınmazın arsa niteliğini kazanması ihtimali de nazara alınarak, inşaat mühendisi bilirkişiden oluşacak üç kişilik bilirkişi heyetiyle değerinin tespit ettirilerek sonucuna göre görevli mahkemenin tayin edilmesi gerekirken, görev hususunun usulüne uygun bir biçimde belirlenmeden işin esasına girilerek davanın sonuçlandırılmasının doğru olmadığı) nedeniyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak, 05.04.2007 tarihinde mahallinde keşif yapılan keşif sonucu belirlenen değere göre davaya bakmakta sulh hukuk mahkemesinin görevsiz olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek dava dosyası görevli asliye hukuk mahkemesine aktarıldıktan sonra, 20/07/2007 gün ve 2006/239 - 2007/245 sayılı karar ile (kadastroca tespit dışı bırakma işleminin kesinleştiği tarihten davanın açıldığı tarihe kadar kazanmaya yeterli 20 yıllık zilyetlik süresinin geçmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş) hüküm, davacılar ile davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 11.12.2007 gün ve 2007/5626 - 7151 sayılı bozma kararı ile, (Eski tarihli tapu kayıtları, kadastronun girmesi ile birlikte uygulanabilir
tapu özelliğini ve tedavül yeteneğini yitirmiş kayda dönüşür ise de delil olma özelliğini devam ettireceği, dosya arasında bulunan dayanak 23.05.1989 tarih 21 sıra numaralı tapu kaydı ve geldi kayıtlarının, 919 m² yüzölçümüne sahip dört sınırı sahibi senet olarak okuduğu, tescili istenen 86.318.43 m² yüzölçümlü taşınmazın doğu ve güney sınırındaki taşınmazların kadastro sırasında herhangi bir belgeye dayanılmaksızın zilyetlik nedeniyle dava dışı gerçek kişiler adına tescil edildiği, batı ve kuzey sınırı ise zeminde bayır ve meşelik niteliğindeki taşınmazlar olduğundan, dayanak kaydın değişken ve değişebilir sınırlı olduğu ve miktarı ile geçerli olduğu, ne var ki, kayıt fazlasının zilyetlikle kazanma koşullarının bulunması durumunda edinilebileceği, kadastro öncesi tapu kaydına dayanılarak açılan tescil davalarında, tespit dışı bırakma tarihinden davanın açıldığı tarihe kadar 20 yıllık zilyetlik süresi aranmayacağı gibi, mahkemenin bu yöne ilişkin araştırması da yeterli olmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19.03.2003 gün 2003/20 - 257 esas 2003/171 karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi, tespit dışı bırakma tarihi, kadastro paftasının düzenlendiği tarih olduğundan, mahkemenin, Kadastro Müdürlüğünden ... Mahallesindeki dava konusu taşınmazın içinde bulunduğu paftanın düzenlenme tarihini sormadan veya bitişik parsellere ait kadastro tutanaklarından yararlanmak suretiyle paftanın düzenlendiği tarihi duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlemeden kadastro çalışmasının kesinleşme tarihini esas alarak yazılı gerekçeyle davanın reddine karar vermesinin doğru olmadığı, davanın taraflarına delillerini sunmaları için süre ve imkan verilmeden taşınmazın bulunduğu yerde keşif yapıldığından yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının yöntemince dinlenip, tapu kaydının miktarı ile kapsadığı alan zeminde belirlenmesi, dosya kapsamına göre tescile konu taşınmazın içinde ve çevresinde meşe ağaçları bulunduğu saptanmasına rağmen, orman araştırması yapılmadığı, bu nedenle 6831 sayılı Orman Kanununun 1. maddesi hükmü uyarınca; taşınmazın orman sayılan yerlerden bulunup bulunmadığının uzman bilirkişi aracılığıyla belirlenmesi gerektiğinden, orman sayılan yerlerden olup olmadığının yöntemine uygun bir biçimde araştırılıp belirlenmesi gereğine” değinilmiştir.
Bozma sonrasında dava dosyası, mahkemenin 2008/122 esas numarasına kaydedilmiştir.
Diğer yandan mahkemenin 2009/401 esas sayılı dosyasında davacılar ... ve arkadaşları, asıl dosyadaki dava konusu edilen yerinin içerisinde kalan ve kuzeydoğu yönündeki 6 dönüm miktarındaki taşınmazın zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adlarına tescili istemiyle dava açmış olup, her iki dosya, aralarındaki hukukî ve fiili bağlantı nedeni ile birleştirilmiştir.
Yargılama sırasında Orman Yönetimi çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunu ileri sürerek orman niteliğinde Hazine adına tescili istemiyle davaya katılmıştır.
Mahkemece, asıl dosya ile birleştirilen mahkemenin 2009/401 esas sayılı dosyasındaki davacıların davalarının REDDİNE, 2008/122 esas sayılı asıl dosyasının davacıları ... ve ..."in davalarının REDDİNE, Hazinenin hali arazi niteliği ile dava konusu yerin adına tescil isteminin reddine, Orman Yönetiminin katılma isteminin kabulü ile ... Mahallesi ... mevkiinde kuzeyi 331 ada 8 nolu parsel, doğusu 116 ada 115 ada batısı ve güneyi boşluk ile çevrili, 16.03.2010 tarihli bilirkişiler İmam ... ve ..."ın rapor ve krokilerinde sarıya boyalı (A) ile gösterilen 40.750,82 m2 yüzölçümünde ve maviye boyalı (K1), (K2), (K3), (K4), (K5), (K6), (K7) ve (K8) ile gösterilen sırası ile 1.624,58 m2, 905,52 m2, 2.991,26 m2, 1.330,06 m2, 3.116,17 m2, 7.081,03 m2, 5.575,95 m2, 529,70 m2 ve toplam 23.154,27 m2 olmak üzere toplam 63.905,09 m2 yüzölçümündeki taşınmazların orman niteliği ile Hazine adına tesciline, aynı krokide kırmızıya boyalı yerler imarda yol olarak, yeşile boyalı yerler park alanı olarak bırakıldığı nedeniyle tapuya tescili mümkün olmadığından tescil istemlerinin REDDİNE karar verilmiş, mahkemece verilen bu hüküm davacılar ... ve ... vekili, davacılar İbrahim Oğuz mirasçıları ... ve arkadaşları vekili, davalı Hazine vekili, katılan davacı ... Yönetimi vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesi tarafından onanmıştır.
Daha sonra süresi içinde Orman Yönetimi, ... ve arkadaşları ile ... ve ...’in karar düzeltme talepleri yönünden kısmen red, kısmen kabul kararı verilerek hükmün kısmen bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 16.03.2011 gün ve 2011/3263 – 2807 sayılı kısmen red, kısmen kabule konu bozma kararında özetle: “... ve arkadaşları ile ... ve ...’in fen bilirkişiler İmam ... ve ... tarafından düzenlenen 16.03.2010 tarihli ek raporda (A) , (K1), (K2), (K3), (K4), (K5), (K6), (K7) ve (K8) ile işaretlenen taşınmazlara yönelik karar düzeltme istemleri yönünden; karar düzeltme dilekçesinde değinilen hususlar
temyiz aşamasında da ileri sürülmüş olup Dairemiz kararı bu konulara cevap teşkil edecek nitelikte olduğu gibi, usul ve yasaya da uygun olduğundan karar düzeltme istemlerinin REDDİ gerekmiştir.
... ve arkadaşları ile ... ve ...’in harç, yargılama giderleri ve vekâlet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince; 4721 sayılı Medenî Kanunun 713. maddesi uyarınca tapusuz taşınmazların tesciline yönelik davalarda davanın sonucuna bakılmaksızın harç ve yargılama giderlerinin davacı veya katılan davacı üzerinde bırakılması gerektiği gibi, davacı veya katılan davacı yararına vekalet ücreti de takdir edilemeyeceğinden, katılan ... Yönetimi tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılması, lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi, karar ve ilâm harcının Orman Yönetiminden alınması gerekir. Bundan ayrı, birleşen 2009/401 esas sayılı dosyanın davacıları olan ... ve arkadaşlarının inşaat bilirkişi Necati Söylemez tarafından düzenlenen 30.07.2009 havale tarihli raporda çekişmeli taşınmazın dava tarihi itibariyle m2 birim fiyatının 25.-TL olduğu belirlenmiş olup, bu değer üzerinden eksik harcı tamamlamadıkları, dava dilekçesinde dava değerini 20.000.- TL olarak belirttikleri halde 20.000.- TL üzerinden Hazine ve Belediye Bakanlığı yararına tek vekâlet ücreti takdir edilmesi gerekirken ve yine ... ve ... tarafından açılan 2008/122 esas sayılı dosyada keşifte belirlenen değer üzerinden eksik harcın sadece 29.132.-TL’si ... tarafından 02.10.2009 tarihinde ödendiği halde, mahkemece katılan ... Yönetiminin keşifte belirlenen değer üzerinden eksik harcı tamamladığı gerekçesiyle tamamlanan tüm harç doğrultusunda davalılar Hazine ve Belediye Başkanlığı yararına vekâlet ücreti takdir edilmesi de usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanan nedenlerle ... ve arkadaşları ile ... ve ...’in karar düzeltme istemlerinin harç, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti ile sınırlı olarak kabulüne,
Orman Yönetiminin, fen bilirkişiler İmam ... ve ... tarafından düzenlenen 16.3.2010 tarihli ek raporda kırmızı renk ile boyalı olarak işaretlenen yollar ve yeşil renk ile boyalı olarak işaretlenen parklara yönelik karar düzeltme istemlerine gelince; mahkemece temyize konu taşınmazların imar uygulamasında park ve yol olarak bırakıldığından ve bu yerlerin tapuya tescili mümkün olmadığından Orman Yönetiminin tapuya tescil talebinin reddine karar verilmiş ise de uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada taşınmazların orman sayılan yerlerden oldukları tespit edilmiştir. Anayasanın 169 ve 170. maddelerinde özel olarak düzenlenen Devlet Ormanları, 3402 sayılı Kanunun 16/D maddesine göre, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup, kamu malı niteliğindedir. Yargıtay H.G.K. ve ilgili daire kararlarında kabul edildiği gibi, bu tür taşınmazlar hakkında Medenî Kanunun 1023. (eski 931 mad.) maddeleri de uygulanmaz. 6831 sayılı Orman Yasasına tabi olan kamu malı niteliğindeki taşınmazlar 2981 ve 3194 sayılı yasa hükümlerine tabi tutulamaz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.12.1997 gün ve 1997/1 - 655 - 1003 sayılı kararında da kabul edildiği gibi (... kamu malı niteliğini kazanan bir taşınmazın imar uygulamasına tabi tutarak özel mülkiyete dönüştürmeye idari mercilerin yetkileri yoktur. Başka bir anlatımla, idari mercilerin yasadan kaynaklanan bir yetkileri bulunmayan konularda aldıkları karar yok hükmünde olup, buna dayanılarak yapılan tüm işlemler de geçersizdir.
Ormanların 2981 sayılı Kanun hükümlerine göre ıslah-imar planlarına ve 3194 sayılı Kanun gereğine imar uygulamasına konu edilemeyeceği ve idari mercilerin her hangi bir yasadan kaynaklanmayan bir yetkileri bulunmayan konularda aldıkları kararların (somut olayda ıslah-imar kararının) yok hükmünde olduğu gözetilerek fen bilirkişiler tarafından düzenlenen 16.03.2010 tarihli ek raporda kırmızı renk ile boyalı olarak işaretlenen yollar ve yeşil renk ile boyalı olarak işaretlenen parklarında orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescillerine karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması olmadığı belirtilerek, Dairenin 28.12.2010 gün 2010/14872 - 16891 sayılı onama kararının harç, yargılama giderleri, vekâlet ücreti, yol ve park olarak bırakılan taşınmazlarla sınırlı olmak üzere kaldırılarak usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra mahkemenin birleşen 2009/401 esas sayılı dosyası yönünden hükmün 1/f bendinde davacılar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti dışındaki hükümler onanarak kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına, dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden hesaplanan 2.400.- TL vekâlet ücretinin 2009/401 sayılı dosyanın davacılarından alınarak davalı Hazineye verilmesine, mahkemenin 2008/122 sayılı dosyası yönünden 29.03.2010 tarihli kararın 2. fıkrasının (a), (b), (d) bentleri kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına, 16.03.2010 tarihli bilirkişiler İmam ... ve ..."ın rapor ve krokilerinde ... İli, Merkez ...
Mahallesi ... Mevkiinde kuzeyi 331 ada 8 nolu parsel, doğusu 116 ada 115 ada batısı ve güneyi boşluk ile çevrili, raporda (A) harfi ile sarıya boyalı 40.750,82 m2"lik yer ile maviye boyalı (K1), (K2), (K3), (K4), (K5), (K6), (K7) ve (K8) harfleri ile gösterilen sırası ile 1.624,58 m2, 905,52 m2, 2.991,26 m2, 1.330,06 m2, 3.116,17 m2, 7.081,03 m2, 5.575,95 m2 ve 529,70 m2"lik yerlerin 23.154,27 m2 olmak üzere bu şekilde toplam 63.905,09 m2"lik yerin orman niteliği ile Hazine adına kaydına ilişkin karar kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına, aynı raporda kırmızı renk ile boyalı olarak işaretlenen yollar ile yeşil renk ile boyanan parkların orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, davacılar ... ve ..."in davasının reddedilip Orman idaresinin 63905,09 m2’lik kısma ilişkin davası kabul gördüğünden ve m2"si 25.- TL olarak dava tarihi itibari ile kabul edildiğinden bu durumda Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca hesaplanan 57.914,00.- TL vekâlet ücretinin eksik harcın orman idaresince yatırılmamış bulunması nedeniyle yarısı olan 28.957.- TL’nin davacılar ... ve ..."den alınarak davalılar Hazine ve Belediyeye verilmesine karar verilmiş, hüküm davacılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Türk Medenî 713. maddesi uyarınca tescil istemine ilişkindir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; dava dilekçesi ve Hazinenin cevap dilekçesi gözetildiğinde, kendisini vekille temsil ettiren davalılar Hazine ve Belediye yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 2860,00.- TL vekâlet ücreti takdir edilmesi gerekirken, 28957,00.- TL vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle, hüküm fıkrasının (C4) bendi hükümden tamamen çıkartılarak, bunun yerine “Kendisini vekille temsil ettiren davalılar Hazine ve Belediye yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık ücret tarifesine göre belirlenen 2860,00.- TL nispi vekâlet ücretinin davacılar ... ve ...’den alınarak davalılar Hazine ve Belediye’ye verilmesine,” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Yasanın değişik 3. maddesi göndermesiyle H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, 26/11/2012 günü oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.