Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/3048
Karar No: 2020/8057
Karar Tarihi: 22.12.2010

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/3048 Esas 2020/8057 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/3048 E.  ,  2020/8057 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın davalı ... yönünden açılmamış sayılmasına, davalı ... Belediyesi yönünden reddine, diğer davalılar yönünden kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... İnş.Malz.Tic.A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar; müteveffa ... ’in iş makinası tamir ve bakım ustası olarak kendi nam ve hesabına çalışmakta iken, 18/10/2008 tarihinde çağrı üzerine davalı ... Belediyesi’ne ait inşaat şantiye alanına gittiğini, iş makinası tamiri sırasında gerçekleşen kazada hayatını kaybettiğini, olayın meydana gelmesinde iş güvenliğinin gerektirdiği önlemleri almayan davalıların kusurlu olduklarını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, şimdilik davacılardan her biri için 1.000"er TL maddi ve ... için 50.000 TL, diğer davacıların her biri için 40.000’er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmişler; 16/05/2013 tarihli dilekçe ile maddi tazminat taleplerini davacılardan ... için 407.416,76 TL, ... için 49.391,66 TL, ... için 115.759,40 TL, ... için 125.714,56 TL olarak belirlemişlerdir.
    Davalı ...; olayın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını, sorumluluğuna gidilemeyeceğini savunarak; davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... Malz. Tic. A.Ş., ... - Zemin Müh. İnş. San. A.Ş., ... İnşaat Ltd. Şti.; müteveffa ile aralarındaki hukuki ilişkinin niteliğinin eser sözleşmesi olup, işçi - işveren ilişkisi olmadığını, bu nedenle iş sağlığı ve güvenliğini sağlama yükümlülüklerinin bulunmadığını, olayın meydana gelmesinde müteveffanın kusurlu olduğunu, işin gerektirdiği dikkat ve özeni göstermediğini, kendilerine kusur atfedilemeyeceğini, sorumluluklarına gidilemeyeceğini savunarak; davanın reddini istemişlerdir.
    Mahkemece; davalı ... yönünden davanın açılmamış sayılmasına, davalı ... Belediyesi yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kısmen kabulü ile davacılardan ... için 407.416,76 TL , ... için 49.391,60 TL, ... Bilgin için 115.759,40 TL ve ... Bilgin için 125.714,60 TL maddi tazminat ile davacılardan her biri için ayrı ayrı 25.000’er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline dair verilen karar, davalılardan ... İnşaat Malz. Tic. A.Ş. ve ...-Zemin Müh. İnş. San. A.Ş. tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece verilen 05/06/2017 tarihli ve 2016/801 E. - 2017/9091 K. sayılı karar da;
    (...Olayın geliş biçimi ve 14.03.2012 günü dosyaya giren ilk hesap ( aktüer ) raporuna davacıların itiraz etmemiş olması gözetildiğinde, müteveffanın aylık gelirini, ilk bilirkişi raporunda belirlenen miktardan çok daha fazla aylık emsal ücret üzerinden ve ilk rapora itiraz eden davalıların aleyhine olacak şekilde belirleyen 11.01.2013 tarihli diğer hesap ( aktüer ) raporu benimsenerek karar verilmesi doğru değildir.
    O halde mahkemece, serbest meslek erbabı olan desteğin emsal kazancının belirlenmesi ve ona göre destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması için dosyanın yeni bir bilirkişiye tevdi edilerek; ( iki aktüer raporu arasında çelişki bulunduğu gözetilerek) raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek ve davalıların ilk aktüer raporuna itirazlarını da karşılayacak şekilde denetime uygun rapor alınmak suretiyle ( ilk aktüer raporuna davacı tarafın itiraz etmemiş olmasının davalılar lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu da gözönüne alınarak ) sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir...) gerekçesiyle bozulmuştur.
    Bozmaya uyan mahkemece; 22/04/2019 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak; davalı ... yönünden davanın açılmamış sayılmasına, davalı ... Belediyesi yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kısmen kabulü ile davacılardan ... için 49.069,49 TL, ... Bilgin için 2.553,99 TL, ... için 9.434,95 TL ve ... için 14.379,38 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ... Malz. Tic. A.Ş. ‘den tahsiline; davacılardan ... için 81.782,48 TL, ... için 4.256,65 TL, ... için 15.724,92 TL ve ... için 23.965,63 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ... İnşaat Ltd. Şti.’ den tahsiline; davacılardan ... için 130.851,97 TL, ... için 6.810,63 TL, ... için 25.159,88 TL ve ... için 38.345,01 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ... – Zemin İnşaat San.’ den tahsiline ; her bir davacı için ayrı ayrı 25.000’er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline , fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı ... Malz. Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2) Davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde ;
    Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.)
    Mahkemece uyulan bozma ilamında; destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasına yönelik alınan 14/03/2012 tarihli raporda toplam maddi tazminat miktarının 182.368,37 TL, davalıların itirazı üzerine alınan 11/01/2013 tarihli bilirkişi raporunda ise 698.282,38 TL olarak belirlendiği, ilk rapora davacıların itirazı olmamasına rağmen, davalıların aleyhine olacak şekilde hesaplama yapılan sonraki rapora göre karar verilmesinin, davalıların usuli kazanılmış hakkını ihlal ettiği, bu nedenle yeniden verilecek kararda davalılar lehine oluşan usuli müktesep hakkın gözetilmesi gerektiği açıkça ifade edilmesine rağmen; bozma sonrası alınan 22/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda, talep edilebilecek toplam maddi tazminat miktarı, ilk raporda belirlenen tutarı ( 182.368,37 TL ) aşacak şekilde 402.334,96 TL olarak belirlenmiş olup, mahkemece, 22/04/2019 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alındığı, davalıların usuli kazanılmış haklarının ihlal edildiği, eş söyleyişle uyulan bozma ilamının gereğinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.
    O halde, mahkemece; davalılar lehine oluşan usuli müktesep hak dikkate alınarak, 14/03/2012 tarihli bilirkişi raporunda belirlenen toplam 182.368,37 TL üzerinden maddi tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken; davalıların usuli kazanılmış hakkı ihlal edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    3) Davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde ;
    Türk Borçlar Kanunu"nun 61. maddesinde; "Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır." şeklinde düzenleme yapılmıştır.
    Aynı kanun"un 163. maddesinde ise; "Alacaklı borcun tamamının veya bir kısmının ifasını dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir. Borçluların sorumluluğu, borcun tamamı ödeninceye kadar devam eder."
    Müteselsil sorumluluk, zarar görene, diğer borç ilişkilerine oranla zarar verenler karşısında güçlü ve ayrıcalıklı bir durum sağlar. Buna göre, zarar gören tazminatın tamamını, dilediği takdirde zarar verenlerin tamamından talep edebileceği gibi, bir kısmından veya sadece birinden de talep edebilir. Ancak, burada " tek zarar, tek tazminat" ilkesi geçerli olduğundan, tazminat ödeme borcu, zarar verenlerden biri tarafından yerine getirildiğinde sona erer. Zarar gören, diğer zarar verenlerden tazminat talep edemez.
    Öte yandan; mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (Hukuk Genel Kurulu"nun 20.12.2013 gün E: 2013/23-131, K: 2013/1681 sayılı ilam)
    Somut olayda; davacılar, davaya konu olay nedeniyle müteveffanın desteğinden yoksun kaldıklarını iddia ederek, uğramış oldukları zararın tamamının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmişlerdir. Mahkemece, 02/07/2013 tarihli kararda, davacılardan her biri için ayrı ayrı belirlenen maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, anılan karar davalı ... Malz. Tic. A.Ş. ve ...-Zemin Müh. İnş. San. A.Ş. tarafından temyiz edilmiş ve yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuştur. Dairece verilen bozma kararında, “davalıların sair temyiz itirazlarının reddine” ifadesi kullanılarak, davalıların “müteselsilen sorumluluklarına gidilemeyeceğine” yönelik temyiz itirazlarının da reddine karar verildiği, bu hususun bozma kapsamı dışında bırakılarak davacılar lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, davalılardan ... İnşaat Malz. Tic. A.Ş., ...-Zemin Müh. İnş. San. A.Ş. ve ... İnşaat Ltd. Şti.’nin gerçekleşen zarardan müteselsilen sorumlu oldukları dikkate alınarak, maddi tazminatın tamamının, davalılardan müteselsil sorumluluk ilkesi gereğince tahsiline karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile davalıların kusuru oranında maddi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    4) Bozma nedenine göre, taraf vekillerinin vekalet ücreti ve yargılama giderlerine yönelik diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, hükmün HUMK’nın 428. maddesi gereğince ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalı taraf yararına, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davacı taraf yararına BOZULMASINA, dördüncü bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin vekalet ücreti ve yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/12/2010 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi