Esas No: 2021/8552
Karar No: 2022/3317
Karar Tarihi: 07.04.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/8552 Esas 2022/3317 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davalı öğretim üyesine pedagojik formasyon sertifika programı kapsamında fazladan ödeme yapıldığı iddiasıyla açılan davada, 2014 yılı ödemelerinde kamu zararı olmadığı tespit edilmiş olmakla birlikte, 2015 yılı ödemelerine yönelik eksik değerlendirme içeren bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Bu nedenle, ilk derece mahkemesinin kararı bozulmuştur ve emekli denetçilerden oluşan heyetten rapor alınarak yeni bir karar verilmesi istenmiştir. Kararda, 2547 sayılı Kanun'un 58. maddesi de detaylıca değerlendirilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; üniversitede dekan yardımcısı olan davalı öğretim üyesine 2014 - 2015 pedagojik formasyon sertifika programı kapsamında fazladan 329.912,60 TL ödeme yapıldığını, 2547 sayılı Kanun'un 58. maddesinin (c) ve (f) bentlerine göre katkı payı ödenmesi gerekirken limit uygulanmadan ödeme yapıldığını ileri sürerek; şimdilik 329.912,60 TL'nin 24/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; dava tarihinden geriye doğru iki yıldan önceki döneme ait taleplerin zamanaşımına uğradığını, kendisine yapılan ödemelerin sadece dekan yardımcısı olması sebebi ile değil, aynı zamanda 2012-2014 yılları arasında pedagojik formasyon birimi üyesi olması sebebiyle yapmış olduğu eğitici faaliyetler ve koordinasyon hizmet çalışmaları neticesinde verildiğini, 2014-2015 yılında yapılan ... sermayesi katkı payı ödemelerinin 27/08/2015 tarihli ve 2015-11 sayılı ... sorgusuna konu olduğunu, bunun üzerine iç denetim birimince yapılan inceleme sonucu rapor düzenlendiğini, söz konusu raporun hesaplama hataları ile dolu olduğunu, ayrıca ... 2. Dairesinin 09/05/2016 tarihli ve ... kararı ile söz konusu ... raporundaki tespite ilişkin 2547 sayılı Kanun'un 58/e bendine göre kamu zararının oluşmadığının davacıya bildirildiğini, bu karar gözetilmeksizin kendisinden tahsilat yapılmaya çalışıldığını, pedagojik formasyon sertifika eğitiminin düzenlilik arz etmeyen ve düzenli gelir getirmeyen bir eğitim olduğunu, çünkü her yıl açılan bir program olmadığını, bu nedenle 2547 sayılı Kanun'un 58. Maddesinin (c) ve (f) bentlerinin uygulanamayacağını, eğitim fakültelerinden elde edilen gelirin
(c) bendine girmediğini, (f) bendinde düzenlenen ödeme ile pedagojik formasyon katkı payı ödemesinin ilgisi olmadığını, düzenlilik arz etmeyen bir gelir olduğunu, 58/e maddesinin uygulanmasının gerektiğini, ödemenin denetimden geçerek yapıldığını ve 58/e maddesi gereği limitin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesi; pedagojik formasyon sertifika eğitiminin düzenlilik arz etmeyen ve düzenli gelir getirmeyen bir eğitim programı olduğu, bu sebeple davanın dayanağı iç denetçi raporunun esas aldığı 2547 Sayılı Kanun'un 58. maddesinin (c) ve (f) bendinin burada uygulanamayacağını, eğitim fakültelerinde elde edilen gelirlerin dağıtımının (c) bendine göre belirlendiğini, yönetici payı ödemelerini düzenleyen (f) bendi ile de pedagojik formasyon katkı payı ödemelerinin hiç bir ilişkisi olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava; 2014 ve 2015 yıllarında pedagojik formasyon sebebi ile limit dahilinde yapılması gereken ... ... ödemelerinin bu oranın aşılması suretiyle ödendiği iddiasıyla, fazladan ödenen tutarın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsili istemine ilişkindir.
Somut olayda; hükme esas bilirkişi raporunda, ... denetçi raporuna binaen iç denetçi raporunda fazla tahsil edilen bedel tespit edilmiş ise de, ... denetçi raporunun ... 2. Dairesinin 09/05/2016 tarihli ve ... kararı ile katılım payı dağıtımının 58/e maddesi gereğince yapılması gerektiği iptal edildiği ve kamu zararının oluşmadığını tespit ettiği, dolayısıyla davacının davalıdan alacağının olmadığı görüşünü bildirdiği görülmüştür.
Hükme esas alınan rapor, sadece 2014 yılı ödemelerine ilişkin ... kararını değerlendirme konusu yapmış ve davacı tarafından 2014 yılı yanında 2015 yılına ait ödemelerinin tahsilinin istendiği göz ardı edilmiştir.
... 2. Dairesinin kararı ile 2014 yılı ödemelerinde bir fazlalık olmadığı tespit edilmiş olmakla birlikte, 2015 yılı ödemelerine yönelik hazırlanan ... denetçi raporuna ilişkin değerlendirme yapılmadığı gibi, yine bu rapora yönelik ... 2. Dairesinin 23/06/2017 tarihli ve 230 İlam No 35470 Karar nolu kararı da incelenmemiştir.
O halde ilk derece mahkemesince; ... 2. Daire kararı dikkate alındığında 2014 yılı ödemeleri açısından bir kamu zararı olmadığı tespit edilmekle beraber, 2015 yılı ödemeleri açısından eksik değerlendirme içeren bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Buna göre ilk derece mahkemesince yapılacak iş; 2015 yılı ödemeleri açısından değerlendirme yapılmak üzere, emekli ... denetçilerinden oluşan 3 kişilik heyetten 2547 sayılı Kanuna dayalı 08/07/2014 tarih ve 29054 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, Yüksek Öğretim kurumlarında ... ... gelirlerinden Yapılacak Ek Ödemenin Dağıtılmasında Uygulanacak Usul ve Esaslara ilişkin Yönetmelikte değişiklik yapan Yönetmeliğin 4. maddesi ile getirilen yöneticilere ek ödeme tavan tutarı uygulaması hakkında değerlendirmeleri de içeren rapor almak ve ulaşılacak sonuca göre işin esası hakkında bir karar vermek olmalıdır.
İlk derece mahkemesi kararı, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmuş olduğundan, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 07/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.