Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1864
Karar No: 2022/3292
Karar Tarihi: 07.04.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/1864 Esas 2022/3292 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, Sosyal Güvenlik Kurumuna emekli olmak için davalı bankadan kredi çekerek prim borçlarını kapattığını ancak davalı bankanın emekli maaşına el koyduğunu ileri sürerek, yapılan uygulamanın kanuna aykırı olduğunu ve kesintilerin faizi ile birlikte iadesinin gerektiğini belirtmiş ve maddi tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkeme, öncelikle davacının verdiği temliknamelerin muvafakat niteliğinde olduğunu ve kesintilerin haklı nedene dayandığını belirterek, davanın reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay'ın daha önce verdiği bir bozma kararına uyulmaması nedeniyle karar bozulmuştur. Yargıtay, davacının hesabından 28.02.2009 tarihinden önce yapılan kesintilerin haksız olduğunu ve iadesine karar verilmesi gerektiğini belirtmiş ancak mahkeme bu yönde bir karar vermemiş, davacının verdiği temliknamenin muvafakat niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın tümden reddine karar vermiştir. Bu nedenle, Yargıtay kararı doğrultusunda davacının hesabından 28.02.2009 tarihinden önce yapılan kesintilerin iadesine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 5510 Sayılı Kanun'un 93. maddesi
- 5838 Sayılı Kanun'un 32/2-b maddesi
- İcra ve İflas Kanunu'nun 83/a maddesi
3. Hukuk Dairesi         2022/1864 E.  ,  2022/3292 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TİCARET) MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak ve manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; Sosyal Güvenlik Kurumundan emekli olabilmek için kurum ile davalı banka arasındaki sözleşme kapsamında davalı bankadan kredi çekerek prim borçlarını kapattığını, ancak davalı bankanın emekli maaşına el koyduğunu, üç yıldır emekli maaşını alamadığını, yapılan uygulamanın kanuna aykırı olduğu, davalının yaptığı kesintilerin faizi ile birlikte iadesinin gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 8.000,00 TL alacak ile 10.000,00 TL manevi tazminatın haksız uygulamanın başladığı tarihten itibaren işleyecek banka faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah ile maddi tazminat talebini 15.981,35 TL’ye yükseltmiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı eldeki dava ile davalı bankadan kullandığı kredi sebebiyle emekli maaşından yapılan kesintilerin haksız olduğunu ileri sürerek, bu kesintilerin iadesi ile manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulüne yönelik verilen karar, davalının temyizi üzerine görev yönünden bozulmuş; görevli mahkeme tarafından tekrar davanın kısmen kabulü ile 15.981,35 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı taraftan tahsiline, manevi tazminata ilişkin istemin reddine karar verilmiş, davalı tarafın temyiz isteminde bulunması üzerine karar, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin (kapatılan) 22.10.2015 tarih, 2015/27714 Esas, 2015/31213 Karar sayılı ilamı ile “...5510 Sayılı Yasanın 93. maddesine değişiklik getiren ve 28.2.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5838 Sayılı Yasanın 32/2-b maddesi gereği, "Bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepler, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedilir." Bu yasa İİK.nun 83/a maddesine göre daha özel düzenleme içerdiğinden takibin kesinleşmiş olması şartıyla 28.2.2009 tarihi ve sonrasında artık borçlunun 5510 Sayılı Yasanın 93.maddesi kapsamındaki gelir, aylık ve ödeneklere ilişkin hacze muvafakati geçerli olacaktır. Bahsedilen yasal düzenlemelerin, haciz, icra takibi olmadan temlik ve taahhütnamelere göre emekli maaşı hesabından kredi ödemeleri yapılmasına ilişkin durumlarda da kıyasen uygulanması gerekir. Somut olayda 28.2.2009 tarihinden önceki kesintiler yönünden kesinti yapılamayacağına ilişkin yasal düzenleme karşısında bu tarihten önceye isabet eden ödemelerin kesilmesi mümkün değildir. 28.2.2009 tarihinden sonraki yasal düzenleme ile emeklinin muvafakati ile emekli maaşı hesabından kesinti mümkündür. Davacının, davalı bankaya verdiği temlik ve taahhütnameler muvafakat niteliğindedir. Mahkemece davacının emekli maaşından 28.2.2009 tarihinden sonraki kesintiler yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın tamamının kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir...” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacının davalı bankaya verdiği temlik ve taahhütnamelerin muvafakat niteliğinde olduğu, davacının emekli maaşından 28.02.2009 tarihinden önceki ve sonraki tarihlerde yapılan kesintiler için temlikname verdiği, bu sebeple yapılan kesintilerin haklı nedene dayandığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    Bilindiği üzere mahkemenin Yargıtay tarafından verilen bozma kararına uyması sonunda, bozma kararında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK). Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtay'ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.
    Mahkemece bozma kararına uyulmuş, ancak bozmanın gereği yerine getirilmemiştir. Zira uyulmasına karar verilen bozma kararında 28.02.2009 tarihinde yürürlüğe giren kanun değişikliğinden önce yapılan kesintilerin haksız olduğu belirtilmiş olup, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda da belirtilen tarihten önce davacının hesabından kesinti yapıldığı tespit edilmiştir. Buna rağmen mahkemece davacının verdiği temliknamenin muvafakat niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    O halde, mahkemece uyulan bozma ilamı doğrultusunda, davalı banka tarafından 28.02.2009 tarihinden önce davacının maaşından yapılan kesintilerin iadesine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın HUMK'nın 428. maddesi gereğince temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi