Esas No: 2021/7357
Karar No: 2022/3284
Karar Tarihi: 07.04.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/7357 Esas 2022/3284 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi, bir eczacının Kuruma fatura ettiği, sahibi olan kişiye ait olmayan reçeteler nedeniyle kurumca uygulanan cezai işlem üzerine açılan davada, yerel mahkemenin kararının doğru olduğunu ancak istinaf mahkemesinin yanlış karar verdiğini belirterek, istinaf başvurusunun kabulünü ve davanın reddine yönelik kararı bozdu. Kararda, davacının sözleşmeye aykırı bir eylemi bulunmadığı ve zararın 3. bir kişinin ağır kusuru sonucu oluştuğu belirtildi. Kararda yer alan kanun maddeleri; Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2016 Yılı protokolü ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesi oldu.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen kurum işleminin iptali davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılarak davanın reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ... Eczanesi’nin sahibi olduğunu, ... ... isimli kişinin kanser hastası olmadığı halde adına kanser hastalığına dair rapor çıkarılarak kanser ilacı reçetesi yazıldığını ve bu reçetelerden 6 adetinin eczanesinden faturalandırılması nedeniyle hakkında yazılı uyarı ve 4.694,13 TL para cezası uygulandığını, ... ...’ın eczanesinin yakınındaki bir apartmanda oturduğunu ve ilaçları bizzat aldığı için kurum işleminin iptalini istemiştir.
Davalı; yapılan işlemlerin yerinde ve yasal olması sebebiyle davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince; işleme dayanak 07/03/2011, 14/04/2011, 05/05/2011, 16/06/2011 tarihli reçetelerin Özel Adana Hastanesinde çalışan Dr. ... ..., 18/03/2011 ve 18/04/2011 tarihli reçetelerin Aile Hekimi Dr. ... ... tarafından düzenlendiği, reçetelerin sahte olduğuna dair herhangi bir iddia ve tespit bulunmadığı, yapılan soruşturma sırasında dava dışı hak sahibi ... ... isimli kişinin kanser raporları ve reçetelerin kendisine ait olmadığını, bazı reçetelerin arkasındaki telefon numarasının kendisinin eski hattı olduğunu bildirdiği, dava dışı hak sahibi adına benzer nitelikte başka eczanelerden de kanser ilacı temin edildiği, hastanelerden sağlık hizmeti aldığı, davacının kendisine gösterilen kimlik ve reçete bilgileri ile medula sistemine göre ilaçları teslim ettiği, davacının reçete arkasındaki imzanın hak sahibine veya yakınına ait olmadığını tespit etmesinin mümkün bulunmadığı, tespit edilen olgulara göre davalı tarafından tesis edilen işlemin hukuka uygun bulunmadığı kanaati ile işlemin iptaline karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; hak sahibi ... ...'ın yerine bir başkasının muayene edildiği ve eczacı tarafından da ilaçların hak sahibine teslim edilmediğinin yapılan imza incelemesi ve dosya kapsamı ile sabit olduğundan, davacı eczacı; ... ...’a ait reçete, olay tarihinde eczanesine geldiğinde kimlik kontrolü yapmayarak kusurlu davrandığından ayrıca 2016 yılı eczane protokolünün 5.3.2. maddesinin uygulanması için kusur dahi aranmadığından ve ilaçların hak sahibine ulaştırılmamasını cezai işlem uygulanması için yeterli kabul ettiğinden yerel mahkeme kararı yerinde bulunmayarak davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, davacının Kuruma fatura ettiği dava dışı ... ...’a ait 07/03/2011, 14/04/2011, 05/05/2011, 16/06/2011, 18/03/2011 ve 18/04/2011 tarihli 6 adet reçete nedeniyle Kurumca Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2016 Yılı protokolünün 5.3.2. maddesince uygulanan cezai işlemin yerinde olup olmadığına ilişkindir.
Davacı hakkında uygulanan; Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2016 Yılı protokolünün 5.3.2. maddesi “Eczacının Kuruma fatura ettiği reçetelerde (e-reçete olarak düzenlenenler hariç) bulunması gereken ve reçete muhteviyatı ilaçların reçete sahibine ya da ilacı alana teslim edildiğine ilişkin imzanın, reçete sahibine veya ilacı alana ait olmadığının tespit edilmesi halinde, reçete bedelinin 2 (iki) katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı yazılı olarak uyarılır, tekrarı halinde reçete bedelinin 5 (beş) katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 1 (bir) ay süre ile sözleşme yapılmaz. Ancak hastanın veya ilacı teslim alan kişinin ilacı aldığını beyan etmesi durumunda bu madde hükmü uygulanmaz.” şeklindedir.
Somut uyuşmazlıkta; cezai işleme konu reçetelerin sahibi ... ...’ın ehliyetini kaybettiği ve Kurum tarafından yapılan incelemelerde bu ehliyetin kullanılarak tedavi hizmeti alındığı özel hastanelerce sunulan ... ...’a ait ehliyet fotokopisinden anlaşılmaktadır. Ayrıca davacı tanığının beyanına göre ... ...’ın davacıya ait eczanenin yakınında oturduğu, eczacının ... ...’ı tanıdığı, bu nedenle bu isimle başka şahısa ilaç vermeyeceğine dair savunmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu ve ... ile ...’nın yerine tedavi görüp ilaç alan ... ...’ın birbirlerini tanıdıklarını ve aynı evde yaşadıklarını, bu durumun da ...’nın rızası ile kimliğini ... ...’a kullandırmak suretiyle tedavi olmasını sağladığını gösterdiğinden eczacının kimlik kontrolü yaptığına dair iddiası ve dinlettiği tanığın beyanlarının aksinin Kurumca ispatlanamadığının kabulü gerekir. Zira 3. bir şahıs, ... ...’ın ehliyetini kullanarak kişileri ve kurumları yanıltmaktadır. Davacı tarafın sözleşmeye aykırı bir eylemi bulunmadığı gibi, davacının eylemi ile Kurumun uğradığı zarar arasındaki illiyet bağı 3. kişinin ağır kusuru ile kesilmiştir. Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesince davanın kabulü kararı yerinde olmasına rağmen istinaf mahkemesince kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedeni yapılmıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 12/04/2021 tarih 2019/1675 esas – 2021/472 karar sayılı kararının HMK'nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 07/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.