Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1641
Karar No: 2022/3294
Karar Tarihi: 07.04.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/1641 Esas 2022/3294 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2022/1641 E.  ,  2022/3294 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; 20.08.2006 tarihinde Kayseri ili, Melikgazi ilçesi, Gültepe mevkii 5321 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davalı ... tarafından inşa edilen taşınmazda bulunan 27 numaralı daireyi 50.000,00 Euro karşılığında satın aldığını, bu dairenin ilk olarak dava dışı ...’a 10.08.2005 tarihli gayrimenkul satış mukavelesi başlıklı sözleşme ile satıldığı, kendisinin de daireyi temlikname ile ...’dan devraldığını, bu hususun davalıya bildirildiği, davalı tarafından kendisine teslim edilen daireye yerleştikten sonra tesadüfen dairenin 118/214 hissesinin tapu kaydının dava dışı Adnan Vural üzerine kayıtlı olduğunu, kendisine sadece dairenin kalan 96/214 hissesinin devredildiğini öğrendiği, dairenin bugünkü değerinin en az 181.000 TL olduğunu ileri sürerek, satın aldığı 27 numaralı dairenin 118/224 hissesinin başka bir kişi adına kayıtlı olması sebebiyle bugünkü en düşük rayiç değeri karşılığı olmak üzere 100.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın kabulüne, 100.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline, karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı eldeki dava ile, dava dışı ... ile davalı arasındaki sözleşmede satışının kararlaştırıldığı daireyi ... ile akdedilen temlikname ile devraldığını, davalı tarafından dairenin kendisine teslim edildiğini, ancak sonrasında tesadüfen dairenin sadece 96/214 hissesinin kendisine devredildiğini, 118/214 hissenin dava dışı Adnan Vural adına kayıtlı olduğunu öğrendiğini ileri sürerek dairenin, kendisine devredilmeyen 118/214 hissesinin karşılığı olarak dava tarihindeki en düşük rayiç değerin tahsilini talep etmiştir. Genel mahkeme tarafından davanın kabulüne ilişkin verilen karar, davalı tarafın temyiz isteminde bulunması üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin (kapatılan) 10.10.2017 tarih, 2016/30422 Esas, 2017/9372 Karar sayılı ilam ile davaya bakmakla görevli mahkemenin tüketici mahkemeleri olduğu, bu sebeple davanın görevden reddinin gerektiği gerekçesiyle bozulmuş; tüketici mahkemesi tarafından tekrar davanın kabulüne karar verilmiş, davalı tarafın temyizi üzerine karar, Dairemizin 04.03.2021 tarih, 2020/4990 Esas,
    ./..
    -2-



    2021/2315 Karar sayılı ilamı ile “...Davacının sunmuş olduğu 10.08.2005 tarihli “Gayrimenkul Satış Mukavelesi” aslı incelenecek olursa, sözleşmenin konusu; Kayseri ili, Melikgazi ilçesi, Gültepe mevkii, 5321 ada, 350 pafta, 4 parsel nolu taşınmaz üzerine davalı ... tarafından inşa edilen binadan 14. kat 27 nolu dairenin 50.000,00 Euro karşılığı dava dışı ...’a satımına ilişkindir. Dairenin teslim tarihi 30 Ağustos 2007 olarak belirlenmiştir. Dairenin satış bedelinin 19.000,00 Euro’sunun peşin olarak ödendiği, kalan 31.000,00 Euro için de iki adet bono senedi düzenlenerek satıcıya verildiği yazılıdır. İşbu sözleşmenin sol altında “Borcunun tamamı ödenmiş olup senetler alınmıştır.” yazılmış olup, altında da davalı ...’nın kaşesi ve imzası vardır. Sözleşmenin muhtelif yerlerinde daire numarası da dahil olmak üzere sonradan düzeltmeler ve eklemeler yapılıp, yanlarının da imzalandığı görülmüştür. Davalı taraf, davacı tarafından sunulan 10.08.2005 tarihli “Gayrimenkul Satış Mukavelesi”ni kabul etmediğini, söz konusu sözleşmedeki düzeltmelerin ve imzaların kendisine ait olmadığını belirterek, orijinal ve tahrif edilmemiş mukavele aslı olduğunu iddia ettiği sözleşmeyi sunmuştur. Davalının sunmuş olduğu sözleşmenin aslı incelenecek olursa, sözleşmenin konusu; Kayseri ili, Melikgazi ilçesi, Gültepe mevkii, 5321 ada, 350 pafta,1 parsel nolu taşınmaz üzerine davalı ... tarafından inşa edilen binadan 14. kat 28 nolu dairenin 50.000,00 Euro karşılığı dava dışı ...’a satımına ilişkindir. Dairenin teslim tarihi 10 Ağustos 2005 olarak belirlenmiştir. Sözleşmede satın alan tarafın satış bedelinin 19.000,00 Euro’sunu peşin olarak ödediği, kalan 31.000,00 Euro’su için de iki adet bono senedi düzenlenerek satıcıya verildiği yazılıdır. Davalı ile dava dışı ... arasında gayrimenkul satış sözleşmesi imzalandığı konusunda uyuşmazlık yoktur. Her iki taraf da daire satışına dair yapılan sözleşmeleri sunmuş olup aralarında farklılıklar olduğu sabittir. Uyuşmazlık, taraflarca sunulan sözleşmelerden hangisinin geçerli olduğu yani davalı ... ile dava dışı ... arasında imzalanan sözleşmenin konusunun 27 mi yoksa 28 numaralı bağımsız bölüme mi ilişkin olduğu konusundadır. Davalının davacının sunduğu sözleşmeyi ve sözleşmedeki düzeltme ve eklemelere ilişkin imzaları da inkar ettiği göz önüne alındığında, sözleşmenin hukuken geçerli olup olmadığı ve sözleşmeye hukuki değer atfedilip edilemeyeceğinin kararlaştırılması için, öncelikle sözleşmedeki imzaların davalıya ait olup olmadığının tespiti amacıyla imza incelemesi yapılması gerekirken bu konuda mahkemece herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmadığı görülmüştür. O halde; mahkemece, davacının dayandığı 10.08.2005 tarihli sözleşme içeriği ile altındaki imzaya davalı ...’nın imza inkarı olduğu dikkate alınarak, davacı tarafın sunmuş olduğu sözleşme aslındaki ... yazılı kaşenin altında yer alan imzanın ve sözleşmede düzeltme ve eklemelere ilişkin atılan imzaların davalı ...’nın eli mahsulü olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle, sözleşmede ve temliknamede imzası bulunan ... da dinlenerek, sözleşmelerin geçerliliği ve taraflar için bağlayıcı olup olmadığı değerlendirilerek, oluşacak sonuç dairesinde hüküm tesisi gerekirken, bu konuda yapılan itirazlara rağmen bir araştırma yapılmaksızın davanın kabulü yönünde eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı hüküm verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir...” gerekçesiyle ikinci kez bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarında davacının sunduğu sözleşmede yer alan imzaların davalıya ait olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Kural olarak bozma kararına uyulmakla bozma kararında belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda mahkeme için zorunluluk doğar.
    ../...
    -3-


    Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay tarafından verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
    Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtay'ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.
    Mahkemece hükme esas alınan kök ve ek raporda, dosya içerisinde davalıya ait samimi imza örneği bulunmamasına rağmen sınırlı sayıda imza örneği ile yapılan inceleme neticesinde, belge üzerinde davalı adına atılı bulunan imzaların, kuvvetle muhtemel davalının el ürünü olduğu belirtilmiş; davalı tarafça bilirkişi raporlarına itiraz edilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporlarında dava konusu belgede davalı adına atılan imzaların davalının eli ürünü olup olmadığı hususunda net bir görüş bildirilmemiştir. Buna göre mahkemece, bahsi geçen rapor hükme esas alınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, alınan bilirkişi raporları kesin kanaat içermemeleri sebebiyle hüküm kurmaya elverişli değildir. Nitekim bilirkişi raporlarında dosyada davalıya ait samimi imza örneği bulunmaması sebebiyle sınırlı imza üzerinden inceleme yapıldığı da belirtilmiştir.
    O halde, mahkemece resmi kurumlardan sözleşme tarihinden önce ve sonra atılmış davalıya ait imza örnekleri getirtilerek, üniversitelerin ... Fakültesi öğretim üyelerinden (grafoloji alanında uzman) oluşturulacak bilirkişi heyetinden, dava konusu belgedeki imzanın davalının eli ürünü olup olmadığına ilişkin, yeniden rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, uyulan bozma kararının gereği tam olarak yerine getirilmeden, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın HUMK'nın 428. maddesi gereğince temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi