19. Hukuk Dairesi 2017/1817 E. , 2018/6152 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının usule ilişkin bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, bankomat kredisinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, borcun ödendiğini belirterek, davanın reddi ile kötüniyet tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan ve deliller benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne, itirazın 3.405,27 TL ana para alacağının faizler ve ihtarname gideri yönünden iptaline, bu kısımlar yönünden takibin devamına, 681 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı asil tarafından temyiz edilmiş olup Dairemizin 11.04.1016 tarihli 2015/12213 Esas 2016/6158 Karar sayılı ilamı ile "Gerekçeli kararın gerekçe bölümünde davacının 11.11.2011 tarihi itibariyle 3.405,27 TL ana para alacağı, takip tarihine kadar işlemiş 1.545,42 TL faiz alacağı, 92,21 TL ihtarname gideri bulunduğunun bilirkişi raporu ile saptandığı ve bilirkişi raporunun hükme esas alındığı bildirilmiş, hüküm kısmında ise “Davanın kısmen kabulüne, Iğdır İcra Dairesi"nin 2012/3722 sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın 3.405,27 TL ana para alacağı, faizler ve ihtarname gideri yönünden iptaline” karar verilmiş, hüküm kısmında faizler ve ihtarname giderinin miktarları açıkça belirtilmemiştir. Burada sözü edilen faiz, gerekçe bölümündeki faiz miktarı ise, takip talebinde istenen faiz miktarı 1.465,26 TL olduğundan talepten fazlaya hükmedilmiş olacak ve böyle bir durumda da 6100 sayılı HMK"nun 26. maddesinde öngörülen taleple bağlılık ilkesine aykırı davranılmış olacaktır. Aynı Kanunun 297/2. maddesinde, “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” denilmektedir. Somut olayda işlemiş faizin miktarı bakımından hükümde açıklık bulunmadığından ve bu şekildeki hüküm HMK"nun 297. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden bozulması gerekmiştir. " gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, ana para alacağına takip tarihine kadar 1.545,42 TL faiz hesaplanmış ise de taleple bağlılık ilkesi uyarınca davacı tarafça takip talebinde istenen faiz miktarı olan 1.465,26 TL esas alınması gerekeceğinden 3.405,27 TL ana para alacağı, takip tarihine kadar işlemiş 1.465,42 TL faiz alacağı, 92,21 TL ihtarname gideri olmak üzere toplam 4.962,74 TL yönünden takibin iptali gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kullandırılan krediden krediden kaynakllanan alacağa yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı, daha önceden kullandığı kredi borcunu ödediğini, bankanın bu ödemelerden sonra kendisine yeni bir kredi tahsisinde bulunmadığını savunmuştur. Bu durumda ispat yükü davacı bankada olup davalının kredi talebini ve bu talebe ilişkin ödeme yapıldığına dair banka dekontu vesaire gibi ilgili belgeleri delil olarak dosyaya sunması gerekmektedir. Ne var ki davacı banka şube arşivinin kanalizasyon suyunun basması sonucunda ilgili evrakın zayi olduğunu, bu nedenle ibraz edemeyeceklerini bildirmiştir. Bu durumda dosya kapsamına göre ispat yükü üzerine düşen davacının davasını ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabul kararı verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 28/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.