Esas No: 2022/620
Karar No: 2022/3140
Karar Tarihi: 05.04.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/620 Esas 2022/3140 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/620 E. , 2022/3140 K."İçtihat Metni"
Asıl davada davacı ... ve birleşen davalarda davacı ... San. Tic. Ltd. Şti. ile davalı ... arasında birleştirilerek görülen tazminat ve itirazın iptali davalarına dair Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 08/10/2020 tarihli ve 2019/206 - 2020/424 sayılı hükmün düzeltilerek onanması hakkında Dairece verilen 14/10/2021 tarihli ve 2021/4301 E.-2021/10108 K. sayılı ilama karşı, davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar ... ve ...Medikal Analitik Sistemleri San. Tic. Ltd. Şti. asıl davada; Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü ile fotoferez tedavi uygulama sözleşmesi imzaladıklarını, bu sözleşme gereğince seans başına ücretin 1.716 dolar olarak belirlendiğini, daha sonra yapılan soruşturma neticesinde sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiğini ve davacılardan ... aleyhine kamu kurumunu dolandırmak suçundan ceza davası açıldığını, 2005 yılında Sağlık Bakanlığı ve SGK tarafından oluşturulan komisyonca fotoferez tedavi bedeli olarak 1300 Euro karşılığı 2.100 TL ödeme yapılmasının kararlaştırıldığını, bu fiyatlar üzerinden tedavilerin yapılmaya devam edildiğini, ceza yargılamasında beraat kararı verildiğini ve kararın kesinleştiğini; yine sözleşmenin feshinin iptali ve alacakların ödenmesi için açılan davaların Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/922 esas sayılı dosyasında birleştirildiğini, mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verildiğini; davalı kurumun tek taraflı işlemi sonucu, hiç ödeme yapılmaması ve sonrasında belirlenen eksik bedeller üzerinden ödemelerin yapılması nedeniyle şirketin cirosunun düştüğünü, zarar ettiğini, hakkında açılan ceza davası nedeniyle maddi ve manevi olarak zarar gördüğünü ileri sürerek; davacı ... için 20.000 TL maddi ve 200.000 TL manevi tazminatın, diğer davacı şirket için ise 20.000 TL maddi tazminat, 20.000,00 TL munzam zarar ve 200.000 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmişlerdir.
Birleşen 2015/237 esas sayılı davada davacı şirket; tedavi bedeli olarak seans başı 2.100 TL ödenmesi işleminin iptali için Danıştay 2. Dairenin 2008/4521 E. sayılı dosyasında dava açıldığını, yapılan yargılama neticesinde, 13/10/2005 tarihinden beri uygulanan 2.100 TL+KDV fiyat belirleme işleminin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verildiğini, adli ve idari yargı kararları gerekçe gösterilerek haksız fiyatlandırma işlemlerinizin düzeltilmesi için ihtarname gönderildiğini, şirket ile davalı kurum arasındaki 16/07/2001 tarihli sözleşme uyarınca belirlenen 1.716-USD+KDV’nin ödenmesi gerekir iken, 13/10/2005 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Bütçe Uygulama Talimatı ve sonrasında Sağlık Uygulama Tebliği'ne göre ödenen 2.100 TL+ KDV nedeniyle şirketin, 13/10/2005-21/05/2014 tarihleri arası eksik kesmek zorunda kaldığı faturalardan kaynaklanan 2.487,686,38 TL fark alacağı olduğunu, bu alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlattığını ancak itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, itirazın 10.000 TL üzerinden iptaline ve lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiş; 05/05/2016 tarihli ıslah dilekçe ile dava değerini 2.487.686,38 TL’ye yükseltmiştir.
Birleşen 2016/94 esas sayılı davada davacı şirket; 21/05/2014-05/02/2016 tarihleri arasında eksik kesmek zorunda kaldığı faturalardan kaynaklanan 2.532.605,27 USD fark alacağı olduğunu, bu alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlattığını ancak itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, itirazın 5.000 USD üzerinden iptaline ve lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiş; 05/05/2016 tarihli ıslah dilekçe ile dava değerini 2.532.605,27 Amerikan dolarına yükseltmiştir.
Davalı; Emekli Sandığı ile davacı şirket arasındaki sözleşmenin, yapılan soruşturma neticesinde 445-450 USD olarak ithal ettikleri fotoferez kitlerinin ibraz ettikleri gerçeğe aykırı fatura ve belgelerle fahiş fiyat uygulayarak kurumu zarara uğrattığının belirlenmesi üzerine feshedildiğini, sözleşmenin feshedilmesi üzerine, hak sahipleri tarafından temin edilen malzeme bedellerine, 630 USD+KDV üzerinden ödeme yapıldığını, talep olunan manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu savunarak, davaların reddini istemiştir.
Mahkemece; asıl davanın reddine, birleşen 2015/237 esas sayılı davada takip dosyasına yapılan itirazın 2.487.686,38 TL yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %11,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına; %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine; birleşen 2016/94 esas sayılı davada takip dosyasına yapılan itirazın 2.532.605,27 USD asıl alacak üzerinden iptaline, bu miktarda asıl alacağa uygulanacak USD Doları için 3095 SK 4/a maddesine göre Kamu Bankalarınca uygulanan tevdiat azami faizi üzerinden faiz oranı uygulanmasına, takibin devamına; alacağın takip tarihindeki TL karşılığının %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair verilen karar, tarafların temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince verilen 09/10/2018 tarihli ve 2018/4010 E. 2018/9136 K. sayılı kararla; “...ilk derece yargılama makamınca yukarıda künye bilgileri verilen dava dosyaları ile taraflardan sorulmak suretiyle yine aynı taraflar arasında görülmüş bulunan var ise diğer dava dosyaları dosya içine alınmak suretiyle ve gerekirse bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle birleşen dava dosyalarında davacı tarafça kül halinde talep edilmiş bulunan 13.10.2005-21.05.2014 ve 21.05.2014-05.02.2016 dönemleri içinde bulunup da davacı şirket tarafından icra ve dava yollarıyla tahsilatı gerçekleşmiş bulunan fatura farkı alacakları tespit edilmek suretiyle davacının var olduğunu iddia ettiği alacağından mahsubunu gerçekleştirerek, davacı şirketin gerçek alacağının tespit edilmesi ve bunun sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu hususlar dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; davacı tarafça bildirilmesi gereken icra dosyaları ile mahkeme kararlarının dosyaya sunulduğu, sunulan dosyalar ve belgeler doğrultusunda bilirkişi kurulundan rapor alındığı, bilirkişi raporunda, sunulan dosyalar ve evrakların incelenmesi neticesinde itirazın iptaline karar verilen tutarlardan mahsup edilecek bir tutar bulunmadığının rapor edildiği, raporun usul ve yasaya uygun, denetime elverişli olduğu anlaşıldığından; asıl davanın reddine, birleşen 2015/237 E. Sayılı davada takip dosyasına yapılan itirazın 2.487.686,38 TL yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %11,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine; birleşen 2016/94 Esas sayılı davada takip dosyasına yapılan itirazın 2.532.605,27 USD asıl alacak üzerinden iptaline, bu miktarda asıl alacağa uygulanacak USD için 3095 SK 4/a maddesine göre Kamu Bankalarınca uygulanan tevdiat azami faizi üzerinden faiz oranı uygulanmasına, takibin devamına; 2.532.605,27 USD asıl alacağın takip tarihindeki TL karşılığının %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; kararın davalı tarafından temyizi üzerine, Dairece karar düzeltilerek onanmıştır.
Düzeltilerek onama kararına karşı, davalı karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Uyuşmazlık, birleşen itirazın iptali davalarında, 13/10/2005-21/05/2014 ila 21/05/2014-05/02/2016 tarihleri arasında, davacı şirketin, sağlık sigortalısı veya bakmakla yükümlü olduğu kişilere sunmuş olduğu fotoferez sağlık hizmeti nedeniyle eksik kesildiği iddia olunan faturalardan dolayı oluşan fiyat farkından kaynaklanan bir alacağının olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Bu talep doğrultusunda öncelikle fotoferez tedavisine yönelik yasal mevzuatın irdelenmesinde fayda bulunmaktadır.
Bilindiği üzere, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 65 nci maddesinde; Devletin, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getireceği hüküm altına alınmıştır.
Bu bağlamda, Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanıp, 09/02/2005 tarihli 25722 sayılı mükerrer Resmi Gazetede yayımlanan 2005 Mali Yılı Bütçe Uygulama Talimatında (Sıra No:4 Tedavi Yardımı) “657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 5234 sayılı Kanunla değişik 209 uncu maddesi, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun geçici 139 uncu maddesi, 178 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 10 uncu maddesine 5234 sayılı Kanunla eklenen (p) ve (r) bendleri, Devlet Memurlarının Tedavi Yardımı ve Cenaze Giderleri Yönetmeliği (Bundan sonra Yönetmelik olarak ifade edilecektir.) ile Emekli ve Malullük Aylığı Bağlanmış Olanlarla Bunların Kanunen Bakmakla Yükümlü Bulundukları Aile Fertleri, Dul ve Yetim Aylığı Alanların Muayene ile Tedavileri Hakkında Yönetmelik hükümleri çerçevesinde kamu personeli ve emeklileri ile bunların bakmakla yükümlü bulundukları aile fertlerinin sağlık kurum ve kuruluşlarında yapılan tedavi ücretleri ve tedavi yardımına ilişkin işlemlerde, kurumlararası uygulama birliğini sağlamak amacıyla aşağıda belirtilen esaslar kararlaştırılmış”,
Talimatın kapsam başlıklı 1 nci maddesinde ise, “Bu Talimat hükümleri;
a) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 1 inci ve ek geçici 9 ile 16 ncı maddeleri kapsamına giren personel ile bunların bakmakla yükümlü bulundukları aile fertleri,
b) 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu ve 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu kapsamında bulunan personel (Erbaş ve erler bu Talimat hükümleri haricindedir. Erbaş ve er reçeteleri ile ilgili
olarak şahıslara mali külfet getirmemek koşuluyla gerekli düzenlemeler Milli Savunma Bakanlığınca yapılacaktır) ile bunların bakmakla yükümlü bulundukları aile fertleri,
c)5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun geçici 139 uncu maddesi gereğince (Yönetmeliklerindeki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla) tedavi giderleri karşılanan kişiler,
d)3816 sayılı Ödeme Gücü Olmayan Vatandaşların Tedavi Giderlerinin Yeşil Kart Verilerek Devlet Tarafından Karşılanması Hakkında Kanun kapsamındaki hak sahipleri, (3816 sayılı Kanun ile Ödeme Gücü Olmayan Vatandaşların Tedavi Giderlerinin Yeşil Kart Verilerek Devlet Tarafından Karşılanması ve Yeşil Kart Uygulaması Hakkında Yönetmelik hükümlerine aykırı olmamak kaydıyla), hakkında uygulanır.
Diğer sosyal güvenlik kuruluşları ile sağlık hizmeti sunan kamu kurum ve kuruluşları arasında hizmet satın alınmasına yönelik protokolün uygulamaya konulması halinde bu Talimatta yer alan usul ve esaslara aynen uyulacaktır.
233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kapsamında bulunan kurumlarda çalışan Devlet memurları ve diğer kamu görevlileri ile bunların bakmakla yükümlü oldukları aile fertlerinin sağlık kurumlarında yapılan tedavilerinde de bu Talimat esaslarına göre işlem yapılır.” hükmü vaz’olunmuş, bu hükümler ile tedavi yardımına ilişkin talimatın konuluş gayesi açıklandıktan sonra düzenleme kapsamında olan kurum, kuruluş ve kişiler tadadi olarak belirtilmiştir.
Diğer taraftan, mezkûr Talimata ilişkin, uygulamada ortaya çıkan tereddütlerin giderilmesi amacıyla aşağıda belirtilen değişikliklerin ve düzenlemelerin yapılması gerekli görülmüş ve dava konusu tedaviye yönelik olarak, yine Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanıp 13/10/2005 tarih ve 25965 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sıra No:17 Tedavi Yardımı Uygulama Tebliği'nin 3 ncü maddesinde,
“Talimata 9 uncu maddesinden sonra gelmek üzere, aşağıdaki maddeler ilave edilmiştir.
9.2. Ekstrakorpereal Fotoferez Tedavisi
Ekstrakorpereal fotoferez tedavisi, kutanöz T hücreli lenfomalarda, graft versus host hastalığı, sezary sendromu, pemfigus vulgaris, psöriasis ve solid organ nakillerinde doku reddinin önlenmesi (kalp, akciğer, böbrek nakillerinde) amacıyla üniversite hastaneleri ile eğitim ve araştırma hastaneleri tarafından düzenlenecek sağlık kurulu raporu (Raporda uygulanacak tedavi programı ve süresi ayrıntılı olarak belirtilecektir.) ile belgelendirilmek ve Sağlık Bakanlığınca oluşturulan Aferez-Fotoferez Danışma Komisyonunun uygun görüşü alınmak şartıyla ayakta tedavi gören veya yatan hastalar için, bu Talimata ekli Fiyat Tarifesinde (EK-8) yer alan fiyat üzerinden faturalandırılır ve hastanın kurumu tarafından en fazla altı aylık tedavi programı için ödenir. Bu fiyata, tedavide kullanılan işlem kiti, fistül iğnesi, uvadex, UV-A lambaları, izotenik serum, heparin, erişim katateri ve her türlü tıbbi- teknik işlemler dahildir. Yatan hastalar için yatak ve benzeri diğer hizmetler, bu Talimata ekli Fiyat Tarifesi (EK-8) üzerinden ayrıca faturalandırılır. Fiyat Tarifesine aşağıda kod numaraları ve isimleri belirtilen işlemler ilave edilmiştir. Ekstrakorpereal fotoferez tedavisine
704.941 kodu, seans başına 2.100 YTL ödenmesi” düzenlenmiştir.
Yine, 15/06/2007 tarihinden itibaren yürürlüğe giren, 25/05/2007 tarih ve 26532 (mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 8 sıra nolu Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliği'nin "Ekstrokopereal Fotoferez tedavisi" başlıklı 17.5. maddesinin dördüncü paragrafında ekstrakorpereal fotoferez tedavisine ilişkin “faturanın sağlık kurumlarınca düzenlenmesi” ifadesine yer verilmiş, yine Tebliğ ekinde yer alan Ek-8 sayılı listenin 3246 sırasında yer alan 704.941 kodlu bölümünde ise “2.100,00 TL fiyat belirlenmesine” gidilmiş,
23/10/2008 tarihli ve 27033 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6 sıra nolu Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliği'nin “Tebliğin eklerine ilişkin düzenleme” başlıklı 25.1. maddesinde “31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun genel sağlık sigortasına ilişkin hükümleri 1/10/2008 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
Genel sağlık sigortalısı hak sahiplerinin tedavileri için ödenmesi gereken tedavi giderlerinin birim fiyatları, 5510 sayılı Kanun gereğince oluşturulan ve Bakanlığımızın da üyesi bulunduğu Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu tarafından kararlaştırılarak yürürlüğe konulmaktadır.
Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu tarafından kararlaştırılan birim fiyatlar ve tedavi yardımına ilişkin diğer listeler Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından 29/9/2008 tarihli ve 27012 birinci mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) ekinde yayımlanmıştır.
Tedavi yardımına ilişkin olarak yürütülen ortak uygulamaya paralel olarak Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu tarafından kararlaştırılan birim fiyatlar Bakanlığımız tarafından da aynen uygulandığından, Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliğinin ekleri ayrıca yayımlanmayacak, SUT ekinde yayımlanan ve aşağıda belirtilen ek listeler bu Tebliğ kapsamındakiler için de aynen uygulanacaktır.” hükmüne,
25.3. maddesinde, “25.5.2007 tarihli ve 26532 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 8 sıra numaralı Tedavi Yardımına ilişkin Uygulama Tebliğinin yürürlükten kaldırıldığı” belirtilmiştir.
Tebliğ yürürlükten kaldırıldıktan sonra, ... tarafından hazırlanan ve 29/09/2008 tarihli ve 27012 sayılı 1. mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2008 yılı SGK Sağlık Uygulama Tebliği’nin “Amaç” başlıklı 1.1 maddesinde “Tebliğin amacı (bundan sonra SUT olarak ifade edilecektir); sağlık yardımları Sosyal Güvenlik Kurumunca (bundan sonra Kurum olarak ifade edilecektir) karşılanan ve kapsam maddesinde tanımlanan genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, Kurumca finansmanı sağlanan sağlık hizmetleri, yol, gündelik ve refakatçi giderlerinden yararlanma esas ve usulleri ile bu hizmetlere ilişkin Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonunca belirlenen ödenecek bedellerin bildirilmesidir.” hükmüne yer verilmiş,
Müteakip “kapsam” başlıklı 1.2 nci maddesinde ise, tek tek maddeler halinde belirtilenlerin genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişi olarak, Kurum sağlık yardımlarından yararlandırılacağı hüküm altına alınmış,
Dava konusu tedaviye yönelik olarak SUT’un 19.4. maddesinde “Ekstrakorpereal fotoferez tedavisi,
(1) Ekstrakorpereal fotoferez tedavi bedellerinin ödenebilmesi için; üniversite hastaneleri ile eğitim ve araştırma hastaneleri tarafından sağlık kurulu raporu düzenlenmesi gerekmektedir.
(2) Ekstrakorpereal fotoferez tedavisinin;
...(3) Sağlık kurulu raporunda uygulanacak tedavi programı ve süresi ayrıntılı olarak belirtilecek ve Sağlık Bakanlığınca oluşturulan “Aferez-Fotoferez Danışma Komisyonu”nun uygun görüşü alınacaktır.
(4) Kutanöz T hücreli lenfoma ve bunun alt grupları olan Mikozis Funguodies, Sezary sendromu endikasyonlarında hastanın ilk 6 aylık tedavisi için Sağlık Bakanlığı Aferez-Fotoferez Danışma Komisyonunun uygun görüşüne gerek yoktur.
(5) Ayakta veya yatarak tedavi gören hastalara uygulanan her bir seans ekstrakorpereal fotoferez tedavisi, SUT eki EK–8 Listesinde yer alan 704.941 kod numaralı ve 704.940 kod numaralı işlemler üzerinden sağlık kurumlarınca faturalandırılır ve bedelleri Kurumca ödenir. SUT eki EK-8 Listesi 704.941 kod no’lu ‘Ekstrakorpereal Fotoferez Tedavisi’ işlem fiyatına, tedavide kullanılan işlem kiti, fistül iğnesi, uvadex, UV-A lambaları, izotonik serum, heparin, erişim katateri dâhildir.” ifadesine yer verilmiş ve teknik işlemler dahil seans bedeli 2.100 TL olarak belirlenmiş, 2010 ve sonrası SUT’da ise seans bedeli 3.541,32 TL olarak belirlenmiştir.
Yine bilindiği üzere, sosyal güvenlik alanında, kamu idareleri arasında uygulama birliğini ve işbirliğini sağlamak, devlet harcamalarını disipline etmek amacıyla Sosyal Güvenlik Reformu çerçevesinde 20/05/2006 tarihli ve 26273 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve aynı gün yürürlüğe giren 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu ile Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK), Bağ-Kur ve Emekli Sandığı Sosyal Güvenlik Kurumu’na yani SGK’ya devredilmiş, dolayısıyla üç ayrı sosyal güvenlik kurumu tek çatı altında birleştirilmiştir.
Bir kamu hizmetinin yürütülmesi için ihtiyaç duyulan mal veya hizmet temini sırasında, "idarede kanunilik" ilkesi gereğince idarenin belirli usul ve esaslara uyması zorunlu olup, bu kapsamda yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun ''Sağlık hizmetlerinin sağlanma yöntemi ve sağlık giderlerinin ödenmesi'' başlıklı 73/1 nci maddesinde; Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından sağlık hizmetleri karşılanan genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin ilaç ve diğer sağlık hizmetlerinin sağlık hizmeti sunucuları ile yapılacak sözleşme veya protokol ile karşılanacağı kurala bağlanmış, aynı Kanun'un 3 ncü maddesinin 25 nci fıkrasında ise, sağlık hizmet sunucularının tanımı yapılmıştır.
Bu yasal düzenlemeler sonrasında somut olaya bakıldığında; davacı şirket ile Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü arasında, sosyal güvenlik şemsiyesi altında bulunan hastalara fotoferez tedavisi uygulanması konulu 16.07.2001 tarihli sözleşme yapılmış olup, sözleşmenin süresi bir yıl olarak belirlenmiş ve sürenin bitiminden en geç otuz gün önce taraflarca herhangi bir fesih bildiriminde bulunulmadığı taktirde sandığın 7/c maddesindeki hakkı mahfuz kalmak kaydıyla sözleşme aynı şartlarda biryıl daha uzamış sayılır hükmüne yer verilmiş, sözleşmenin 7/c maddesinde ise inceleme neticesinde sözleşme hükümlerine uymadığı tespit edilen firmanın ödemeleri durdurularak herhangi bir ihtara gerek kalmaksızın sözleşmenin Sandıkça tek taraflı olarak feshedebileceği hükmüne yer verilmiş, bu sözleşme gereğince seans başına ücret 1716 USD olarak belirlenmiş, bu kapsamda davacı şirket tarafından tedavi hizmeti hastalara uygulanmıştır.
Sözleşmenin tarafı kurum müfettişlerince yapılan soruşturma neticesinde; davacı şirketin ithal ettiği fotoferez kitlerinin ibraz ettikleri gerçeğe aykırı fatura ve belgelerle fahiş fiyat uygulayarak kurumu zarara uğrattığının belirlenmesi üzerine, sözleşme 29/12/2003 tarihinden geçerli olmak üzere feshedilmiştir.
Davacı şirket tarafından, Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesinde davalı aleyhine açılan, ödenmeyen kit bedellerinin tahsiline yönelik alacak ve birleşen 16/07/2001 tarihli sözleşmenin fesih kararının kaldırılması davasında, mahkemece verilen 28/10/2010 tarihli ve 2003/922 E.-2010/419 K. sayılı, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulü ile sözleşmenin feshinin muarazının giderilmesi yoluyla iptaline yönelik olarak verilen karar, Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesi tarafından 21/06/2011 tarihli ve 2011/602 E.-2011/9815 sayılı karar ile onanmıştır.
Ancak, sözleşmenin feshi kararı mahkeme kararı ile iptal edilmiş ise de, daha evvel fotoferez tedavisine yönelik yasal bir mevzuat olmadığı için (devredilen) Emekli Sandığı ile davacı şirket arasında imzalanan sözleşme ile bu tedaviye yönelik sağlık hizmeti temin edilmekte iken, dava konusu edilen 13/10/2005 tarihinde Maliye Bakanlığı tarafından çıkarılan tebliğlerle sonrasında ise davalı kurum tarafından çıkarılan SUT ile bu sağlık hizmetinin belirli bir mevzuat çerçevesinde temini, izlenecek prosedür ve seans başına ödenecek ücretin belirlenmesi cihetine gidildiği görülmektedir.
Dolayısıyla, düzenlenen bu mevzuat hükümlerine sosyal güvenlik kuruluşları ile sağlık hizmeti sunan kurum ve kuruluşlara Talimatta ve SUT’ta yer alan usul ve esaslara uyulması hususunda yükümlülük getirilmiş olduğundan, artık bu kurum ve kuruluşların bireysel olarak hareket ederek sözleşme imzalama ve fiyat belirleme salahiyeti hukuken ortadan kaldırılmıştır.
Nitekim, davacı şirket tarafından, Danıştay 2. Dairede 25/05/2007 tarihli ve 26532 sayılı 1. mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 8 sıra nolu Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliği'nin ‘ekstrakorpereal fotoferez tedavisine ilişkin faturanın sağlık kurumlarınca düzenlenmesi’ ile ‘2.100,00 TL olarak belirlenen seans bedelinin’ iptali için açılan davada, Dairece verilen 22/12/2010 tarihli ve 2008/4521 E-2010/5020 sayılı kararda, davacı tarafça yaşandığı belirtilen ödemelerdeki gecikmenin Tebliğ hükmü ile getirilen düzenlemeden ziyade, davacı şirketçe tedavi hizmetinin bünyesinde sunulduğu sağlık kurumlarının ihmali ve kusurundan kaynaklandığı, Devlet harcamalarının disipline edilmesi ve düzenlenmesi amaçlı olduğu anlaşılan faturalandırmanın sağlık kurumlarınca yapılacağı yolundaki düzenlemede hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı sonucuna da varılmıştır.
Kaldı ki, davacı tarafından 25/05/2007 tarihli Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliğinin ilgili hükümlerinin iptali için açılan davadan hemen sonra 23/10/2008 tarihli Tebliğ ile dava konusu edilen Tebliğ yürürlükten kaldırılmış, sonrasında ise bu tedavi yöntemine ilişkin yapılan düzenleyici işlemlerin iptal edilmediği ve uygulanmasına devam edildiği görülmektedir.
Hal böyle olunca; yukarıda detaylı bir şekilde anlatılan yasal düzenlemeler karşısında, dava konusu ekstrakorpereal fotoferez tedavisi fiyat tarifesinde yer alan seans birim fiyatının, dava dışı Maliye Bakanlığı ve davalı kurum tarafından, tedavi bedeline etki eden verilerle birlikte bütçe imkanları gözetilerek, keyfiyete mahal vermemek ve geri ödemelerde uygulama birliğini sağlamak maksadıyla belirlendiği; özel hukuka dayalı sözleşme ilişkisinden ziyade idarelerce tesis edilen düzenleyici işlemler doğrultusunda tedavi bedeline ilişkin faturaların ödendiği ve bu tedavi hizmetine ilişkin düzenleyici işlemlerin dava konusu dönemlerde ayakta olduğu, hastaların ve davacının mağduriyetine yol açacak bir uygulamanın söz konusu olmadığı hususları hep birlikte değerlendirildiğinde, birleşen itirazın iptali davalarının (asıl dava kesinleştiğinden) tümden reddi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de; itirazın iptali davası, borçlunun itirazına uğramış olan alacak için, takip alacaklısı tarafından takip borçlusuna karşı açılan alacak davası ile aynı mahiyette bir eda davası türüdür. Davacının, itirazın iptali davasına konu icra takibindeki talep miktarını aşmamak kaydıyla, ıslah yolu ile talebini artırması mümkündür. İİK'nın 67/1. maddesi uyarınca itirazın iptali davasının, borçlunun itirazının alacaklıya tebliği tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerekmektedir.
Somut olayda; davalı Kurum, birleşen ( 2015/237 E.) itirazın iptali davasına konu icra dosyasına 11/06/2014 tarihli itiraz dilekçesi ile süresinde itiraz etmiş, davacı tarafından 27/06/2014 tarihinde takibin 10.000 TL'lik kısmı yönünden itirazın iptali davası açılmıştır. Davacının en geç dava tarihinde davalının itirazını tebliğ aldığının kabul edilmesi gerektiğinden, dava tarihinden itibaren 1 yıllık süre geçtikten sonra 05/05/2016 tarihinde yapılan ıslah ile artırılan talebin dikkate alınması mümkün değildir. Mahkemece, davacının birleşen itirazın iptali davasında yapılan ıslahı, değinilen gerekçe ile değerlendirerek bir karar vermesi gerekirken, davanın tümden kabulüne karar verilmesi de doğru değildir.
Ne var ki; mahkeme kararının açıklanan bu gerekçeler ile bozulması gerekirken zuhulen düzeltilerek onandığı yeniden yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından, davalı vekilinin bu yöne ilişkin karar düzeltme isteğinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairece verilen 14/10/2021 tarihli ve 2021/4301 E.-2021/10108 K. sayılı düzelterek onama ilamının kaldırılmasına ve hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 05/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.