Esas No: 2021/7475
Karar No: 2022/3191
Karar Tarihi: 05.04.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/7475 Esas 2022/3191 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/7475 E. , 2022/3191 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVACILAR : ...
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm, davacılar vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 05/04/2022 tarihinde davacı Asiller ..., ..., ... ve vekili Av. ... ile davalı ... ve vekili Av. ... geldiler. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, ... çiftinin bebekleri ... ... ile ... ...'in 30 haftalık iken 04/01/2009 tarihinde davalı hastanede dünyaya geldiklerini, prematüre doğan bebek ... ...'nın, diğer davalı Dr. ...'ın kontrolünde 28 gün kuvözde kaldığını ve 31/01/2009 tarihinde taburcu edildiğini, ancak bebek ... ...'ya kuvözde kaldığı bu süre içerisinde ... (Prematüre Retinopatisi) muayenesi yapılmadığını ve bu konuda bilgilendirilmediklerini, kendilerine epikriz raporu verildiğini ve raporun son sayfasında "göz hastalıkları polikliniğinde ... muayenesi önerildi, gerekli evraklar verildi" şeklinde not düşülerek hastaneden gönderildiklerini, davalı doktor tarafından yanlızca kontrol amaçlı olarak ... Tıp Fakültesi Hastanesine gitmelerinin öğütlendiğini ve "hastanın ... muayenesi rica olunur" şeklinde not yazılarak İ.Ü. ... Tıp Fakültesi'ne gitmeleri istenerek hastaneden gönderildiklerini, 31 günlükken bebeği tekrar davalı doktor kontrolüne götürdüklerinde halen ... muayenesinin yapılmamış olduğunu, ... Tıp Fakültesine 06/02/2009 tarihinde gittiklerinde 7 gün sonraya 13/02/2009 tarihine randevu verildiğini ve13/02/2009 tarihinde gittiklerinde ... Tıp Fakültesi Hastanesine sevkedildiklerini ve burada yapılan muayene sonucunda bebeğin tek gözünün kör olduğu, diğer gözünün de %80 oranında görme kabiliyetini yitirdiğinin tespit edildiğini ve çok geç kalındığı belirtilerek bebeğe ... teşhisi konulduğunu, bebek ... ...'nın tek gözüne ameliyat yapılarak müdahalede bulunulduğunu ancak bir fayda elde edilemediğini, bilimsel olarak görme kabiliyetini kaybettiğini, tedavisi için tam teşekküllü bir hastaneye zamanında sevkedilmemiş olması nedeniyle görme şansının hastanenin ve sorumlu hekimin ağır ihmali sonucunda engellendiğini ileri sürerek, bebek ... ... için 1.000,00-TL maddi, 70.000,00-TL manevi, anne Hülya için 1.000,00-TL maddi, 50.000,00-TL manevi, baba Ulaş için 1.000,00-TL maddi, 50.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini istemişlerdir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece davanın reddine dair verilen ilk kararın temyiz edilmesi üzerine, Kaptılan 13. Hukuk Dairesinin 27/11/2018 tarihli ilamı ile bozulmuş, mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacı ...’nın tedavisini üstlenen davalı şirkete ait hastane ve davalı doktorun teşhis ve tedavi sırasındaki kusurları nedeniyle oluşan zararın giderilmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece verilen ilk red kararının temyizi üzerine, Kapatılan 13. Hukuk Dairesinin 27/11/2018 tarihli bozma ilamında “... Dosya kapsamında alınan diğer bilirkişi raporlarında ise, davalı doktorun aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği, özellikle bebeğin ... muayenesinin yapılması konusunda gerekirse bebeğin hastane tarafından derhal bu konuda yeterli donanıma sahip başka bir hastaneye sevkinin sağlanması konusunda yeterli özen ve dikkati gösterip göstermediğini ortaya koyacak nitelikte yeterli açıklamayı içermemektedir. Olayda davalıların kusurlu olup olmadığının tespiti için bu raporlara dayanılarak hüküm kurulamaz. Epikriz raporunda "göz hastalıkları polikliniğinde ... muayenesi önerildi" şeklinde yazıyor olması hekimin aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirdiğini ispat için yeterli kabul edilemez. Kaldı ki bilirkişi raporu tarafların itirazlarını da mutlaka karşılamalı ve aydınlatıcı olmalıdır. Hakimin de bilirkişinin somut olayda görüşünün dosya kapsamına uygun olup olmadığını denetlemesi gerekir .Üstelik Adli Tıp Kurumu raporunda da; çocuk nöroloji konsültasyonu ve göz hastalıkları polikliniğinde ... muayenesinin aileye önerildiğini kayıtlı ise de ilgili çocuk hastalıkları uzmanın bebeğin doğumundan sonraki 28. günde ... açısından muayenesini sağlamasının gerektiği cihetle ilgili hekimin eksik eylemi olduğu belirtilmiştir. Bu durumda, mahkemece, yapılması gereken iş, Üniversitelerin ilgili ana bilim dallarından seçilecek, konularında uzman bilirkişilerden oluşmuş bir kurul aracılığı ile, davalıların hukuki konum ve sorumlulukları, dosyada mevcut delillerle birlikte bir bütün olarak değerlendirilip, yapılması gerekenle yapılan müdahale ve işlemlerin ne olduğu, tıbbın gerek ve kurallarına göre olayda davalılara kusur izafe edilip edilmeyeceğini gösteren, nedenlerini açıklayıcı, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmak ve böylece hasıl olacak sonuca uygun karar vermektir. Mahkemece, değinilen bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak üniversitelerden, akademik kariyere sahip 4 kişilik bilirkişi heyetinden kök ve ek rapor alınarak tekrar davanın reddine karar verilmiştir.
Eldeki davaya ilişkin olarak, davacı ...’nın, davalı şirketin işlettiği özel hastanede, 04/01/2009 tarihinde, sezaryen doğum ile, 30 haftalık 1515 gr prematüre doğduğu ve ikiz eşi olduğu, 31/01/2009 tarihinde davalı hastane yenidoğan yoğun bakım servisinden taburcu edildiği, 03/02/2009 tarihinde davalı çocuk doktoruna kontrole getirildiği, 06/02/2009 tarihinde ... Hastalıkları bölümüne ... muayenesi için müracaat edildiği ancak randevunun ve muayenenin 13/02/2009 tarihinde gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, uyulmasına karar verilen az yukarıda anılan bozma ilamında aynen şu şekilde “...Epikriz raporunda "göz hastalıkları polikliniğinde ... muayenesi önerildi" şeklinde yazıyor olması hekimin aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirdiğini ispat için yeterli kabul edilemez” ifadesi yer almaktadır. Bozma sonrası alınan bilirkişi kök ve ek raporunda, davalı doktor tarafından davacıların bilgilendirildiği hususunda başkaca bir delil olup olmadığına ilişkin bir tespit bulunmamaktadır. Ayrıca, bozma sonrası alınan bilirkişi raporunda “... gelişen bebeğin ikiz eşinde de benzer riskler söz konusudur. Ancak ikiz eşinde retinopati gelişmemiştir.” şeklinde bir ifadeye yer verilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki her hasta kendi şartlarıyla değerlendirilmelidir ve unutulmamalıdır ki hastalık yoktur; hasta vardır. Dosya içerisinde mevcut bulunan bütün bilirkişi raporlarında, davacı ...’nın davalı özel hastaneden taburcu tarihinde, ... muayenesi yapılması için uygun süre olan 4-6 haftalık sürecin başladığı anlaşılmaktadır. Az yukarıda sıralanan tarihlere bakıldığında, taburcu olduktan sonra hasta yakını ailenin ... muayenesi için bireysel müracaatlarında randevu ve muayene süratle gerçekleşememiştir. Davalı şirketin işlettiği özel hastane, yenidoğan yoğun bakım hizmeti vermektedir, davalı doktor da bu servisin sorumlu çocuk doktorudur. Davacı ...’nın taburcu işlemleri yapılmadan önce, hastaya yapılması gerekli tüm tetkık ve muayenelerin bizzat davalı doktor sorumluluğunda, davalı özel hastane tarafından gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır. Aksi bir kabul, taraflar arasındaki vekalet akdinin niteliğine de aykırı düşecektir. O halde mahkemece, davalıların kusurlu olduklarının kabulü ile davacıların talepleri hususunda bir değerlendirme yapılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, 3.815 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacılara verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.