Esas No: 2021/8863
Karar No: 2022/3158
Karar Tarihi: 05.04.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/8863 Esas 2022/3158 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davacı, babasının denizde dolgu yapıp benzin istasyonu kurduğu taşınmazın kira bedelini ödemeyen davalıdan dolgu bedelini talep etmiştir. Ancak davalı, sözleşme hükümlerine uygun olarak dolgunun masraflarını kendisinin karşıladığını ve kira sözleşmesinin de sona erdiğini belirtmiştir. İlk olarak zamanaşımı nedeniyle reddedilen dava, Yargıtay tarafından bozulmuş ve sonrasında tekrar görülmüştür. Mahkeme, davacının dedesi tarafından yapılan dolgunun bedelini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep etme hakkının olduğuna karar vermiştir. Ancak Yargıtay, taşınmazın kiralanması sırasında yapılan sözleşmede yer alan masrafların kiracıya ait olduğuna ve sözleşmenin de sona erdiğine dikkat çekerek kararı bozmuştur. Sonuç olarak, mahkeme kararı davalı yararına bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- HUMK'nın 428. maddesi: Temyiz yolu ile verilen hükümlerin bozulabileceğini belirtir.
- 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3: Yeni HMK'ya göre işlemeye devam eden dosyaların, eski HUMK hükümlerine göre sonuçlandırılacağını belirtir.
- 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi: Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olduğunu belirtir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
VEK. AV. ...
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; dava konusu taşınmazın bulunduğu yerin daha önce deniz olduğunu, davalı ...'nın 14/02/1970 tarih ve 117 sayılı mazbatası ile dedesi ... ... tarafından denizde dolgu yapılarak oluşturulacak alan üzerine benzin istasyonu yapılmak üzere kiralanmasına karar verildiğini, dedesi ... ... tarafından 12/02/1971 – 30/05/1971 tarihleri arasında denizde dolgu yapıldığını ve alanın mülkiyetinin davalı ... tarafından kazanıldığını, bu taşınmazın bir kısmının Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırıldığını ve davalıya kamulaştırma bedeli ödendiğini, davalının yaptıkları dolgu bedelini ödemesi gerektiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 50.000 TL'nın dava tarihinden işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslahla talebini 56.282,26 TL'ye yükselmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen karar, davacının temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13.Hukuk Dairesince verilen 07/12/2010 tarihli ve 2010/3738 Esas 2010/16408 Karar sayılı kararla; davacının, davalı ... adına 28/09/1972 tarihinde tescil edilen taşınmazda kira sözleşmesi ile kiracı olduğu ve bu sözleşme ilişkisinin 2006 yılına kadar devam ettiği, davada isteğin dolgu bedeline ilişkin olup, bu haliyle BK'nın 125. maddesi uyarınca zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğunu, kiracılık ilişkisinin bittiği 2006 yılından sonra 02/07/2009 tarihinde açılan dava tarihi itibarıyla henüz bu sürenin dolmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulü ile 56.282,26 TL'nin dava tarihi olan 02/07/2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair verilen karar, davalının temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13.Hukuk Dairesince verilen 12/11/2019 tarihli ve 2016/10652 Esas 2019/11183 Karar sayılı kararla; davaya konu alanın, davalı ... meclisindeki karara göre, encümen kararı ile dolgu yapılarak cüzi bir miktar karşılığı davacıya 20 yıl kiralanmasına karar verildiği anlaşılmış olup belediye kayıtları ve taraflar arasındaki belgeler
değerlendirilerek, gerektiğinde bir bilirkişi raporu da alınarak, davacının davaya konu talep hakkının bulunup bulunmadığı değerlendirilmeden doğrudan talep hakkında karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacının dedesi ... ...'ın, belediye meclis kararınca uygun görülen yeri tüm masrafları kendisine ait olmak üzere denizden doldurarak üzerine petrol istasyonu kurduğu, ... ...'ın dolgu ile meydana getirdiği bu alandaki tüm ayni ve şahsi haklarını davacıya devrettiği, davacının dedesi ... ...'ın tüm masraflarını karşılayarak meydana getirmiş olduğu bu dolgunun bedelini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep etme hak ve yetkisi bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 56.282,26 TL'nin dava tarihi olan 02/07/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazın, davacının dedesi olan ... ...'a 14/02/1970 tarihli meclis kararı ile kiralandığı, kiracı tarafından deniz doldurulmak suretiyle taşınmaza tesis yapılarak işletildiği hususlarında anlaşmazlık bulunmamaktadır. 14/02/1970 tarihli ve 117 sayılı mazbatada, ... ...'ın, deniz tarafından münasip görülecek bir yerde tesisleri ve dolgusu kendisine ait olmak üzere kaplıyacağı arsanın Belediye Meclisi nce münasip görülecek bir kira ile kendisine verilmesini teklif ettiği, bu teklifin kabulü ile tesislerin işletmeye açıldığı tarihten itibaren kirası başlamak üzere yirmi yıl süre ile kiralanmasına karar verildiği, yine 03/10/1972 tarihli belediye meclisi kararı ile ... ...'ın 03/10/1972 tarihli dilekçesi ile kiralamaktan vazgeçtiğini bildirmesi nedeniyle 14/02/1972 tarihli ve 117 sayılı meclis kararının iptaline karar verildiği; 03/10/1972 tarihli ve 191 sayılı meclis kararı ile taşınmazın önceki kiracının oğlu olan Şemsi ...'a 20 yıl süre ile kiralandığı anlaşılmaktadır. Davada, 14/02/1970 tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olan ... ... tarafından kiralanana yapılan masraflar dava konusu edilmekte olup dolgusu ve tesisleri kiracıya ait olmak üzere taşınmazın kiralandığı, kira sözleşmesinde kiracının bu masrafları kendisinin yapmayı kabul ettiği, sözleşme süresinin de dolduğu gözetildiğinde, sözleşme hükmü gereğince davacının yapılan masrafların isteyemeyeceğinin kabulü gerekmektedir.
Buna göre mahkemeci; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, sözleşme hükmü göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle HUMK'nın 428. maddesi uyarınca hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.