16. Hukuk Dairesi 2020/344 E. , 2020/4042 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU: TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... Köyü çalışma alanında bulunan 109 ada 53 parsel sayılı 17.388,64 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, hükmen davalı ... adına tescil edilmiş; 01.07.2011 tarihinde ise kayden satış suretiyle davalı ..."na intikal etmiştir. Davacı ..., tapu kaydı, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, çekişmeli taşınmazın bir bölümünün tapu kaydının iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın 29.09.2015 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 10.833,35 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile, davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ..., çekişmeli taşınmazın bir bölümünün babası Bekir Kaya adına kayıtlı 29.09.1971 tarih ve 33 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığını ve ölünceye kadar babası tarafından kullanıldığını, ölümünden sonra mirasçılar arasında yapılan taksimle de kendisine kaldığını, kadastro tespiti sırasında davalılardan ... adına tespit ve tescil edilen taşınmazın bu kişi tarafından davalı ...’na tapuda kayden satılmış olup, davalıların amca çocukları olduğunu ileri sürerek; tapu kaydının iptali ve adına tescili istemiyle dava açmış; davalılardan ..., çekişmeli taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümünün Kaya ailesine ait olduğunu, bu kısım yönünden davayı kabul ettiğini beyan etmiş; taşınmazın tapu kayıt maliki davalı ... ise, taşınmazı iyiniyetli olarak ve tapu kaydına güvenerek satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının dayandığı tapu kaydının, çekişmeli taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen temyize konu bölümünü kapsadığı, davalılar arasında akrabalık ilişkisi olması nedeniyle tapuda davalı adına yapılan satış hususunda TMK"nın 1023. maddesinde yer alan iyi niyet kuralının uygulanamayacağı gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacının dayandığı 29.09.1971 tarih ve 33 sıra numaralı tapu kaydının çekişmeli taşınmazın temyize konu bölümüne uyduğu, taşınmaz bölümünün davacının miras bırakanı Bekir’e ait
olduğu ve Bekir mirasçılarının tamamının beyanı ile de davacıya kaldığı, mahallinde yapılan keşif ve uygulama ile belirlenmiştir. TMK"nın 1023. maddesinde, tapu kütüğündeki tescile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur hükmüne yer verilmiştir. Bununla birlikte, 28.07.1941 tarih 4/21 sayılı YİBK ile, Kanunun iyi niyete hukuki sonuç bağladığı durumlarda iyiniyetin varlığının asıl olduğu, ancak durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimsenin iyi niyet iddiasında bulunamayacağı kabul edilmiştir. Yine, 08.11.1991 tarih 4/3 sayılı YİBK ile de iyi ve kötü niyeti belli olan bir kişinin kötü niyetli bulunduğunun ayrıca ispatlanmasının gerekmediği, vakıa ve karinelerden, olayda kanunen iyiniyet iddiasında bulunmayacak durumu belirmiş olan kimsenin kötü niyetinin, diğer tarafa ispat ettirilmesine sebep ve vecih kalmayacağından, dava hakkının doğumunu sağlayan ve bertaraf eden iyi veya kötü niyetinin bu durumda mahkemece resen nazara alınacağını belirtilmiştir. Çekişmeli taşınmaz, hükmen davalı ... adına tescil edildikten sonra, 01.07.2020 tarihinde davalı ...’na kayden satılmış ve davalı ..., bu devrin iyiniyetli olduğunu savunmuş olup, Mahkemece davalının iyiniyetli olup olmadığı yönünde duraksamaya yer bırakmayacak şekilde araştırma yapılmamış, davalının tanıkları da dinlenilmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece, çekişmeli taşınmazın dava ve temyize konu bölümünün kadastro tespitinin kesinleşmesinden sonra kayden satın alan davalı ... lehine TMK"nın 1023. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği yöntemince araştırılmalı, bu kapsamda çekişmeli taşınmaz bölümü başında mahalli bilirkişiler, taraf tanıkları ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte, mahalli bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmazı tapuda davalı ...’dan satın alan davalı ...’ın, dava konusu taşınmaz bölümünün davacının murisi Bekir’e ait olup olmadığını bilip bilmediğini, aynı köy ya da yerleşim alanında oturup oturmadığını, davalı ... ile akraba olup olmadığını, bu kişinin dava konusu taşınmaza bitişik ya da yakınlarında taşınmazının bulunup bulunmadığı ayrıntılarıyla sorulmalı, böylelikle satın alan davalının iyi niyetli olup olmadığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli; fen bilirkişisinden, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli rapor ve kroki alınmalı ve bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.