Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3130
Karar No: 2018/1017
Karar Tarihi: 15.02.2018

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/3130 Esas 2018/1017 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davalı, satın alma işleminin gerçek malikin adına sahte bir nüfus cüzdanı kullanılarak yapıldığını iddia ederek davanın zamanaşımı nedeniyle reddedilmesini talep etmiştir. Ancak, davacı tarafın tapu sicilinin aleniliği ve güvenirliğine dayanarak yasal bir tazminat talep ettiği belirtilerek, davanın kabul edildiği ve davalıdan 56.000 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle davacıya verilmesine karar verildiği belirtilmiştir.
Medenî Kanunun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinden kaynaklanan bütün zararlardan devlet sorumludur. Dolayısıyla, davacı taraf tapu müdürlüğüne izafeten hazineye dava açmıştır. Ancak davacının, tapu müdürlüğüne izafeten hazinenin davalı olarak gösterilmesi ve tapu müdürlüğünün de hazinenin temsilcisi tarafından temsil edilmesi somut olayda temsilcide yanılma olarak değerlendirilmeli ve davanın isabetli taraf gösterilerek yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir.
Kanun maddeleri detaylı olarak şöyledir:
- 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi
- HMK’nın 124/4. maddesi.
20. Hukuk Dairesi         2016/3130 E.  ,  2018/1017 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili ve davacı vekili tarafından katılma yoluyla istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Lapseki ilçesi, ...köyü, 2523 parsel sayılı taşınmazı 29/11/2010 tarihinde 56.000 TL ödeyerek satın aldığını, ancak 07/12/2010 tarihinde satışın gerçek malik .... adına düzenlenmiş sahte nüfus cüzdanıyla yapıldığının ortaya çıktığını, bu olay üzerine..."ın Lapseki Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı tapu iptal davası sonucu 2523 parselin tapusunun iptali ile sonuçlandığını, tapu kayıtlarının güvenirliğine dayanak gayrimenkul satın alan müvekkilinin zarara uğradığını ve mağdur olduğunu, hem parası, hem de dava konusu gayrimenkullerin bu süre zarfında olaşabilecek olası değer artışlarından da mahrum kaldığını belirterek 56.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu satış işleminin gerçekleştirildiği tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununun 60. maddesi ile 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlülüğü ve Uygulanma Şekli Hakkında Kanunun 5. maddesi uyarınca, davanın zararın ne zarar verenin öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıl içinde açılması gerektiğini, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, üçüncü kişinin zarar ile bu zararı doğuran olay arasındaki illiyet bağını kesen davranışlarından dolayı oluşan zarardan Devletin sorumlu tutulamayacağını, Hazinenin oluşan zarardan kusursuz sorumluluk ilkesi gereğince sorumlu tutulsa dahi sadece tapuda belirtilen satış bedeli ile sorumlu olduğunu, bu nedenle davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonucu davanın kabulü ile 56.000,00 TL alacağın devir tarihi olan 29/11/2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekilince temyiz edilmiş, davacı vekili ise katılma yoluyla temyiz etmiştir.
    Dava; TMK’nın 1007. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir
    4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi, tapu sicilinin aleniliği ve tapu siciline güven ilkelerinin yansımasının sonucu olarak, mülkiyet hakkı ya da başkaca bir aynî hak edinen kişinin, bu sicilin tutulması nedeniyle uğradığı zararın tazminine ilişkin olup, buna göre "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”
    Medenî Kanunun 1007. maddesi gereğince davalı sıfatı Hazinenin olup tapu müdürlüğünün davalı sıfatı bulunmadığından tapu müdürlüğüne izafeten aleyhine açılan davanın husumetten reddi gerekeceği hususu düşünülebilir ise de Yüksek Hukuk Genel Kurulunun HGK 2011/9 - 718 E. - 2012/36 K. sayılı kararında da değinildiği üzere, HMK’nın 124/4. maddesindeki, “Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder” hükmü uyarınca, somut olayda, tapu müdürlüğüne izafeten hazinenin davalı gösterilmesi ve tapu müdürlüğünün de Hazine vekili tarafından temsil edilmiş olmasının temsilcide yanılgı olarak değerlendirilmesi gereklidir. Yargıtayın istikrar kazanmış uygulamalarına göre de davacı, temsilcideki yanılmayı sonradan düzeltebilir. Temsilcide yanılmanın hukukî yaptırımı, hasımda yanılmada olduğu gibi, davanın reddi gibi ağır bir sonuç doğurmaz.
    Davanın niteliğine göre, husumetin Hazineye yöneltilmesi gerekirken, taraf sıfatı bulunmayan tapu müdürlüğüne izafeten Hazine hasım gösterilmiştir. Dava dilekçesindeki anlatım ve istemden, asıl dava edilmek istenenin Hazine olduğu anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca, davanın davalı olarak sadece tapu müdürlüğüne yöneltildiğinden sözedilemez. Ortada belirgin biçimde temsilcide yanılma hali vardır. Mahkemece temsilcide yanılma hali re"sen gözetilerek, davanın Hazineye yöneltilmesi için davacı yana olanak verilmesi, Hazinenin delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 15/02/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi