Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1170
Karar No: 2022/3049
Karar Tarihi: 31.03.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/1170 Esas 2022/3049 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2022/1170 E.  ,  2022/3049 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 20. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; davalı şirketin maliki olduğu Pendik 14 pafta 436 parsel ve 4 pafta 77 parsel sayılı taşınmazlar için öncelikle dava dışı ... İnşaat firması tarafından inşaat başlatıldığını ve bu firmaya bağlı olarak şantiye şefi olarak çalıştığını, davalının dava dışı ... İnşaat ile sözleşmesinin 21/03/2011 tarihinde sona ermesi üzerine 21/04/2011 tarihinde davalıya devredildiğini, 11/2006-12/04/2011 tarihleri arasında önce davalı şirketin üst işverenlik ilişkisi daha sonra ise işverenlik ilişkisi içerisinde şantiye şefi olarak çalıştığını; ancak, iş akdi 12/04/2011 tarihinde sona ermesine rağmen rızası dışında 12/04/2011 tarihinden 11/10/2013 tarihine kadar söz konusu taşınmazlarda devam eden inşaatlar yönünden Pendik Belediyesi kayıtlarında şantiye şefi olarak göstermek suretiyle ünvanından faydalanıldığını ileri sürerek; bu döneme ilişkin alması gereken ücret oranında davalının zenginleştiğini HMK'nın 107. maddesi gereğince şimdilik 5.000 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
    Davalı; davacının tazminat davası açtığını ancak zarara uğradığını veya fakirleştiğine dair herhangi bir iddiasının bulunmadığı, davacının tazminat talebini dayandırabileceği özel bir kanun hükmünün bulunmaması nedeniyle bu davayı açmakta hukuki yararının da olmadığını, dava konusu edilen şantiye alanlarından sadece 77 parselin maliki olduğunu ve davacının işvereni ... İnşaat ile sözleşme ilişkisi sona erdikten sonra yeni bir inşaat firması ile anlaşarak inşaata devam edildiğini, 436 parselde ise malik dahi olmadan yüklenici firma olduğunu ancak arsa malikleri ile yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin 17/08/2010 tarihinde sonlandırıldığını ve inşaat ile de alakasının kalmadığını, şantiye şefinin yapı müteahhitine bağlı bir şekilde çalışan
    görevli olması sebebiyle mevzuata göre şantiye şefine ilişkin bildirimlerin yalnızca yapı müteahhitince yapılması gerektiğini ve yapı müteahhitinin de dava dışı ... inşaat olduğunu, dolayısıyla Pendik Belediyesindeki kayıtlarını terkin etmek gibi bir yükümlülük yüklenemeyeceğini, davacının Pendik Belediyesinin Yapı Denetimi sistemi üzerinde şantiye şefi olarak kayıtlı gözükmesinden dolayı sağlanan herhangi bir kazancıda bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince; davanın sebepsiz zenginleşme davası olduğunu, sebepsiz zenginleşmenin gerçekleşebilmesi için bir kimsenin mal varlığının geçerli yani haklı bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması şeklinde gerçekleştiğini ve bu zenginleşmeden sorumlu olabilmesi için zenginleşme ile zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunması ve zenginleşmenin haklı bir sebebe dayanmaması gerektiği, somut olayda ise, SGK kayıtlarının incelenmesinde; davacının 12/04/2011 tarihinden sonra Mento Proje ... A.Ş, 01/11/2012-31/08/2013 tarihleri arasında...İnşaat... A.Ş ünvanlı iş yerinde çalıştığı, 10/09/2013-22/09/2013 tarihleri arasında 1091476 sicil numaralı iş yerinde, 23/09/2013 tarihinde ise 1286884 sicil numaraları iş yerinde çalışmaya başladığı ve halen çalışmaya devam ettiğinin anlaşıldığı; davacının gerek bilirkişi raporunda gerekse dosya içerisinde mevcut hizmet döküm cetvellerinden 12/04/2011 ile 11/10/2013 tarihlerinde dava dışı iş yerlerinde çalıştığı ve bu çalışmalarının sürekli olduğu, bu haliyle davacının mal varlığı aleyhine olarak davalı tarafta meydana gelen bir zenginleşmenin mevcut olmadığı; dolayısıyla, davaya konu olayda sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak alacak isteminin oluşamayacağı, davaya konu olayda haksız fiil hükümlerinin uygulanabileceği hususunun gündeme gelebileceği ancak davacının haksız fiile dayanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince; ilk derece mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, iş akdi sona ermesine rağmen davacının ünvanının davalı tarafından devam eden inşaatlarda kullanılmaya devam edilmesi sebebi ile oluşan zararın tazmini istemine ilişkindir.
    Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m.33). Mahkemece davacının isteminin sebepsiz zenginleşemeye dayandığı ve sebepsiz zenginleşme koşulları oluşmadığından istemde bulunulamayacağı, haksız fiil hükümleri kapsamında da talepte bulunmadığından istemin reddine karar verilmiş ise de; dava dilekçesi incelendiğinde iddianın ileri sürülüş şekline göre davanın, davacının isminin (ünvan) sözleşme ilişkisi olmadan kullanılması sebebi ile uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkin olduğu ve talebin TMK'nın 26. maddesinde hüküm altına alınan “adın korunması” hükümleri çerçevesinde çözülmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
    Somut olayda; iş akdi sona ermesine rağmen davacının adının davalıya ait şantiyelerde şantiye şefi olarak kullandığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davacının ünvanının haksız olarak kullanılması sebebi ile oluşan maddi zararının tazminini isteyip isteyemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
    Adı haksız olarak kullanılan kişi buna son verilmesini; haksız kullanan kusurlu ise ayrıca maddî zararının giderilmesini ve uğradığı haksızlığın niteliği gerektiriyorsa manevî tazminat ödenmesini isteyebilir (TMK m. 26).
    Davalı tarafından inşaatların devam ettirebilmesi için şantiye şefi bulundurma zorunluluğu bulunmaktadır. Şantiye şefi, yapı müteahhidi adına, yapım işinin ruhsata ve ruhsat eki etüt ve projelere uygun olarak gerçekleştirilebilmesi için gerekli olan inşaat ve iş organizasyonunu sağlamak, mevzuatın öngördüğü her türlü tedbiri almak, uygulamak ve uygulatmakla sorumludur. Dolayısıyla sorumluluk altına giren şantiye şefine de bir ödeme yapılması gerektiği aşikardır. Davacının dava konusu edilen dönemlerde başka bir iş yerinde çalışıyor olması da istemde bulunmasına engel teşkil etmeyecektir. Zira, Mecellenin 87. maddesinde de belirtildiği üzere mazarrat menfaat mukabelesindedir.
    Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince; davacının maddi zararının tespiti için bilirkişi görüşüne başvurulması ve ulaşılacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 31/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi