Esas No: 2021/8657
Karar No: 2022/3045
Karar Tarihi: 31.03.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/8657 Esas 2022/3045 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/8657 E. , 2022/3045 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 19. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden davanın kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ... 1. Noterliğinde düzenlenen 14/07/1993 tarihli ve 11299 yevmiye nolu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile Kariye mevkii 1120 parselde davalının inşa ettiği binanın ön cephesindeki 6. Kat 604 numaralı daireyi bedelini ödeyerek satın aldığını; ancak, davalı tarafından inşaatın usulüne uygun tamamlanmaması sebebi ile ruhsatının alınamadığı ve kat mülkiyeti tesis edilemediği için dairenin tapusunun verilemediğini ileri sürerek; dava konusu taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinden şimdilik 30.000TL’nin yasal faizi ile birlikle tahsilini talep etmiş, 02/04/2018 tarihinde talebini 80.000TL’ye artırmıştır.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; davacının gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile bedelini ödediği bağımsız bölümün kaçak konumda olduğu ve üstünde bulunduğu taşınmazın da 10 imar parseline ayrıldığı, dolayısıyla artık ifanın imkansız olduğu ve davacının daireyi halen elinde bulunduruyor olması sebebi ile faiz isteminde bulunamayacağı gerekçesiyle, davanın kabulü ile 80.000TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince; davacının taşınmazın tapuda devrinin mümkün olmaması sebebi ile rayiç değerinin isteyebileceği, ayrıca hükümle birlikte sözleşmenin de iptaline karar vermek gerektiği, dava açıldığı tarihte dava konusu taşınmazın davacının elinde olduğu ve istinafa cevap dilekçesinde taşınmazı geri vermeye hazır olduğunu bildirdiği gerekçesiyle; davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak taraflar arasındaki satış sözleşmesinin iptaline 80.000TL’nin davacının kullanımında olan gayrimenkulün davalıya teslim tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi bedeli peşin ödenmek sureti ile alınan taşınmazın rayiç değerinin tahsili istemine ilişkindir.
Davalı vekili, temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazı yargılama devam ederken davacıya devrettiğini bu sebeple davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir. Söz konusu beyan üzerine; Dairece verilen 14/03/2022 tarihli eksikliğin giderilmesine ilişkin müzekkere ile dosya içerisinde yer almayan tapu kayıtları ve satışa bağlı resmi senet dosyaya kazandırılmış ise de, kayıtların incelenmesinde; davalı tarafından davacıya devri yapılan taşınmazın, 155 ada 1 parselde bulunan 7 katlı binanın 6. katında bulunan 45 nolu konut niteliğindeki taşınmaz olduğu, ilk derece mahkemesince kadastro teknisyeni bilirkişisinden alınan 10/08/2017 tarihli raporda ise; 1120 parselin imar uygulaması neticesinde 7 parsele ayrıldığı ve dava konusu taşınmazın (kaçak yapının) 155 ada 1 parsel üzerine yapılan 6 katlı apartmanın 6. katında 604 nolu mesken olduğunu bildirmiştir. Taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesinde de satışı konusunda anlaşılan dairenin 1120 parseldeki taşınmazın 6. kat 604 nolu dairesi olduğu görülmektedir. Ayrıca, her ne kadar, işbu dava için taraflar dayanmamış olsada dosya içerisindeki 25/07/1992 tarihli adi yazılı satım sözleşmesi incelendiğinde 2 adet taşınmazın da satışı konusunda anlaşma sağlandığı görülmüştür. Dolayısıyla, taraflar arasında adi yazılı da olsa birden fazla daire alım satımına ilişkin sözleşme olduğu görülmektedir. Bu nedenle, devri yapılan taşınmazın, dava konusu taşınmaz olduğu hususu konusunda tereddüt hasıl olmuştur.
O halde, bölge adliye mahkemesince; teslimi yapılan taşınmazın, dava konusu olan taşınmaz olup olmadığı hususunda tarafların beyanlarına başvurulduktan sonra gerekirse keşif yapılarak bilirkişi raporu alınması ve şayet devri yapılan taşınmaz dava konusu taşınmaz ise karar verilmesine yer olmadığına yönelik karar verilmesi gerekmektedir.
Kabule göre de; ilk derece mahkemesi hükmünde faize hükmedilmemiş ve verilen kararı davalı taraf istinaf etmiştir. Bölge adliye mahkemesince, davalı lehine usuli kazanılmış hak ihlal edilerek faiz istemi yönünden hüküm kurulması da doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle bölge adliye mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 371. maddesi uyarınca davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, dosyanın aynı Kanun'un 373/2. maddesi uyarınca kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 30/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.