4. Hukuk Dairesi 2018/2914 E. , 2019/1553 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı Sağlık Bakanlığı aleyhine 28/12/2015 gününde adli yardım talepli olarak verilen dilekçe ile staj eğitimi nedeniyle alacak istenmesi üzerine mahkemece adli yardım talebi kabul edilerek yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27/12/2017 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Karar başlığında; davalı kurum adının hatalı yazılmış olması ile dava tarihi 28/12/2015 olmasına rağmen mahkemece 06/02/2017 olarak yazılması, mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak değerlendirilmiş ve bozma sebebi yapılmamıştır.
Dava, staj ücreti alacağı istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemenin 08/01/2016 gün, 2015/1030 esas, 2016/36 karar sayılı ilk kararı, Dairemizin 09/11/2016 gün, 2016/9799 esas, 2016/10984 karar sayılı ilamıyla bozulmuştur. Bozmaya uyulduktan sonra yapılan yargılama sırasında 11/12/2017 tarihli ıslah dilekçesiyle dava değeri arttırılmıştır.
Mahkemece, dava ve ıslah dilekçeleri gözetilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Islah, iddia ve savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağının istisnası olup 1086 sayılı HUMK"un 83 ve devamı maddelerinde, 6100 sayılı HMK"nın 176 ve devamı maddelerinde düzenleme altına alınmıştır. Her iki Kanunda da ıslahın tahkikatın bitimine kadar yapılması gerektiği öngörülmüş, 04/02/1948 tarih ve 1944/10-1948/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile de bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı kabul edilmiştir. Şu durumda eldeki davada; bozma kararından sonra yapılan ıslah ile arttırılan istemin kabulü yasal düzenlemeye ve İçtihadı Birleştirme kararına aykırıdır. Karar, açıklanan nedenle yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 18/03/2019 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava, satj ücreti alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece dava ve ıslah dilekçelerinde istenilen miktarlar üzerinden davanını kabulüne karar verilmiş; kararı davalı temyiz etmiştir.
Dairemizin değerli çoğunluğu tarafından, bozma kararından sonra ıslah yapılamayacağına dair içtihadı birleştirme kararına aykırılıktan dolayı, ilk derece mahkemesi kararı bozulmuş, bozma nedenine göre diğer temyiz nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bilindiği üzere;
6100 sayılı HMK"na 31/03/2011 tarihinde eklenen geçici 3. maddesiyle“Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2"nci maddesi uyarınca Resmi Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı öngörülmüştür.
Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasının sürdürüleceği şeklinde düzenleme yer almıştır.
Değişiklikten önceki HMK"nın 439. maddesinde, temyiz mahkemesi iki tarafın temyiz ve cevap dilekçelerinde yazılı bütün itiraz ve savunmalar hakkında gerekçe göstererek ret veya kabul şeklinde karar verip, bunları kararına yazmak zorunda olduğu gibi, temyiz mahkemesinin tarafların iddia ve savunmalarıyla bağlı olmayıp, kanunun açık hükmüne aykırı gördüğü sebeplerden ötürü de temyiz edilen kararı bozabileceği hükmü yer almaktadır..
6100 sayılı HMK"nın 369/1. maddesinde ise; Yargıtay’ın, tarafların ileri sürdükleri temyiz sebepleriyle bağlı olmayıp, kanunun açık hükmüne aykırı gördüğü diğer hususları da inceleyebileceği belirtilmiştir. Bu düzenlemeye göre, temyiz sebebi olarak ileri sürülmese dahi, incelenmesi gereken hususlar söz konusudur.
Özellikle HMK"nın değişiklikten önceki 439. maddesi dikkate alındığında, tarafların temyiz itirazlarının Yargıtay ilamında karşılanması gerektiği açıkça belirtilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dairemiz çoğunluğunca, bozmadan sonra ıslah olamayacağı gerekçesi ile karar bozulmuş, tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığı vurgulanmıştır.
Usule ilişkin bozmalarda, çoğu zaman tarafların diğer temyiz itirazları incelenmeyebilir. Ancak, eldeki davada ıslah sadece dava dilekçesindeki miktarın artırılması istemine ilişkin olup davalının husumet, hesap unsurları gibi başkaca temyiz itirazları mevcuttur. Bu itirazlar dava dilekçesindeki miktarları da kapsadığından incelenmelidir. Bu haliyle bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına katılmakla birlikte diğer temyiz itirazlarının incelenmesi gerektiği düşüncesiyle Dairemiz çoğunluğunun görüş ve kararına bu yönüyle katılmıyoruz.18/03/2019