
Esas No: 2021/2869
Karar No: 2022/1683
Karar Tarihi: 07.03.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/2869 Esas 2022/1683 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davalının, T.C. Hükümetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs suçundan beraat eden davacı hakkında koruma tedbirleri nedeniyle tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verildi. Yerel mahkeme, davacıya 44.797,96 TL maddi tazminat ve 700.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesini hükmetti. Ancak, Daire kararı sonrası yapılan incelemede, hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğu ortaya çıktı ve maddi tazminat kapsamında atandığı Yüksek Askeri Şura Üyeliği ile Hava Kuvvetleri Komutanlığı arasındaki gelir farkı hükmün bozulmasına sebep oldu. Yargıtay, hükümden değerlendirilen manevi tazminatın miktarı ve yazım hataları sebebiyle kısmen uymadı ve kararı bozdu. Kanun maddeleri 5271 sayılı CMK'nın 142. maddesi ve 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesidir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : Davacının tazminat talebinin kısmen kabulü ile maddi tazminat talebinin reddine, 450.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihi olan 30/05/2011 tarihinden işletilecek yasal faiz ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Tazminat talebinin dayanağı olan İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/188 Esas – 2015/143 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının T.C. Hükümetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs suçundan 30.05.2011- 19.06.2014 tarihleri arasında 1116 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 08.06.2015 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK'nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
Davacının 203,040,00 TL maddi, 5.000.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 44.797,96 TL maddi tazminat, 700.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesi üzerine Dairemizce yapılan incelemede, hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğu ve davacının haksız tutuklandığı tarihte Hava Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde orgeneral olan davacının tutuklanmasaydı 04/08/2011 tarihinde Hava Kuvvetleri Komutanlığına atanacağı hususunun kesin olarak kabul edilemeyeceği gözetilmeden, belirtilen tarihte atandığı Yüksek Askeri Şura Üyeliği ile Hava Kuvvetleri Komutanlığı arasındaki maaş, SGK ve OYAK ikramiyesinde oluşan gelir farkının tespit edilerek, bu miktarın maddi tazminat kapsamında hüküm altına alınmasının kanuna aykırı olduğu gerekçeleri ile hükmün bozulması üzerine yerel mahkemece duruşma açılıp, maddi tazminat talebinin reddine, 450.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesinde;
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davalı vekilinin ve davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Yargıtayın görevi ülke genelinde uygulama birliğinin sağlanması ve benzer olaylarda aynı çözüm tarzının oluşturulmasıdır. Bu görev yerine getirilirken hukukun genel ilkeleri, ülkedeki pozitif hukuk normları ve uluslararası temel insan haklarına ilişkin kural ve kabullere uygun bir yorum ve uygulama benimsenmelidir.
Bu ilke yalnızca denetim mahkemeleri için değil, hüküm mahkemeleri için de geçerlidir. Hukuk devletinin en belirgin özelliği hiçbir kurum ve makam ayrımı gözetilmeden herkesin hukuk kurallarına uymasıdır.
Dairemizin yerleşik kararlarında da vurguladığı üzere, nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak ve emsal uygulamaların da üzerinde olacak şekilde çok fazla manevi tazminata hükmolunması,
2-Gerekçeli karar başlığında dava türü olarak “Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat” yerine “Yakalama veya tutuklama sonrası KYO veya beraat kararı verilmesi halinde tazminat” olarak yazılması, “08.10.2020” olan karar tarihinin “08.03.2016” olarak yazılması,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin ve davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 07.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.