
Esas No: 2022/538
Karar No: 2022/1656
Karar Tarihi: 07.03.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2022/538 Esas 2022/1656 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davacının tazminat talebi, koruma tedbirleri nedeniyle kabul edildi ve davalı Hazinenin 500 TL maddi, 500 TL manevi tazminat ödemesine karar verildi. Davalı vekili tarafından yapılan temyiz istemi reddedildi, ancak davacı vekili tarafından yapılan temyizlerin tamamı reddedildi ve hüküm onandı. Kararda, davacının Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal Etme suçundan tutuklu kaldığı, beraat ettiği ve tutuklama süresinin mahsup edildiği belirtildi. Ancak, tutuklama ve tahliye tarihlerinin ve mahsup edilen sürenin belirlenmemesi nedeniyle hüküm bozuldu ve yeniden değerlendirildi. Kanunlar açısından, temyiz sınırı ve kesinlik hükümleri de kararda açıklandı.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : Davacının tazminat talebinin kısmen kabülü ile 500,00 TL maddi, 500,00 TL manevi tazminatın davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1- Davalı vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
Karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırının 4.270,00 TL olduğu ve davacı lehine hükmedilen tazminat miktarının 1.000,00 TL olması nedeniyle hükmün davalı açısından kesin olduğu görülmekle;
Davalı vekilinin temyizinin katılma yolu ile yapılmadığı dikkate alınarak, 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan ve 21.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik HUMK’un 427. ve ek 4. maddelerindeki temyiz sınırı ve hükmolunan tazminat miktarına göre hükmün kesin olması nedeniyle davalı vekilinin temyiz isteminin 1086 sayılı HUMK’un 432. maddesi gereğince isteme uygun olarak REDDİNE,
2- Davacı vekilinin temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Tazminat talebinin dayanağı olan İzmir (Kapatılan) 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/161 Esas – 2013/128 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal Etme 15.07.2009-12.11.2009 tarihleri arasında 120 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 08.11.2013 tarihinde kesinleştiği, davacının tutuklulukta kaldığı sürelerin tamamının Fethiye 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 05.04.2016 tarihli 2006/388 Esas – 2012/755 Karar sayılı ek kararı ile mahsup edildiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK'nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
Davacının 12.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 2.222,84 TL maddi, 3.500,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesi üzerine dairemizce yapılan incelemede, davacının ilk önce İzmir (Kapatılan) 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/167 Esas 2010/389 Karar sayılı ceza dosyasında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak ve uyuşturucu madde ticareti suçlarından yargılandığı, 20.12.2010 tarihinde suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak suçundan beraatine karar verildiği, bu kararın kesinleştiği, uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan ise görevsizlik kararı verildiği ve görevsizlik kararı üzerine tazminat davasına esas İzmir (Kapatılan) 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/161 Esas – 2013/128 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılamada beraat hükmünün kurulduğu görülmekle; davacı ile ilgili tutuklama ve tahliyeye ilişkin tüm müzekkere ve belgelerin Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde aslı ya da onaylı örnekleri de dosya içine alınarak, davacının Uyuşturucu Madde Ticareti suçundan tutuklanıp tutuklanmadığı, tutuklanmış ise tutuklama müzekkeresinin infaz edilip edilmediği, infaz edilmiş olması halinde, infaz tarihlerinin ilgili ceza infaz kurumundan sorulması suretiyle davacının tutuklama ve tahliye tarihleri ile infaz edilen sürenin tereddüde mahal vermeyecek şekilde belirlenmesi sonrası bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi, kabul ve uygulamaya göre de; davacının 25.01.2016 tarihli dilekçesi ile mahsup talebinde bulunduğu ve hükümden sonra birden fazla mahkumiyet hükümlerinin olduğu görülmekle, her ne kadar CMK'nın 144/1-a maddesinin yürürlükten kaldırılması nedeniyle mahsup tazminata engel oluşturmayacak ise de, mahsup edilen sürenin hükmolunacak tazminat miktarının tayininde dikkate alınması gerektiği nazara alındığında, davacının gözaltı ve tutukluluk süresinin diğer bir hükümlülüğünden mahsup edilip edilmediğinin araştırılması gerektiğinin gözetilmemesi, gerekçeleri ile hükmün bozulması üzerine yerel mahkemece duruşma açılıp, 500,00 TL maddi, 500,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davacı vekilinin, hükmedilen tazminat miktarının az olduğuna ilişkin tüm temyiz itirazlarının reddiyle hükmün, isteme uygun olarak ONANMASINA, 07.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.