Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/8823
Karar No: 2022/2834
Karar Tarihi: 29.03.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/8823 Esas 2022/2834 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davalı kurumun, sağlık hizmeti sunan davacı şirketin faturalarından kesinti yapması nedeniyle açılan muaraza davası sonucunda, ilk derece mahkemesi kararı dava şartı yokluğundan reddedilirken, bölge adliye mahkemesince daha sonra bu kararın kaldırılması ve davacının istinaf başvurusunun esastan reddedilmesi sonucu temyiz edildi. Yargıtay, davacı tarafın iddiasını değerlendirerek, hastaların teşhis ve tedavilerinin acil hal kapsamında mı kaldığına ilişkin yargılama yapılmadan hazırlanan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verdi. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesi gereği kararın bozulması, birinci instans mahkemesine gönderilmesi kararlaştırıldı. Kararda, Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği'nin \"Acil sağlık hizmetleri\" başlığı altındaki 2.3. maddesi de detaylı bir şekilde açıklandı.
3. Hukuk Dairesi         2021/8823 E.  ,  2022/2834 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ


    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen muarazanın meni davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; sağlık alanında ticari faaliyet gösterdiğini, imzaladığı "Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesi" uyarınca davalı kurumun sigortalılarına sağlık hizmeti sunduğunu, davalı kurum tarafından Aralık 2014 dönemine ait faturalar üzerinde yapılan incelemeler sonucunda hakedişlerinden toplam 114.297,88 TL tutarında kesinti yapılacağının bildirildiğini, kesinti gerekçesi olarak faturalara konu sunulan sağlık hizmetinin acil sağlık hizmeti kapsamında olmadığının belirtildiğini, davalı kuruma sunulan belgeler incelendiğinde vakaların tamamının "acil hal" kapsamında bulunduğunun görüleceğini ileri sürerek; kurum işleminin haksız olduğunun tespiti ile muarazanın giderilmesini talep etmiştir.
    Davalı; davaya konu kurum işleminin mevzuat ve sözleşmeye uygun olduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince; davacı şirketin ilgili KHK kapsamında kapatılarak Hazineye devredilmesi nedeniyle taraf ehliyetini kaybettiği gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğundan reddine dair verilen karar, davalı ve ihbar olunan Hazinenin istinafı üzerine, bölge adliye mahkemesince; 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 16 ncı maddesi uyarınca, ilgili KHK'ler ile kapatılan kurum, kuruluş ve bunların sahipleri olan gerçek ya da tüzel kişilerin davacı sıfatını taşıdıkları davalarda, taraf sıfatını kaybetmiş olmaları karşısında, kapatılan kurum ve kuruluşların tüm hak ve alacaklarının Hazineye devredileceği, bu nedenlerle taraf sıfatını kaybeden davacı yerine Hazinenin davacı sıfatını kazanmasının yasal bir zorunluluk olduğu gerekçesiyle, Hazinenin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yeniden karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda; 12/01/2019 tarihli bilirkişi heyeti raporu hükme esas alınarak, davacı tıp merkezi tarafından 01/12/2014 – 31/12/2014 tarihleri arasında “acil hal” kapsamında sunulduğu belirtilerek fatura edilen sağlık hizmetinin tamamının “acil hal” değil “yeşil alan” kapsamında kaldığı, hastaların katılım payı alınmaksızın muayene ve tedavi edildiği, katılım payının alınmaması nedeniyle kurum zararının oluştuğu, bu nedenlerle davalı kurum işleminin hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince; ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun, tek tek hasta bazlı inceleme yapılmak ve hastalara dair ortak şikayetler irdelenerek hazırlandığı, davacı tarafından acil hal olarak kuruma fatura edilen sağlık hizmetinin acil hal kapsamında bulunmadığı, davaya konu kurum işleminin taraflar arasındaki sözleşme ve SUT hükümlerine uygun; ilk derece mahkemesi kararının da usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1)Dava; kurum işleminin haksız olduğu iddiasına dayalı tespit istemine ilişkindir.
    Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği'nin "Acil sağlık hizmetleri" başlığı altında düzenlenen 2.3. maddesinin 1. fıkrasında; "Acil sağlık hizmeti vermekle yükümlü sağlık hizmeti sunucuları acil servis hizmetlerini Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ile konuya ilişkin Başbakanlık tarafından yayımlanan Başbakanlık genelgeleri ve Kurum mevzuatı doğrultusunda yürüteceklerdir. Acil servise müracaat eden ve muayeneleri sonucunda acil olmadığı tespit edilen kişilerin tedavi giderleri, SUT eki EK-2/B Listesinde 520.021 kodlu “Yeşil alan muayenesi” adı altında yer alan işlem bedeli üzerinden Kurumca karşılanır. Muayene sonucunda acil olduğu tespit edilenler için ise SUT’un 2.2.1.B-2 maddesinin birinci ve ikinci fıkralarındaki ilgili hükümler uygulanır. Ancak sağlık hizmeti sunucularınca acil servislerde verilen ve Kuruma acil sağlık hizmeti olarak faturalandırılan hizmetlerin Kurumun inceleme birimlerince yeşil alan muayenesi olarak değerlendirilmesi halinde verilen sağlık hizmetlerinin bedelleri karşılanmaz. " şeklinde düzenleme yapılmıştır.
    Somut olayda; davacı hastane tarafından davalı kurumun sigortalısı hastalara "acil sağlık hizmeti" olarak sunulduğu belirtilerek fatura edilen hizmet bedelinden, sunulan hizmetin "acil hal" kapsamında olmadığından bahisle davalı tarafça 114.297,88 TL tutarında davacının hakedişlerinden kesinti yapılacağının bildirildiği, ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, acil serviste muayene edilmiş hastalardan incelemeye esas alınan 497 hastanın tamamının "yeşil alan" hastaları olduğu, bu sebeple davalı kurum işleminin taraflar arasındaki sözleşme ve SUT hükümlerine uygun olduğu belirtilmiştir. Anılan bilirkişi raporu ise; her bir hasta bazında inceleme yapılmadan, hastanın şikayeti, konulan teşhis ile uygulanan tedavinin mahiyeti, bütün bu hususların Sağlık Uygulama Tebliğinde tanımlanan acil hal ya da yeşil alan kapsamında olup olmadığı somut verilerle değerlendirilmeden, tüm hastalar için genel şikayet sebepleri belirtilerek hazırlanmıştır. Rapor, bu haliyle hüküm kurmaya ve denetime elverişli değildir.
    Hal böyle olunca ilk derece mahkemesince; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, davaya konu edilen fatura bedellerine esas hizmetlerin acil hal kapsamında olup olmadığını tıbbi açıdan değerlendirecek nitelikte konusunda uzman doktorlar ile kesinti miktarının tespiti açısından emekli Sayıştay Denetçisinin de yer aldığı yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak, dosyanın bilirkişi heyetine tevdi ile davacı tarafından acil hal kapsamında davalı kurum sigortalılarına sunulduğu belirtilen hizmetlerin, her bir hasta bazında, hastalara ilişkin muayene özeti incelenerek, başvuru, teşhis ve uygulanan tedavinin Sağlık Uygulama Tebliğinde tanımlanan acil hal ya da yeşil alan kapsamında olup olmadığının tespiti açısından, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile hazırlanmış olan bilirkişi raporu benimsenerek, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
    2) Bozma nedenine göre, davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 29/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi