Esas No: 2022/637
Karar No: 2022/2786
Karar Tarihi: 28.03.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/637 Esas 2022/2786 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davacılar, davalı şirkete ait yüksek gerilim hattına temas eden yakınlarının elektrik akımına kapılarak yaralandıklarını ve sakat kaldıklarını iddia ederek tazminat talep etmişlerdir. İlk derece mahkemesi kısmen kabul etmiş, bölge adliye mahkemesi ise tazminat miktarının indirilmesine karar vermiştir. Davacıların bir kısmının temyiz talepleri reddedilirken, bölge adliye mahkemesinin kararı HMK'nın 371. maddesi uyarınca bozulmuştur. Kararda belirtilen kanun maddeleri HMK'nın 362, 366, 352 (b), 371 ve 373/2 maddeleridir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : VİRANŞEHİR 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; davacılardan ... ve ...'ın oğulları, ...ve ...'ın kardeşleri olan...’nın 12/09/2013 tarihinde evlerinin dış cephe duvarının yaklaşık 30 cm yakınından geçmekte olan davalı şirkete ait yüksek gerilim hattına elinin temas etmesi sonucu elektrik akımına kapılarak yaralandığını, % 100 oranında sakat kaldığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla, davacılardan... için 1.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi, anne ve baba için ayrı ayrı 30.000 TL manevi, kardeşler ...için ayrı ayrı 15.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmişler.13/07/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 114.447,08 TL'ye artırmışlardır.
Davalı; davacı ...'nın kendi eylemiyle kazanın meydana gelmesine neden olduğunu, meydana gelen olayda sorumluluklarını gerektirecek bir kusurun olmadığını, taleplerin fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile davacılardan... için 114.447,08 TL maddi ve 20.000 TL manevi, baba ... için 12.000 TL manevi, anne...için 12.000 TL manevi, kardeşler Baver, Hasan, ... için 6.000'er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; taraf vekillerinin manevi tazminata yönelik istinaf başvuruları ile davacılar vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf başvurusunun yerinde olmadığı, davalı vekilinin maddi tazminata yönelik istinaf talebi yönünden ise, mahkemece aktüerya bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada 1.412.935,98 TL tazminat miktarından % 8,1 maluliyet ve % 60 kusur indirimi yapılmak suretiyle 45.779,12 TL tazminata hükmedilmesi gerekirken, küçüğe ödenecek tazminatın ebeveyn kusuru oranında düşürülmesi gerekmeyeceği gerekçesiyle % 8,1 maluliyet oranında indirim yapılarak 114.447,08 TL tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacı ...’nın tazminat davasının kısmen kabulü ile 45.779,12 TL maddi ve 20.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı baba ... için 12.000 TL, davacı anne...için 12.000 TL, davacı kardeşler ...ve ... için 6.000'er TL manevi tazminatın olay tarihi olan 12/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Davacılar ..., ... ve ...’a yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde HMK’nın 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
İhtiyari dava arkadaşı olan bu davacılar yönünden reddedilen manevi tazminat miktarları, bölge adliye mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 78.630 TL’nin altında kalmaktadır.
Yukarıda açıklanan nedenle, davacılar ... ve ...’ın temyiz taleplerinin ayrı ayrı miktar itibariyle reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalı tarafın tüm, davacı ...'nın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
3-Dava, elektrik çarpması nedeni ile uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Kural olarak bir küçüğün uğradığı zararda ana babanın birlikte kusurunun bulunması, sorumlu kişinin küçüğe ödeyeceği tazminatın reddedilmesini gerektirmez. Değişik bir ifade ile kanuni temsilcilerin gözetimi ve denetim ödevlerini gereği gibi yerine getirmemeleri ya da eksik getirmiş olmaları, temyiz yeteneğinden yoksun olan küçüğe kendi kusuru olarak izafe olunamaz. Bu itibarla tazminat davasını, küçüğün kanuni temsilcileri olarak koğuşturmaları da durumu değiştirmez. Keza sorumlu kişinin küçüğe borçlu olduğu tazminat edimlerinin geçici olarak, yasal temsilci olan ana babaya ödenmesi olgusu da sonuca etkili değildir. Çünkü, bu tazminat ana babanın mal varlığından ayrı olan küçüğün mal varlığına girecektir; ana baba bu mal varlığının değerlerini, amaca aykırı harcamalarda bulunmak, özellikle kendi borçlarını ödemek ve bu arada sorumlu kişinin kendilerine karşı ileri sürebileceği rücu taleplerini karşılamak için kullanamazlar.
Hal böyle olunca bölge adliye mahkemesince; davacılardan... için hesaplanan tazminattan anne ve babanın kusurunun düşülemeyeceği ilkesine göre davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Buna göre bölge adliye mahkemesince yapılacak iş; uyuşmazlığın esası hakkında yeniden bir karar vermek olmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacılardan ... ve ...’ın temyiz taleplerinin ayrı ayrı miktar itibariyle reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın tüm, davacı ...'ın sair temyiz taleplerinin reddine, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının HMK'nın 371. maddesi uyarınca davacılardan ... yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, HMK’nın 373/2 maddesi uyarınca dava dosyasının bölge adliye mahkemesine mahkemesine gönderilmesine, 28/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.