3. Hukuk Dairesi 2020/3945 E. , 2021/4877 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki eğitim ve öğretim giderlerinden kaynaklanan alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, Yüzüncü Yıl Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde araştırma görevlisi olarak çalışırken doktora eğitimini yapmak amacıyla 2547 sayılı YÖK Kanunun 35. maddesi uyarınca kadrosunun geçici olarak Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsüne aktarıldığını, yasal süresi içinde doktora eğitimini başarı ile tamamlayarak doktor ünvanı aldığını, ardından kadrosunun 24.03.2011 tarihinde Yüzüncü Yıl Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesine iade edildiğini, bu arada Katip Çelebi Üniversitesine kadrolu olarak geçmek istediğini, ancak davalı üniversitedeki mecburi hizmet yükümlülüğü kaldırılmadığı için mecburi hizmet yükümlülüğü karşılığı 23.683,16 TL tazminat ödeyerek istifa etmek zorunda kaldığını belirterek Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörlüğünün mecburi hizmet yükümlülüğünün kaldırılması ve lisansüstü eğitim öncesinde imzalamış olduğu taahhüt ve kefalet senedinin iptal edilmesi talebine ilişkin zımni ret kararının iptal edilerek ödemiş olduğu 23.683,16 TL’nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının davaya konu taahhütnameyi hata, hile veya tehdit altında kendisine imzalatıldığını ileri sürmediğini,davacının özgür iradesi ile davalı üniversiteye böyle bir yüklenme senedi vermesini yasaklayan bir yasal düzenleme olmadığını,doktora eğitimi için kendi iradesi dışında gönderilmediğini bu nedenle bu taahhütnamenin davacıyı bağladığını davalı üniversitece yükümlülüklerin yerine getirildiğini, davacı tarafından ise yerine getirilmediğini, davacının taahhütname gereğince mecburi hizmet yükümlülüğü devam ettiği, davacı adına tahakkuk edilen miktarı ödemekle sorumlu olduğu ve taahhütnameyi geçersiz kılan bir durumun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 2547 Sayılı Yasa"nın 35. maddesi uyarınca imzalanan yüklenme senedinden kaynaklı istirdat istemine ilişkindir.
Davacı ... tarafından imzalanan noterde tanzim edilen 04.02.2008 tarihli yüklenme senedinin 2. maddesinde Dokuz Eylül Üniversitesinde eğitim bulunduğu süre kadar mecburi hizmet taahhüdünde bulunduğu, 5. maddesinde ....istifa suretiyle ayrıldığı takdirde eksik kalan mecburi hizmet süresiyle orantılı olarak %50 fazlasıyla birlikte ayrıntısı 6. maddede belirtilen bilcümle matlubatı...ödenmesinin taahhüt edildiği, 6. maddesinde ....yapılan ödemelerin %50 fazlası ve yasal faizi ile birlikte ödeneceğinin taahhüt edildiği görülmektedir.
Türk hukukunda mecburi hizmet yükümlülüklerinin bir kısmı Anayasa"da bir kısmı ise kanunlarda düzenlenmiştir. Eğitilme ve yetiştirilme karşılığı olarak öngörülen mecburi hizmet yükümlülüğü 2547 sayılı Yasanın 33.,35. ve 39. maddelerinde düzenlenmiştir. 2547 sayılı Yasanın 35. maddesinde araştırma görevlilerinin yurtiçinde bir diğer üniversitede görevlendirilmeleri, öğretim elemanlarının yurtiçinde ve yurt dışında görevlendirilmeleri ise 39. maddede düzenlenmiştir.
2547 sayılı Yasa"nın 35.maddesinde "Yükseköğretim kurumları; kendilerinin ve yeni kurulmuş ve kurulacak diğer yükseköğretim kurumlarının ihtiyacı için yurt içinde ve dışında, kalkınma planı ilke ve hedeflerine ve Yükseköğretim Kurulunun belirteceği ihtiyaca ve esaslara göre öğretim elemanı yetiştirirler. Öğretim elemanı yetiştirilmesi amacıyla üniversitelerin araştırma görevlisi kadroları, araştırma veya doktora çalışmaları yaptırmak üzere başka bir üniversiteye, Yükseköğretim Kurulunca geçici olarak tahsis edilebilir. Bu şekilde doktora veya tıpta uzmanlık veya sanatta yeterlik payesi alanlar, bu eğitimin sonunda kadrolarıyla birlikte kendi üniversitelerine dönerler. Yurt içi veya yurt dışında yetiştirilen öğretim elemanları, genel hükümlere göre bağlı oldukları yükseköğretim kurumlarında mecburi hizmetlerini yerine getirmek zorundadırlar. Bu mecburi hizmet, eş durumu ve sağlık mazeretleri hariç olmak üzere başka yükseköğretim kurumlarında ve kamu kurum ve kuruluşlarında yerine getirilemez.Bu yükümlülüğü yerine getirmeyenlere, yükseköğretim kurumlarında görev verilmez. Özel kanunlarla getirilen mecburi hizmet çalışmaları bu hüküm dışındadır." şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Yine bu kanun maddesine dayanılarak çıkarılan Bir Üniversite Adına Bir Diğer Üniversitede Lisansüstü Eğitim Gören Araştırma Görevlileri Hakkında Yönetmeliğin 4/4 maddesinde ""Görevlendirme veya atama işlemlerinden önce adaylardan, kendilerine kadrosu tahsis edilen üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsünde 2547 sayılı Kanun"un 35. maddesi şartları içinde lisansüstü eğitim -öğretim süresi(tatiller dahil) kadar mecburi hizmeti yerine getirmek zorunda bulunduklarına dair bir taahhüt ve kefalet senedi alınır. Bu senette ilgili araştırma görevlisinin lisansüstü eğitim -öğretimlerini tamamlamasından sonra ne kadar süre sonra kadroyu tahsis den üniversiteye veya yüksek teknoloji enstitüsüne döneceğinin belirten bir hüküm de yer alır."" hükmü düzenlenmiştir.
Kanunun 35. maddesinde mecburi hizmet yükümlülüğünün ihlali halinde öngörülen tek yaptırım araştırma görevlisine başka bir yüksek öğretim kurumunda görev verilmemesidir.
Kanunda yer almamasına rağmen yönetmelikle araştırma görevlilerinden yüklenme senetleri alınacağı düzenlenmiştir. Kişi kendi iradesi ile kamuda çalışma özgürlüğünü kullanmış olup öngörülen tek yaptırımın araştırma görevlisine başka bir yükseköğretim kurumunda görev verilmemesi olduğu dikkate alındığında kanunda yaptırım konusunda bir eksikliğin olduğu ortadır.
Anayasa"nın 18. maddesinde zorla çalıştırma yasağı ile birlikte düzenlenen angarya yasağı açısından yüklenme senetlerindeki maaşın geri verileceği yönündeki düzenleme değerlendirildiğinde; angarya yasağı, Anayasa Mahkemesi kararlarında; kişinin emeğinin karşılığını almadan zorla çalıştırılması, bir maldan ya da kişinin çalışmasından karşılıksız yararlanma şeklinde tanımlanmıştır. (bkz. AYM, E; E:2011/150, K:2013/30, KT:14.02.2013) Araştırma görevlileri 2547 sayılı Kanun"un 35. maddesine göre yapılan görevlendirme kapsamında çalışırken her ne kadar maaş almakta iseler de; yüklenme senedindeki şartların ihlali halinde bu çalışma karşılığı alınan maaş ödemelerinin geri verilmesi yönündeki düzenleme ile başlangıçta angarya yasağı söz konusu değilken, taahhüdün ihlali halinde maaşların geri verilmesi halinde araştırma görevlisi ücret ödenmeksizin çalışmış olma durumunda olacağından senet maddesinde maaşların geri ödeneceği yönündeki düzenlemenin bu yönüyle de angarya yasağının ihlali olduğu kabul edilmelidir.
Tüm bu nedenlerle yüklenme senedindeki mecburi hizmet yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde araştırma görevlisi kadrosunda bulunmanın ve çalışmanın karşılığı olan maaşların geri verileceğine dair senet hükmünün geçersiz olduğu kabul edilerek davacının istirdat isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nin geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nin 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29/04/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.