Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/21853
Karar No: 2019/10602
Karar Tarihi: 14.05.2019

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/21853 Esas 2019/10602 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2017/21853 E.  ,  2019/10602 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, davalı şirketin Düzce Organize Sanayi Bölgesinde kurulan fabrikasında 21.08.2006- 24.12.2014 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir sebep olmadan feshedildiğini, fesih sebebi hakkında sözlü açıklama dahi yapılmadığını, işyerinde sekiz yılı aşkın kıdemi olmasına rağmen asgari ücret seviyesinde ücret aldığını, işverence 2008 yılında muvafakati bulunmayan işçilere zorunlu olarak fazla çalışma yaptırıldığını, işverenin bu eylemi sebebiyle Çalışma Bakanlığınca işyerinde yapılan denetim sonucunda cezai yaptırım uygulandığını, davalı işverenin şikayetçi olan işçilerin iş sözleşmelerini feshetmesi üzerine arkadaşları ile birlikte işyerinde sendikal olarak örgütlenmeyi ve sendikanın desteğini alarak çalışma koşullarının iyileştirilmesini sağlamak amacıyla ...Sendikası (...Sendikası)’na üye olarak sendikal faaliyete başladığını, işyerindeki sendikalaşma çabalarının etkili olduğunu ve sendikaya üye işçi 250 işçiyi geçerek sendikanın yetki almasını sağlayacak sayıya yaklaşması üzerine işyerinde örgütlenmeyi engellemek amacıyla sendikalı işçilere psikolojik baskı uygulanmaya başlandığını ve işçilerin sendikadan istifaya zorlandıklarını, bu süreçte yaklaşık 250-300 üyesi olan sendikanın üye sayısının 2015 yılı başlarında 50’ye düştüğünü, bu süreçte ...Sendikasının işyerinde gerekli çalışmayı yapamayıp pasif kalması sebebiyle anılan sendikadan istifa ederek Tekstil İşçileri Sendikasına üye olduklarını, davacının bu sendika bünyesinde çalışmalarına devam ederken iş sözleşmesinin 24.12.2014 tarihinde kıdem ve ihbar tazminatları ödenerek feshedildiğini, ortada davacının iş sözleşmesinin feshini gerektirecek bir durumun bulunmadığını, iş sözleşmesinin geriye 6 aylık dönemde işe alman 150’den fazla işçi bulunduğunu, işyerinde sendikalı işçilere amirleri tarafından sataşma niteliğinde sözler ve laf atmalar yaşandığını, işçileri tahrik edecek kavga ve tartışmalar çıkarıldığını, bu şekilde İşverenin fesih İçin gerekçe oluşturma çabasına girdiğini, işyerinde işçilerin yerleri istisnai hallerde değiştirilirken sendikalı işçilerin sık sık görev yerlerinin değiştirildiğini, işyerindeki en ağır ve istenmeyen işlere verildiklerini, sendikalı işçilerin fazla mesai listelerine adlarının yazılmayarak gelir kaybına sebep olunduğunu, Güvenlik Amiri ile Üretim Müdürünün sendikalı işçilere "bizim işçimiz değilsiniz, sendikanın adamısınız, sendika üyeliğinden istifa ederseniz sizi de mesaiye bırakırız, yoksa size mesaîden para kazandırmayız’ şeklinde açık beyanda bulunduğunu, sendikalı işçilerin ailelerinin aranarak sendikaya üye olduğu konusunda şikayette bulunulduğunu, işyerinde rahatsızlık nedeniyle devamsızlık yapan işçilerin mazeretlerini ispatlayan reçete, doktor raporu gibi herhangi bir belge yeterli sayılırken sendikalı işçilerden istirahat raporu veya iş göremezlik belgesi getirmelerinin istendiğini, kendisinin 2014 yılı Aralık ayında Metin ve Yusuf isimli işçilerle birlikte işten çıkartıldığını, 2015 yılı Şubat ayında da Hakkı ve Ümit isimli işçilerin işten çıkarıldıklarını, bu kişilerin sendikal örgütlenmeye öncülük eden kişiler olduklarını ileri sürerek, iş sözleşmesi sendikal nedenle feshedildiğinden ve davacı işyerinde çalıştığı süre boyunca diğer sendikalı işçilerle birlikte farklı muameleye tabi tutulduğundan 12 aylık ücretinden az olmamak üzere belirlenecek sendikal tazminatın ileride artırılmak üzere 10.000,00 TL’sinin hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
    Davalı vekili, iş sözleşmesinin feshine dair bildirimli fesih yazısının 28.10.2014 tarihinde davacıya elden tebliğ edildiğini, iş sözleşmesinin bildirim süresinin sonu olan 24.12.2014 tarihinde sona erdiğini, iş sözleşmesinin "performans düşüklüğü’ nedeniyle geçerli sebeple feshedildiğini, davacının gerek 28.10.2014 tarihli fesih bildirimi yazısını gerekse hak ve alacaklarını tamamen aldığına dair ibraname ve feragatnameyi imzaladığını, iş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedilmediğini, davacının herhangi bir sendikal faaliyeti bulunmadığını, davacının sözünü ettiği hususların 7-8 sene yaşandığını, davalı şirketin aynı işkolunda kurulu İstanbul, Çorlu ve Düzce’de 3 adet fabrikası ve bu işyelerinde 2.000 civarında çalışan bulunduğunu, davacının üye olduğu sendikanın davalı işletmede toplu iş sözleşmesi yapma yetkisi olmadığını, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına böyle bir yetki başvurusunun da bulunmadığını, davalı işyerinde halen sendika üyesi olup çalışan işçilerin bulunduğunu, davacının dahi 6-7 yıl sendikalı olarak çalıştığını, hatta davacının eşinin halen aynı işyerinde çalışmaya devam ettiğini, işletme kapsamındaki işyerlerinden sadece Düzce’da 2014 yılının Aralık ayı ile 2015 yılı Ocak ve Şubat aylarında toplam 70 işçinin iş sözleşmesinin çeşitli nedenlerle sona erdiğini, ancak bunlardan sadece 4 işçinin iş sözleşmesinin sendikal nedenle sona erdiğini iddia ettiğini, davacının fazla çalışma muvafakati vermemesi sebebiyle fazla çalışma yapmadığını, ayrıca dosyasında en az 45 tane devamsızlık sebebiyle ihtar yazısı bulunduğunu, feshin geçerli sebebe dayandığını, sendikal sebeple feshin söz konusu olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir,
    Mahkemece toplanan deliller doğrultusunda yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir
    Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının sendikal tazminata hak kazanıp kazanmadığı noktasındadır.
    6356 sayılı Kanunun Sendika Özgürlüğünün Güvencesini düzenleyen 25. maddesine göre, "(1) İşçilerin işe alınmaları; belli bir sendikaya girmeleri veya girmemeleri, belli bir sendikadaki üyeliği sürdürmeleri veya üyelikten çekilmeleri veya herhangi bir sendikaya üye olmaları veya olmamaları şartına bağlı tutulamaz
    (2) İşveren, bir sendikaya üye olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında, çalışma şartları veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayrım yapamaz. Ücret, ikramiye, prim ve paraya ilişkin sosyal yardım konularında toplu iş sözleşmesi hükümleri saklıdır.
    (3) İşçiler, sendikaya üye olmaları veya olmamaları, iş saatleri dışında veya işverenin izni ile iş saatleri içinde işçi kuruluşlarının faaliyetlerine katılmaları veya sendikal faaliyette bulunmalarından dolayı işten çıkarılamaz veya farklı işleme tabi tutulamaz.
    (4) İşverenin (...) (1) yukarıdaki fıkralara aykırı hareket etmesi hâlinde işçinin bir yıllık ücret tutarından az olmamak üzere sendikal tazminata hükmedilir. (1)
    (5) Sendikal bir nedenle iş sözleşmesinin feshi hâlinde işçi, 4857 sayılı Kanunun (...) (2), 20 ve 21 inci madde hükümlerine göre dava açma hakkına sahiptir. İş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiğinin tespit edilmesi hâlinde, 4857 sayılı Kanunun 21 inci maddesine göre işçinin başvurusu, işverenin işe başlatması veya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın sendikal tazminata karar verilir. Ancak işçinin işe başlatılmaması hâlinde, ayrıca 4857 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen tazminata hükmedilmez. İşçinin 4857 sayılı Kanunun yukarıdaki hükümlerine göre dava açmaması ayrıca sendikal tazminat talebini engellemez. (2)
    (6) İş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiği iddiası ile açılacak davada, feshin nedenini ispat yükümlülüğü işverene aittir. Feshin işverenin ileri sürdüğü nedene dayanmadığını iddia eden işçi, feshin sendikal nedene dayandığını ispatla yükümlüdür.
    (7) Fesih dışında işverenin sendikal ayrımcılık yaptığı iddiasını işçi ispat etmekle yükümlüdür. Ancak işçi sendikal ayrımcılık yapıldığını güçlü biçimde gösteren bir durumu ortaya koyduğunda, işveren davranışının nedenini ispat etmekle yükümlü olur.”
    Somut uyuşmazlıkta mahkemece tüm davacı tanık beyanlarından davacının sendikal çalışmalarda öncü olduğu, sendikal toplantılara arkadaşlarını davet ettiği, yine sendikanın yetki tespit sayısına ulaşınca işverenin sayıyı azaltmak için işyerinde bir takım baskılar uyguladığı, bunların neler olduğunun davacı tanıklarınca somut olarak anlatıldığı, Mahkemenin seri nitelikteki 2015/271 esas sayılı dosyasına ve bu dosyaya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından verilen cevabi yazıda, davalı işverenin çeşitli iş yerlerinde toplam 1.300 işçinin çalıştığı, çeşitli sendikalara üye işçi sayısının 48 olduğu, Düzce işyerinde ise 35 işçinin sendika üyesi olduğu, Tekstil işçileri Sendikasından verilen cevabi yazıda, davacının sendika üyesi olduğu, Ekim 2014-Şubat 2015 tarihleri arasında 39 kişinin üye olduğu ve 18 kişinin istifa ettiği, 01/06/2015 itibariyle 10 üyenin bulunduğu, ...Sendikasından verilen cevabi yazıda ise 2011 yılında 135 üye, 2012 yılında 97 üye, 2013 yılında 61 üye, 2014 yılında 55 üyenin bulunduğu, üye sayısında yıllara göre bariz azalmanın gözlemlendiği, yine fesih tarihi itibariyle de sendikaya üye 14 işçinin bulunduğu, fesih tarihinden geriye doğru 4 aylık dönemde 38 işçinin üyelikten çekildiği ve 12"sinin yeniden üye olduğu, halen ise 26 işçinin üye olduğunun bildirildiği, işveren tarafından sunulan davacıya ait ücret bordrolarının incelenmesinde son 1 yılda fazla mesai tahakkukunun bulunmadığı, bu durumun da işçinin iddiasını kuvvetlendirdiği, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde feshin sendikal nedenle yapıldığı kanaatine varılarak sendikal tazminata hükmedilmiştir.
    Ne var ki, davacı taraf, iş sözleşmesinin sendikal sebeplerle feshedildiğini ileri sürmüş ise de yargılama sırasında dinlenen davacı tanık beyanları dışındaki tek hususun Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yazısı içeriği olduğu, yazı içeriğinden tespit edilen sendikalı işçi sayısındaki değişimin uzun sürede gerçekleşmiş olması, ayrıca sırf sayılardaki değişimin tek başına feshin sendikal nedenle olduğunu ispatlayamayacağı dikkate alınmamıştır.
    Yargılama sırasında dinlenen davacı tanıkları, davacının sendikal faaliyetlerde öncü olduğunu, sendikalılara diğer işçilere nazaran daha zor izin verildiğini, işverenin sendikalı işçilerin ailelerini arayarak şikayet ettiğini, sendikadan istifa etmedikleri takdirde fabrikanın kapanacağının söylendiğini, davacıya fazla çalışma yaptırılmadığını ifade etmiş ise de, davacı tanıklardan ikisinin aynı taleplerle işveren aleyhine dava açtığı ve davacı ile menfaat birliği içinde olduğu dosya kapsamı ile sabittir. Husumetli tanık anlatımlarının veya husumetli olmayan diğer davacı tanığının sendikal ayrımcılığa ilişkin genel nitelikteki beyanlarının tek başına hükme esas alınması yerinde değildir. Bu halde, sendikal sebeple ayrımcılık iddiasının şüpheden uzak şekilde ispat edildiğinden söz edilemez.
    Mahkemece davacının ücret bordrolarının incelenmesinde son bir yılda fazla çalışma tahakkukunun bulunmadığı bu durumun davacının iddiasını kuvvetlendirdiği yönündeki gerekçe karara dayanak yapılmış ise de, davalı taraf davacının fazla çalışma yapılmasına muvafakat vermediğini savunmuştur. Dosya kapsamında işçinin fazla çalışma yapmayı talep ettiğine, ancak kendisine fazla çalışma yaptırılmadığına dair somut bir bilgi veya belge bulunmamaktadır. Davacının davalıya ait işyerinde yaklaşık sekiz yıldır çalıştığı, üç yıldır da sendika üyesi olduğu göz önüne alındığında, son bir yıla ait bordrolarda fazla çalışma tahakkuku bulunmamasının sendikal ayrımcılık yapıldığını güçlü biçimde gösteren bir durum olarak kabulü yerinde değildir.
    Diğer taraftan somut olayda davacının (Deri İş) sendikasının pasif kalması üzerine bir başka sendikaya üye olduğu kendi beyanı ile sabittir. Dosya kapsamına göre davacının Deri İş Sendikasına üyelik tarihi 15.04.2011 olup, Tekstil İş Sendikasına üyelik tarihi ise 29.11.2014 tür. Davacının Deri İş Sendikasına üyelik tarihi ile bildirimli fesih tarihi olan 28.10.2014 tarihi arasındaki sürenin uzunluğu gibi hususlar göz önünde bulundurulduğunda feshin sendikal sebebe dayandığı iddiasının ispatlanamadığı açıktır. Diğer taraftan bildirimli feshin davacıya tebliğ edildiği tarih 28.10.2014 olup, davacının 29.10.2014 tarihinde Tekstil İş Sendikasına üyelik başvurusunda bulunduğu dikkate alındığında da fesih sendikal sebebe dayandığından söz edilemeyecektir. Nitekim davacının iş sözleşmesinin feshinden sonra “performans düşüklüğü” gerekçesiyle iş sözleşmesi feshedilen işçiler tarafından işe iade ve sendikal tazminat isteği ile açılan işe iade davalarında, Dairemizce sendikal tazminatın reddi gerektiği noktasında bozma kararı verilmiştir. (Dairemizin 2017/874 esas ve 2017/993 esas sayılı kararları) Hal böyle iken, davacının sendikal nedenle fesih ve sendikal ayrımcılık iddiasını ispatlayamadığı dikkate alınarak sendikal tazminat talebinin reddi gerekirken, mahkemece yazılı şekilde sendikal tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmişir.
    SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14/05/2019 gününde oybirliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi