Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/6943
Karar No: 2022/2649
Karar Tarihi: 23.03.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/6943 Esas 2022/2649 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/6943 E.  ,  2022/2649 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 46. HUKUK DAİRESİ
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : İSTANBUL 9. TÜKETİCİ MAHKEMESİ

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, Kadıköy 2. noterliğinin 21.07.1992 tarih ve 33941 yevmiye no’lu hisse devir senedi ile dava dışı ...’dan, FOTAŞ yeni ...Tatil Köyleri A.Ş.’ye ait devre tatili, 719 nolu nama yazılı ilmuhaber ile 14-28 Ağustos tarihleri arasındaki kullanma hakkını bütün hakları ve vecibeleri ile birlikte gayrıkabili rücu olarak olarak devraldığını, sözkonusu devrin 26.01.1993 tarihinde devir işlemleri tablosuna işlendiğini, 2005 yılına kadar hakkını düzenli olarak kullandığını, ancak 2005 yılından sonra sağlığının ciddi şekilde bozulması nedeniyle kullanma hakkından faydalanamadığını, şirket tarafından bu tarihten 2011 yılına kadar kendisi ile temas kurulmadığını, ne genel kurullar, ne de borcu hakkında bilgilendirilmemiş olduğundan, devre tatil hakkının bundan sonra kullandırılmasını ve bugüne kadar kullandırılmamasından kaynaklanan maddi kayıpların tazminine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    İlk derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş; kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi'nin 2020/1130 E. 2021/1183 K. sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup; hüküm, bu kez davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    1- Eldeki davada; davacı yan devre tatil hakkından bundan sonra faydalanma ve bugüne kadar faydalanamadığı dönemlere ilişkin maddi zararın karşılanması talebiyle iş bu davayı açmıştır. Davalı yan ise, davada genel kurul çağrılarının davacı tarafa yapılmadığı yönündeki iddiaların haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacının şirketin hissedarlarından biri olduğunu, şirketin A ve B grubu hisse sahiplerine şirket bünyesindeki gayrimenkulleri, kullanım yönetmeliğindeki yükümlülüklerin yerine getirilmesi şartı ile öncelikli kullanım hakkı tanıdığını, davacının kullanım yönetmeliği uyarınca edimlerini gereği gibi ifa etmemesi üzerine 30.11.2011 tarihli iadeli taahhütlü mektup ile kullanma yönetmeliğinde belirtilen borçlarını ifa etmediği takdirde kullanım hakkının sonlandırılacağının bildirildiğini, davacıya yapılan bildirime rağmen davacı tarafından davalı şirkete iştirak paylarının ödenmesi konusunda müracaat edilmediğini, birikmiş zorunlu katılım payının ödenmemesi üzerine davacının kullanım hakkının sonlandırıldığını, davacının dava dilekçesinde ikrar ettiği gibi borcunun bulunduğuna yönelik olarak ödeme yapması konusundaki çağrı kağıdının davacının adresine iadeli taahhütlü posta ile gönderildiğini, davacı tarafın kullanım hakkının iptalinden önceki dönemlere ilişkin olarak davalı şirkete ödeme yapmadığını, bu sebeple davalı şirketin almış olduğu kullandırmama kararının kullanma yönetmeliğine ve şirket ana sözleşmesine uygun bir karar olduğundan davanın reddini talep etmiştir.
    İlk derece mahkemesince, "30/11/2011 tarihli tebligatın davacının adresinde tanınmaması sebebi ile iade edilmiş olduğu, davacının davalı tarafa yeni adresini bildirdiği konusunda ve kullanım hakkı için talepte bulunduğu konusunda dosya kapsamından bir delil elde edilemediği, ödenmeyen konaklama ve zorunlu bedellere ilişkin yönetim kurulu kararı ile getirilen şartlara uyulmadığı sebebi ile kullanım hakkının iptaline dair kararın yönetmelik hükümlerini uygun olduğu" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin kararı istinaf etmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince de aynı gerekçe ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    30.11.2011 tarihli davalı tarafından davacıya gönderildiği iddia edilen iadeli taahhütlü mektubun incelenmesinde; mektubun noter yoluyla gönderilmediği, zarfın üzerinde mektubun içinde ne olduğunun yazmadığı, davacının iddiasına göre 40 yıldır oturduğu adrese tebligat yapılmasına rağmen "adreste tanınmıyor" şerhi düşülüp tebligat yapılamadığı, bunun üzerine başkaca bir tebligatın da gönderilmediği dosya kapsamından anlaşılmıştır. O halde usulüne uygun bir tebligat yapılmadığının kabulü gerekir. Dolayısıyla davacı yan devre servis bedeli ödemek suretiyle tesisten yararlanmalıdır. Davacı kendisine tanınan bu yetkisini özen içinde ve devre tatil sahiplerinin zararına olmayacak şekilde kullanması gerekir. Ne var ki katkı payı veya servis ücreti belirlenirken verilen yetki dışında kalan gider kalemlerinin hesaba dahil edilmesi, yapılmayan giderlerin yapılmış gibi gösterilmesi, yapılan giderlerin abartılı olarak gösterilmesi, Medeni Kanunun 2. maddesinde belirtilen dürüstlük kuralları ile bağdaşmaz. Buna göre davalı şirket yaptığı masrafları, servis ücreti adı altında belirleyerek dönem sahiplerinden isteyebilecektir. Bu masraflar da objektif iyiniyet kurallarına göre, evlerin ve müşterek kullanıma ayrılan yerlerin normal olarak kullanılabilmesi, varlığını koruyabilmesi için zaruri olan bakım ve onarımı, evlerdeki yıpranan eşyaların zorunlu olarak yenilenmesi için gereken masraflardır.
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında hesaplanacak devre servis bedelinin, davacı tarafından hissesi oranında oranlama yapılarak ödenmesi şartıyla, devre tatil hakkından faydalanması gerektiğinden, Mahkemece, bu hususta bilirkişi incelemesi yaptırılmadan
    yanlış ve eksik değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2- Davacının maddi zarar talebinin incelenmesi yönünden; birinci bentte açıklanan nedenlerle davacıya katkı payı ödemesi ile ilgili olarak usulüne uygun yapılmış bildirim bulunmadığından, devre tatil hakkını kullanamadığı döneme ilişkin maddi zararının karşılanması gerekmektedir. Hal böyle olunca, kullandırılmayan yıllar için her yıl bazında emsal teşkil eden işletmelerde (davacının kendi dönemi, tatil yeri, süresi, tatilden faydalanacak kişi sayısı dikkate alınarak) devre tatil sistemi ile geçireceği tatil bedelinin tespiti ile taleple bağlı kalınarak hüküm kurulması gerekir. Mahkemece, bu hususta bilirkişi incelemesi yaptırılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda 1. ve 2. bentte açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
    3-Bozma nedenine göre, davacı yanın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, 1. ve 2. bent gereğince aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, 3. bent gereğince davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, hükmü temyiz eden davacı taraf harçtan muaf olduğundan peşin alınan 59,30 TL temyiz harcının iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 23/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi