Esas No: 2022/237
Karar No: 2022/2647
Karar Tarihi: 23.03.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/237 Esas 2022/2647 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/237 E. , 2022/2647 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : BOLU 1. ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tüketicinin korunması hakkında kaynaklanan davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı ...'e, velayeten açılan davada onun adına 4760 sayılı ÖTV Kanunun 7. maddesinin 2/a bendi kapsamında vergiden müstesna olmak üzere 26/02/2015 tarihinde 14 AS 664 plakalı ve Volkswagen Passat 1.6 TDI BMT 120 PS Comportline marka 2015 model aracı satın aldığını, aracın trafiğe ilk çıkış tarihi olan 26/02/2015 tarihinden 18 gün sonra 16/03/2015 tarihinde trafikte seyir halinde iken birden kontrol panelinde yer alan ikaz lambalarının nerdeyse tamamının yandığı ve aracın direksiyonunun kilitlendiğini, arızanın yetkili servise bildirildiği ve onarıldığını, daha sonra 16/12/2015, 22/01/2016 ve 13/02/2016 tarihlerinde aracın EPC uyarısı verdiğini, arızadan davalıların haberdar edildiğini, 16/12/2015 ve 22/01/2016 tarihlerinde Düzce ilinde bulunan dava dışı yetkili servis ...., Otomotiv San. ve Tic. A.Ş.'de kontrolünün yapılarak aracın kendisine teslim edildiğini, 13/02/2016 tarihinde aynı şekilde arızalanan aracın yetkili servise teslim edildiğini, araç serviste iken davalılara Bolu 6. noterliğinin 24/02/2016 tarih ve 2392 yevmiye numaralı
ihtarname gönderilerek ayıplı aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin talep edildiğini ve ihtarnamenin davalılara tebliğ edildiğini, davalıların aracı değiştirmediği ve ihtara cevap vermediklerini belirterek ayıplı otomobilin ayıpsız misli ile değiştirilmesini, bu mümkün olmadığı takdirde araç bedelinin işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
İlk derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş; kararın davalılar vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'nin 2021/918 E. 2021/1056 K. sayılı kararı ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş olup; hüküm, bu kez davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava; ayıplı malın misli ile değiştirilmesi veya bedelinin iadesi talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, "davacının 26/02/2015 tarihinde satın aldığı aracını, sonradan oluşan turbo hattında meydana gelen arıza nedeniyle 16/12/2015 ile 10/01/2017 tarihlerinde servise götürdüğü ve davalı tarafından ücretsiz onarımının yapıldığı, bilirkişi raporu ile sabit olduğu üzere aracın sık sık servise gittiği, muadili araçlarla kıyaslandığında dava konusu araçtan beklenen faydanın sağlanamadığı, bu arızanın üretimden kaynaklı bir arıza mahiyetinde olduğu, aracın bu arızası dışında da pek çok kez servise götürüldüğü, her ne kadar bu ayıp daha sonra onarılarak giderilmişse de davacının güvenli sürüş için tercih ettiği araçtan beklediği faydanın gerçekleşmediği anlaşılmakla, aracın ithalatçısının da aracın ayıbından sorumlu olduğu" gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu aracın misliyle değişimine karar verilmiştir. Davalılar vekillerinin kararı istinaf etmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince de aynı gerekçe ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Davacının dava konusu aracı satın alma tarihi olan 26/02/2015 tarihi itibariyle yürürlükte olan 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunu'nun 8. maddesinde; "Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır. Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir.", 9. maddesinde; "Satıcı, malı satış sözleşmesine uygun olarak tüketiciye teslim etmekle yükümlüdür.", 10. maddesinde; "Teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edilir. Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Bu karine, malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmaz.", Tüketicinin seçimlik haklarının düzenlendiği 11. maddesinde; "Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici, satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği taktirde sorumlu tutulmaz. Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz. Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması halinde tüketici; sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır." hükümleri bulunmaktadır.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere göre somut uyuşmazlığın değerlendirilmesinde; davacı tüketici, aracının birden çok defa arızalandığını, serviste tamir edildiğini, ancak sonradan tekrar arıza yaptığından bahisle aracın misliyle değişimini veya bedel iadesini talep etmektedir.
Açıklandığı şekilde tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir. Öğretide ve uygulamada da kabul edildiği üzere tüketicinin seçimlik haklarını tek yanlı ve varması gereken bir irade açıklamasıyla kullanması gerekmektedir. Tüketici bu haklardan hangisini seçtiğini, bir kez bildirmekle, seçim hakkını kullanmış olur ve artık tercihini değiştiremez. Çünkü, satıcı kayıtsız şartsız, bildirilen tercihi yerine getirmek zorundadır. Bu nedenle tüketicinin seçim hakkı, bir kez kullanılmakla sona ermekte ve onun yerine tercih ettiği hak geçmektedir. Bu özelliği nedeniyle, tüketicinin seçimlik hakkının yenilik doğrucu (inşai) haklardan olduğunu söyleyebiliriz.
Yine 6502 sayılı yasanın 56/3. maddesinde, “Tüketici bu Kanunun 11 inci maddesinde belirtilen seçimlik haklarından onarım hakkını kullanmışsa, malın garanti süresi içinde tekrar arızalanması veya tamiri için gereken azami sürenin aşılması veya tamirinin mümkün bulunmadığının anlaşılması hallerinde 11 inci maddede yer alan diğer seçimlik haklarını kullanabilir. Satıcı tüketicinin talebini reddedemez. Bu talebin yerine getirilmemesi durumunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur.” hükümlerine amirdir. Aynı şekilde 13.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren Garanti Belgesi Yönetmeliği'nin 9. maddesi de aynı hükümlere amirdir.
Açıklanan yasal hükümler değerlendirildiğinde; dava konusu somut olaya bakıldığında; davacı 6502 sayılı kanun'un 11. maddesine göre onarım hakkını kullanıp seçimlik hakkını bu şekilde tükettiğine ve onarılan araçta halen devam eden bir arıza bulunmadığına göre sonradan aracın misli ile değiştirilmesi veya bedelinin iadesine yönelik bir diğer seçimlik hakkını kullanamaz. Bu kuralın tek istisnası yukarıda da belirtildiği gibi araçta halen devam eden bir arızanın bulunması halidir. Çünkü bu halde her ne kadar davacı seçimlik hakkını onarımdan yana kullanmış ise de araçta arıza devam ettiğinde bu haktan fayda görmediği anlaşılacaktır. Mahkemece aldırılan bilirkişi kök ve ek raporlarında, keza mahkeme kararının gerekçesinde de açıklandığı üzere, araçta devam eden bir arızanın bulunmadığı bildirilmiştir.
O halde, araçta devam eden bir arıza bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 23/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.