20. Hukuk Dairesi 2011/17560 E. , 2012/1830 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... ve ark. vekili, dahili davalı ... ve davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü 200 ada 13 parsel sayılı 65119,76 m² yüzölçümündeki taşınmaz, asliye 1. hukuk mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Asliye 1. hukuk mahkemesinde davacı ... ve arkadaşları tarafından davalı ... ve arkadaşları aleyhine açılmış olan miras hissesine yönelik elatmanın önlenmesi davası kadastro mahkemesine devredilmiştir. Mahkemece, gerçek kişilerin davasının KABULÜNE ve çekişmeli parselin tamamı 4704 pay kabul edilerek 700"er payının ..., ... (...), ..., ... (Sezen), ..., 287"şer payının ..., ..., 72"şer payının ..., ... (...), ..., ..., ..., ..., ... ve 126 payının ...adına tapuya tesciline, fen bilirkişisi ..."ın 06.06.2011 tarihli raporuna ekli krokisinde (A) işaretli 2 katlı kargir evin ..."a, (B) işaretli 1 katlı kargir evin ..."e, (C) işaretli 2 katlı kargir evin ..."e, (D) işaretli 2 katlı kargir evin ..."ya, (E) işaretli 2 katlı kargir evin ..."a, (F) işaretli 2 katlı kargir evin ... ve ..."a, (G) işaretli 3 katlı kargir evin ..."a, (H) işaretli 2 katlı yığma taş evin ..."ya ait olduğunun tapunun beyanlar hanesinde belirtilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... ve ark. vekili, dahili davalı ... ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı anlaşılamamıştır.
Taraflar arasındaki miras hissesine yönelik el atmanın önlenmesi davasının yargılaması sırasında yörede 3402 sayılı Yasa uyarınca genel arazi kadastro çalışması yapılmış ve çekişmeli taşınmaza 200 ada 13 parsel sayısı verilerek ve davalı olduğundan malik hanesi doldurulmak üzere 3402 sayılı Yasanın 5. maddesi gereğince Kadastro Mahkemesine devredilmiştir. Hal böyle olunca; mahkemece 3402 sayılı Yasanın 30/2 maddesi gereğince mahkeme hakimi resen lüzum gördüğü delilleri toplayarak taşınmaz malın kimin adına tescil edileceğine karar vermekle yükümlüdür. Yerleşik Yargıtay içtihatlarıyla da kabul edildiği üzere kayıt ve belgeye dayanmayan yerlerin Hazineye ait olduğunun kabulü gerektiğinden ve çekişmeli taşınmazın Eğribiladan Devlet Ormanına sınır bulunduğundan husumetin hazine ve orman yönetimine yaygınlaştırılması, çekişmeli taşınmaz yönünden 3402 sayılı Yasanın 14. ve 17. maddelerindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği, orman olup olmadığının ve hukuki durumunun ve öncesinin uzman bilirkişi eliyle belirlenmesi, zilyetliğin hangi tarihte başlayıp kimler tarafından ne biçimde sürdürüldüğünün araştırılması gerekirken, eksik araştırma yapılarak hüküm
kurulması doğru değildir. O halde; mahkemece; öncelikle Hazine ve Orman Yönetimi davaya dahil edilerek husumet yaygınlaştırılmalı, yörede yapılan orman tahdidi olup olmadığı, varsa tahdit harita ve tutanakları, 4999 sayılı Yasanın 3. maddesiyle değişik 6831 sayılı Yasanın 7. maddesi gereğince devlet ormanları ile evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanlardan olup olmadığının belirlenmesi için eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak varsa kesinleşmiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, dava konusu taşınmazın özel mülkiyete tabi tarım kültür arazisi ile sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 sayılı Yasanın 3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tespit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin değişik 10. maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından) ziraat mühendisinden yasanın amacına uygun rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... ve arkadaşları vekili Av. ... ve dahili davalı ..."ın temyiz itirazının kabulü ile diğer yönler incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 13/02/2012 günü oybirliği ile karar verildi.