Esas No: 2022/984
Karar No: 2022/2585
Karar Tarihi: 22.03.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/984 Esas 2022/2585 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/984 E. , 2022/2585 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde birleştirilerek görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi üzerine, ilk derece mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleşen davaların konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili ile davalılardan Boğaziçi EDAŞ vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı şirket tarafından düzenlenen faturalar ile kendisinden haksız ve hukuka aykırı olarak kayıp- kaçak bedeli adı altında fazladan ücret tahsil edildiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik asıl davada 20.000 TL’nin, birleşen 2015/297 E. sayılı davada 20.000 TL'nin, 2015/296 E. Sayılı davada 384.140,15 TL'nin, 2015/284 E. sayılı davada ise 380.898,19 TL'nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar; istirdadı istenilen bedellerin ilgili mevzuat çerçevesinde abonelere yansıtıldığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
İlk derece mahkemesince; dava tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan 6719 sayılı Kanun ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nda yapılan değişiklikler gözetildiğinde, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan kayıp- kaçak, dağıtım, iletim, sayaç okuma, perakende satış hizmet bedeli ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gereken hükümler içerdiği, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 17., geçici 19. ile 20. maddeleri hükümleri gereğince anılan bedellerin iadesinin talep edilemeyeceği gerekçesiyle, asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı ve davalılardan Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş. ile ...Elektrik Toptan Satış A.Ş. tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; ilk derece mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, tarafların istinaf başvurularının esastan reddine dair verilen karar, davacı ile davalılardan Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş.nin temyizi üzerine; Dairece verilen 30/05/2019 tarihli ve 2017/17263 E. 2019/5212 K. sayılı kararla; "...ilk derece mahkemesince, yargılama sırasında yürürlüğe giren yasa değişiklikleri nedeniyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin ve bu giderlere dahil olan maktu vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırıdır..." gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyan ilk derece mahkemesince; dava tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan 6719 sayılı Kanun ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nda yapılan değişiklikler gözetildiğinde, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan kayıp- kaçak bedeli ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gereken hükümler içerdiği, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 17., geçici 19. ile 20. maddeleri hükümleri gereğince anılan bedellerin iadesinin talep edilemeyeceği, asıl ve birleşen davaların konusuz kaldığı gerekçesiyle, konusuz kalan asıl ve birleşen davaların hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) 6100 sayılı HMK'nın 166 ncı maddesine göre, aralarında bağlantı bulunması halinde ayrı ayrı açılmış olan davaların birleştirilmesi mümkündür.
Ancak birleştirme kararı, uyuşmazlığı esastan çözümleyen bir karar olmayıp, sadece birleştirilen davaların tahkikat safhalarının müşterek cereyan etmesi sonucunu doğurmaktadır. Bu nedenle birbirinden bağımsız olan asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı karara bağlanması gerekmektedir (HMK 297).
Somut olayda; davacı tarafından açılan 2015/303 E. sayılı dava ile faturalara yansıtılan kayıp- kaçak bedelinin haksız ve hukuka aykırı olarak tahsili yoluna gidildiğinden bahisle istirdadının talep edildiği, işbu davanın yine davacı tarafından açılan asıl dava ile arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu gerekçesiyle 22/12/2016 tarihinde birleştirilmesine karar verildiği, ancak mahkemece birleşen 2015/303 E. sayılı dava hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmıştır.
Buna göre ilk derece mahkemesince; birleşen 2015/303 E. sayılı dava hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bahse konu birleşen dava hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm tesis edilmemiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2) Bozma nedenine göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 371 inci maddesi uyarınca temyiz olunan ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 22/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.