Esas No: 2022/1699
Karar No: 2022/2484
Karar Tarihi: 21.03.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/1699 Esas 2022/2484 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/1699 E. , 2022/2484 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki Hakem Heyeti Kararına itiraz davasının mahkemece yapılan yargılaması neticesinde davanın süresinde açılmadığından reddine dair kesin olarak verilen hükmün Adalet Bakanlığınca kanun yararına bozulması istenilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının kendisinden .... .... ...Konutları A-1 ...:...Daire:...nolu konutu 31/12/2015 tarihinde satın aldığını, davalının 05/03/2020-29/07/2020 tarihlerinde meydana gelen mutfak pis su giderindeki suyun geri gelmesi nedeniyle oluşan zararından kaynaklı Kastamonu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/140 D.İş sayılı dosyasında tespit talebinde bulunduğunu, 08/09/2020 tarihli bilirkişi raporuyla zarar tespiti yapıldığını, davalının zararın tanzimi talebiyle aleyhine Kastamonu İl tüketici Hakem Heyetine başvuru yaptığını, Kastamonu Tüketici Hakem Heyeti tarafından uyuşmazlığa konu olan dairenin onarım bedeli olarak tespit edilen 8.140,00-TL'nin tüketiciye iadesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiğini, dava konusu taşınmazın ayıpsız ve eksiksiz bir şekilde davalıya 31/12/2015 tarihinde teslim edildiğini, davalının beş yıllık süre sonrasında hakem heyetine başvurmasının TMK.’da düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı olduğunu belirterek Kastamonu Tüketici Hakem Heyeti'nin 08/02/2021 tarihli ve 008120210000235 Karar sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın 01/04/2021 tarihinde açıldığı, iptali istenen hakem heyeti kararının davacıya 11/02/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 6502 Sayılı Kanunun 70. maddesinde yer alan on beş günlük yasal süre geçirildikten sonra dava açıldığı gerekçesiyle süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmiştir.
Adalet Bakanlığının 24/02/2022 tarihli yazısında; tüketici hakem heyetince yapılan tebligatın öncelikle davacı şirketin tebligata elverişli elektronik adresine, bunun mümkün olmaması halinde ise şirketin Ticaret Sicilinde tescilli merkez adresine usulüne uygun olarak yapılması gerekirken, dava konusu hakem heyeti kararının davacı şirkete usulüne uygun olarak Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca tebliğ edilmediği gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğu ileri sürülerek; kararın, 6100 sayılı HMK’nın 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca kanun yararına bozulması talep edilmiştir.
Dava, taşınmazın ayıplı olmasından kaynaklı uğradığı zararın tazminine dair verilen tüketici hakem heyeti kararının iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, Tüketici Hakem Heyeti kararının davacıya usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun "tebligatın yapılması" başlıklı 1. maddesinde tüm tebligatların bu Kanun hükümlerine göre Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü veya memur vasıtasıyla yapılacağı; "tebligatın memur vasıtasıyla yapılması" başlıklı 2. maddesinde ise özel hüküm bulunması halinde tebligatın kendi memurları veya mahalli mülkiye amirinin emriyle zabıta vasıtasıyla yaptırılacağı kabul edilmiş, 11.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren "Elektronik tebligat" başlıklı 7/a maddesi ise; “Tebligata elverişli bir elektronik adres vererek bu adrese tebligat yapılmasını isteyen kişiye, elektronik yolla tebligat yapılabilir.
Anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlere elektronik yolla tebligat yapılması zorunludur.
Birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması hâlinde bu Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılır.
Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.” hükmünü içermektedir. Yine 7201 sayılı Tebligat Kanununun 12. maddesinde hükmi şahıslara tebligat salahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılacağı, aynı Kanunun 13. maddesinde; tebliğ yapılacak bu kişiler, herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebliğ orada hazır bulunan memur ve müstahdemlerinden birine yapılacağı, yine aynı kanunun ‘Adres Değiştirmenin Bildirilmesi Mecburiyeti’ başlıklı 35. maddesinde ise; kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimsenin, adresini değiştirmesi halinde, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecbur olduğu, bu takdirde bundan sonraki tebliğlerin bildirilen yeni adrese yapılacağı, adresini değiştiren kimsenin yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshasının eski adrese ait binanın kapısına asılacağı ve asılma tarihinin tebliğ tarihi sayılacağı, bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğlerin muhataba yapılmış sayılacağı, daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adreslerin esas alınacağı ve bu madde hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Yukarıda yapılan düzenlemeler ışığında somut olayın değerlendirilmesinde; tüketici hakem heyeti dosyasına davalı tarafından şikayet dilekçesi ile birlikte sunulan evrakların içerisinde 31.12.2015 tarihli davacı şirket tarafından taşınmaz satışına ilişkin düzenlenen faturanın yer aldığı, faturada davacı şirketin adresinin ...Mahallesi ...,Cad. .. Kat:3 No:12 olduğu, söz konusu adresin tüketici hakem heyetine yapılan başvuruda şirket adresi olarak belirtildiği, tüketici hakeme heyeti tarafından 01.10.2020 tarihli üst yazısı ile davacı şirkete varsa kep adresinin bildirilmesi gerektiğinin bildirildiği, buna rağmen davacı şirket tarafından kep adresi ya da başkaca bir adres bildirilmediği, tüketici hakem heyeti kararının da davacının ...Mahallesi ..., Cad. ..., Plaza Kat:.. No:...adresine 11.02.2021 tarihinde tebliğ edildiği anlaşıldığından, tüketici hakem heyetince usule aykırı tebliğ işlemi yapılmamıştır. Mahkemece, 11.02.2021 tarihinde davacıya tüketici hakem heyeti kararın tebliğ edildiği kabul edilerek süreden itirazın reddine karar verilmesi usul ve
yasaya uygundur. Yasalara mutlak şekilde muhalefet edilmedikçe kanun yararına bozma kararı verilemez. O halde mahkemece, süresinde açılmayan davanın reddine dair verilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan Adalet Bakanlığının bu yöne ilişen kanun yararına bozma talebinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dava dosyasının mahalline iade edilmek üzere Adalet Bakanlığına gönderilmesine, 21.03.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.