Esas No: 2022/1694
Karar No: 2022/2483
Karar Tarihi: 21.03.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/1694 Esas 2022/2483 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/1694 E. , 2022/2483 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması neticesinde davanın kabulüne dair kesin olarak verilen hükmün Adalet Bakanlığınca kanun yararına bozulması istenilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 27/07/2016 tarihinde ...plakalı aracı davalıdan satın aldığını, aracı incelettiğinde aracın kilometresi ile oynandığını ve aracın tanıtılan ve kendisine sunulduğu halinden değişiklik yapıldığını öğrendiğini, Antalya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi 2016/9 D.İş sayılı dosyası ile aracın rayiç bedelinde 5.000-TL'lik değer kaybına uğrayacağının tespit edildiğini, tespit dosyasında 10-TL posta, 300-TL bilirkişi ücreti, 206,30-TL keşif harcı, 48,10-TL peşin harç (tespiti delil), 13,50-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 577,90 TL masraf yaptığını, değişik iş kararında açılacak asıl davada haksız çıkması halinde 300-TL vekalet ücretinin aleyhine tespit istenenden alınmasına karar verildiğini, değer kaybının ödenmemesi üzerine davalı aleyhine Antalya 11. İcra Müdürlüğünün 2016/13241 E. sayılı dosyasından takip başlattığını ve davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek davalının 5.000,00-TL tutarındaki alacağa ve 577,90-TL tespit masraflarına ilişkin itirazının iptaline, alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, Antalya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi 2016/9 D.İş sayılı dosyasında belirtilen 300-TL vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, görev ve yetki itirazında bulunarak davacının davaya konu ...plakalı aracı vekili ... aracılığı ile satın alındığını, davacıya aracı bizzat satmadığını, vekiline dava açması gerekirken tarafına husumet yönlendirilmesinin hukuka ve kanuna uygun olmadığını, açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, araç satış tarihinin 24.07.2015 olduğunu, tanık dinletilmesine muvafakat edilmediğini,
davacının davasının senetle ispat zorunda olduğunu, hiçbir hukuki sorumluluğu olmadığını, davacı aracı bu hali ile satın almak istediğini belirttiğini, davacının malın ayıplı olduğunu ve bu ayıbın tarafından gerçekleştirdiğini ispat etmesi gerektiğini, iddia edilen ayıp ile arasında illiyet bağı bulunmadığını, kendinden beklenen dikkat ve özen yükümlülüğümü yerine getirdiğini savunarak haksız davanın öncelikle usulden reddini, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçla hareket eden tüketici olduğu, taraflar arasında tüketici işlemi bulunduğu, mahkememizin görevli ve yetkili olduğu, bilirkişi raporu ve araç kilometresinin ...muayene kayıtları, sahibinden.com ilanları ve yapılan incelemeler sonucu yaklaşık 68.200 km düşürüldüğünün tespit edildiği, davalının sahibinden.com isimli internet satış sitesi üzerinde araç için belirlediği satış bedelleri, dinlenen tanık beyanları ve davacı vekili tarafından sunulan 9.000,00 TL, 10.000,00 TL (İş bankasından 24.07.2015 tarihinde saat 15:59:57 ve 16:53:39 da toplam 19.000,00 TL elden yapılan ödemeye ilişkin) ve 30.000,00 TL (iş bankasından davalı hesabına EFT yapılmak sureti ile ) olmak üzere ayrı ayrı 3 dekonttan aracın davacıya toplam 49.000,00 TL bedelle satıldığının sabit olduğu, bu kapsamda aracın davacıya satıldığı tarihte kilometresi değiştirilmek sureti ile araçta satın almadan önce oluşan zarar ve bu zarar sebebiyle nispi metoda göre meydana gelecek bedel indirim tutarının 5.000,00-TL olduğunun gerek bilirkişi raporu gerek dava açılmadan önce alınan tespit raporu ile sabit hale geldiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Adalet Bakanlığının 25/02/2022 tarihli yazısında; dava dışı ...'ın İş Bankası hesabından 24.07.2015 tarihinde 15:59:57 ve 16:53:39 saatlerinde 9.000,00 TL ve 10.000,00 TL para çektiğine ilişkin dekontlar ile davacının davalıya elden ödeme yaptığına ilişkin iddiasını ispatlayamadığı ve aracın 49.000,00 TL bedelle satışının yapıldığı hususunun yasal delillerle ispatlanamadığı değerlendirilerek noter satış senedinde belirtilen miktar esas alınarak davacının zararı olup olmadığının belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı bulunduğu ileri sürülerek; kararın, 6100 sayılı HMK’nın 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca kanun yararına bozulması talep edilmiştir.
Dava, aracın ayıplı olmasından kaynaklanan bedelde indirim talebine ilişkindir. Uyuşmazlık dava konusu yapılan aracın satış bedelinin belirlenmesine ilişkindir.
Dava dosyasının incelenmesinde; 24.07.2015 tarihli noter işlemine konu araç satış sözleşmesinde, satış bedeli 41.000,00-TL olarak gösterildiği, davacı ve davalı tarafından sunulan, taraflarca imzası ve yazılan bedeli inkar edilmeyen 24.07.2015 tarihli adi yazılı şekilde hazırlanan oto satış muvakalesinde de satış bedeli 41.000,00-TL olarak belirlendiği, nakden ödendiğinin yazılı olduğu anlaşılmaktadır. Noter satış belgesindeki ve taraflarca sunulan oto satış muvakalesindeki miktarın aksini savunan davacı bu durumu ispatla yükümlüdür. Davacının eşi ve araç satış sözleşmesinde vekil olan dava dışı ...’ın satış işlemi tarihinde hesabından açıklamasız çektiği 10.00,00-TL ve 9.000,00-TL bedelin olması, davalıya elden ödeme yapıldığını ispata yeterli değildir. Davacı, aracın 49.000,00-TL bedelle satışının yapıldığı hususunu yasal delillerle ispatlayamamıştır. Bu durumda, Noter satış senedinde ve taraflarca da bedele itirazı olunmayan oto satış muvakelesinde belirtilen miktar olan 41.000,00-TL üzerinden satış yapıldığı kabul edilerek araçta değer kaybı olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir.
O halde mahkemece, davacı tarafından aracın noter satış sözleşmesinde yer alan 41.000,00-TL bedel üzerinden satın alındığı kabul edilerek bu bedel üzerinden değer kaybının bulunup bulunmadığı incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan Adalet Bakanlığının bu yöne ilişen kanun yararına temyiz talebinin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma talebinin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA, aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca gereği yapılmak üzere bozma kararının bir örneğinin ve dava dosyasının Adalet Bakanlığına gönderilmesine, 21.03.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.