Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/9119
Karar No: 2022/2530
Karar Tarihi: 21.03.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/9119 Esas 2022/2530 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/9119 E.  ,  2022/2530 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : KONYA 2. TÜKETİCİ MAHKEMESİ

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacılar; babalarının 06/05/2017 tarihinde tatil yapmakta olduğu davalı şirkete ait otelin havuzunda yüzerken rahatsızlanması üzerine hastaneye kaldırıldığını ancak kurtarılamadığını, otelde cankurtaran bulunmadığını, babalarının ölümünde davalı otel işletmesinin kusur ve sorumluluğu bulunduğunu ileri sürerek; belirsiz alacak olarak açılan davalarının kabulü ile her bir davacı için ayrı ayrı 5.000 TL manevi tazminat ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere her bir davacı için 10 TL olmak üzere toplam 70 TL destekten yoksun kalmaya tazminatı ile cenaze giderleri olarak her bir davacı için 10 TL olmak üzere toplam 70 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalıdan tahsilini talep etmişlerdir.
    Davalı; davacıların babalarının havuzda geçirdiği kalp krizi nedeniyle hastanede müşahade altına alındıktan sonra krizi atlatamaması nedeniyle vefat ettiğini, olaya yine orada bulunan bir kişinin müdahale ettiğini, bir cankurtaranın yapabileceği tüm müdahalenin bu şahıs tarafından zamanında ve eksiksiz yapıldığını, doktor ve otelde çalışan acil tıp teknisyeninin de olaya müdahale ettiklerini, taraflarına atfedilebilecek bir kusur bulunmadığını, taleplerin fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince; ceza mahkemesince kusur değerlendirmesinin de yapıldığı ve bu kararın istinaf edilemeyerek kesinleştiği, buna göre davalı şirket yetkilisi ...ile ilgili kusura ilişkin nitelendirmeler dikkate alınarak davacıların desteğinin ölümünün boğulma değil de kalp krizi nedeniyle oluştuğu, yine ceza dosyasında alınan iş güvenliği uzmanı bilirkişi heyet raporunun incelenmesinde ise, boğulma olayında davacıların desteğinin asli kusurlu olduğu, işletme sahibi ...’nun ise tali kusurlu bulunduğunun değerlendirildiği, ilgili hastane kayıtlarına göre de davacıların desteğinin kalp rahatsızlığının bulunduğu, kendi kusurlu hareketleri ile rahatsızlanmasına sebebiyet verdiği, yine dosya kapsamında alınan hekim bilirkişi heyet raporuna göre de otelin sağlık görevlisinin olaya zamanında ve doğru olarak müdahale ettiği, desteğin hayata döndürüldüğü ancak gelişen komplikasyonlar sonucu hastanede vefat ettiği, havuzun yönetmeliklere göre işletildiği ve denetiminde eksiklik bulunmadığı, termal otelin havuzunda tam zamanlı lise düzeyinde sağlık eğitimi almış bir acil tıp teknisyeninin çalıştığı, olay sonrasında gerekli müdahalenin yapıldığı, davalının etken kusurunun varlığının ispat edilemediği gerekçesiyle; davacıların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş; karara karşı, davacılar tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince; dosya kapsamına göre ve özellikle Kaplıcalar Yönetmeliği’nde bu tür tesislerde cankurtaran bulunmasının zorunlu tutulmaması, tam zamanlı bir sağlık personelinin çalıştırılmasının zorunlu tutulmasına rağmen uzman hekimin ara zamanlı çalıştırılmasına izin verildiği, olay esnasında da görevli sağlık personelinin ve misafir bulunan bir doktorun gerekli acil müdahaleyi yaptığı, ancak adli tıp raporu ile kalp ve göğüs hastalıkları uzman heyetininden alınan bilirkişi raporunda belirtildiği şekilde olayın kişinin kendisinde mevcut kronik kalp rahatsızlığı nedeniyle meydana geldiği nazara alındığında, delillerin takdirinde isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle, davacıların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş, karar, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava; davacıların desteğinin davalıya ait otelde konaklamadığı sırada termal havuzda boğularak öldüğü iddiası ile tazminat istemine ilişkindir.
    6100 sayılı HMK'nın 266. maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
    HMK’nın 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme yaptırabileceği açıklanmıştır.
    Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
    Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
    Öte yandan; TBK'nın 74 üncü maddesinde; “Hakim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hakimini bağlamaz.” şeklindeki bu açık hüküm karşısında, ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hâkimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, hukuk hâkiminin yukarıda açıklanan bu bağımsızlığı sınırsız değildir. Gerek öğretide ve gerekse Yargıtayın yerleşmiş içtihatlarında, ceza hâkiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hâkiminin tamamen bağlı olacağı kabul edilmektedir. Başka bir deyişle, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını belirleyen ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır.
    Yargıtayın yerleşik uygulamasına ve öğretideki genel kabule göre, maddi olgunun tespitine ilişkin ceza mahkemesi kararı hukuk hâkimini bağlar. Ceza mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10/11/2020 tarihli ve 2012/17-2112 E. - 2020/850 K. sayılı kararı).
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında; her ne kadar ilk derece mahkemesince ceza dosyasında alınan bilirkişi raporları dikkate alınarak davacıların davasının reddine karar verilmiş ise de, ceza dosyasında inşaat ve kimya mühendislerinden oluşan iki kişilik bilirkişi kurulundan alınan 12/11/2018 tarihli raporda da belirtildiği üzere davalı şirkete ait oteldeki termal havuzda cankurtaran görevlendirilmediği sabit olup, bu nedenle davalı otelin işletmecisi ... tali kusurlu bulunmuştur.
    Buna göre ilk derece mahkemesince; davacıların aşamalarda ileri sürdükleri itirazları da karşılar nitelik ve nicelikte, özellikle otelde cankurtaran bulundurulmasının mevcut olaya etkisinin de değerlendirildiği alanında uzman bilirkişi heyetinden denetime elverişli rapor alınması ve oluşacak sonucuna göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371nci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacılar yararına BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 21/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi