Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/5786
Karar No: 2022/2412
Karar Tarihi: 17.03.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/5786 Esas 2022/2412 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/5786 E.  ,  2022/2412 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen kurum işleminin iptaline dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; ...Eczanesi’nin sahibi olduğunu, Kurum tarafından gönderilen ve 23.06.2011 tarihinde tebliğ edilen yazı ile Kuruma fatura ettiği 2005 yılında tanzim edilmiş 2 adet reçetenin hasta tarafından yazdırılmadığının ve reçete muhteviyatı ilaçları hastanın almadığını beyan etmiş olması nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2009 yılı protokolünün 6.3.19. maddesinde yer alan kurumu zarara uğratmak amacıyla kasıtlı sahte reçete fatura edilmesi eylemini gerçekleştirdiği gerekçesiyle iki yıl süre ile sözleşmesinin feshine karar verildiğini, ancak söz konusu işlemin haksız olması nedeniyle iptalini istemiştir.
    Davalı; davanın reddini dilemiştir.
    İlk derece mahkemesince; Türk Borçlar Kanunun 74. maddesi gereği Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesince delil yetersizliği nedeniyle verilen beraat kararına bağlı kalınmamakla birlikte, davacının sahte fatura ve reçete düzenlendiğine ya da üçüncü kişilerle eylem birliğinde hareket ederek davalı ... zarara uğratma kastının bulunduğuna ilişkin maddi olgu ve kanaate ulaşılmadığından, davalı kurumca sözleşmenin haksız olarak feshine karar verildiği anlaşılmakla davanın kabulüne, davalı kurum tarafından 20.06.2011 tarih ve 13.052.878 sayılı yazıya istinaden davacının sözleşmesinin 2 yıl süre ile feshi kararının iptaline karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince; davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş; karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Davacı taraf; dava dışı ...’e ait 2005 yılında düzenlenen reçeteyi Kuruma fatura etmesi sırasında sahteciliği bilmediği ve reçetenin sahte olmadığını beyan ederek Kurumu zarara uğratma kastı bulunmadığını iddia etmişse de, ilaçların bizzat hastaya teslim edildiğine dair medula sistemine kayıt oluşturmasına rağmen yapılan ceza yargılaması sırasında verdiği savunmasında reçete arkasındaki imzanın hastaya ait olamayabileceğini kabul etmiş olması, reçeteyi yazan doktorun hastanın muayeneye gelip gelmediğini hatırlamadığına dair beyanı ile hastaları muayene etmeden de reçete yazdığını kabul ettiği, davacı ile reçeteyi yazan doktorun karı koca olmaları karşısında davacının reçetenin sahte olduğunu bilmesinin hayatın olağan akışına uygun olduğu, hastanın Kurumda ve ceza yargılamasında alınan beyanlarında ısrarla reçetede yazılı ilaçları almadığını ve konan teşhise ilişkin bir rahatsızlık hiç yaşamadığını söylemesi üzerine davacının Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2009 yılı protokolünün 6.3.19. maddesini ihlal ettiği anlaşılmaktadır. Ancak Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2016 protokolünün 6.10. maddesindeki “bu protokolün yürürlük tarihinden önceki dönemlerde geçerli olan protokol hükümlerine göre kuruma fatura edilen ve kontrolleri kurum tarafından bu protokol yürürlük tarihinden sonra yapılan reçeteler için, ya da reçete kontrolleri yapılmış olmakla birlikte fesih uyarı ve cezai şarta ilişkin işlemlerin henüz tamamlanmadığı durumlarda tespit edilen fiil/fiiller için kurumca bu protokol hükümleri uygulanır. Ancak eczacı tarafından Kurumdan tebligat tarihinden itibaren bir defaya mahsus olmak üzere yazılı olarak talep edilmesi halinde, ilgili protokol hükümleri uygulanır.” hükmü uyarınca cezai işleme konu Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2009 Yılı protokolünün 6.3.19. maddesinin, 2016 protokolündeki karşılığı olan 5.3.10. maddesinde yer alan “Eczacı ya da eczane çalışanlarınca Kurumu zarara uğratmak amacıyla kasıtlı olarak Kuruma sahte ilaç fiyat kupürü/sahte karekod, sahte reçete veya sahte rapor fatura edildiğinin tespiti halinde reçete bedelinin 10 (on) katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı uyarılır. Tekrarı halinde reçete bedelinin 20 (yirmi) katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 1 (bir) yıl süreyle sözleşme yapılmaz...” hükmüne göre davacının ceza miktarı yeniden belirlenmiştir. Zira 2016 protokolünün 6.12. maddesinde 2016 protokolünün uygulanabilmesi için “ ...cezai şart uygulanan eczacının bu işleme karşı dava açmış olması ve açılan davanın Protokolün yürürlüğe girdiği tarihte kesinleşmemiş olması hali....” yeterlidir. Tüm bu nedenlerle dava konusu uyuşmazlığa 2016 yılı protokolünün de uygulanarak davacı lehine sonuç doğurması halinde bu protokole göre değerlendirme yapılıp Kurumca uygulanması gereken cezai işlemin yeniden belirlenmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 17/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi