Esas No: 2021/8729
Karar No: 2022/2448
Karar Tarihi: 17.03.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/8729 Esas 2022/2448 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/8729 E. , 2022/2448 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : UZUNKÖPRÜ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 2012 yılının Ekim ayı içerisinde oğlunun kız kaçırması sebebiyle ilçe jandarma komutanlığında bulundukları esnada, eşinin su istemesi üzerine ilçe jandarma komutanlığında çalışan dava dışı ...'nin, suların kesik olması nedeniyle bidonda bulunan sıvıyı davacının eşine su olarak vermesi sonucu eşinin yutma işlevini kaybedip bir çok ameliyat geçirdikten sonra ölümüne neden olduğunu, olay nedeniyle dava dışı Kürşat'ın taksirle yaralamadan mahkumiyetine karar verildiğini, davalı kurumun adam çalıştıranın sorumluluğu kapsamında kusursuz sorumlu olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 10.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı; idari yargının görevli olduğunu, davanın süresinde açılmadığını, dava dışı ...'nin olay esnasında jandarma komutanlığında işçi-görevli statüsünde resmi olarak çalışmadığını, o gün ne sıfatla davacının eşine su verdiğinin tespit edilemediğini, su veren kişi arasında her hangi bir ilgisinin bulunmadığını, kusurunun bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; dosya içeriğine göre ...'nin Uzunköprü İlçe Jandarma Komutanlığının çalışanı ya da işçisi olmadığı, TBK m. 66'da belirtildiği şekilde adam çalıştıranın, çalışanın, kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına zarar verilme şartının gerçekleşmediği, davalı kurumun pasif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davalının pasif husumet ehliyeti yokluğundan usulden reddine karar verilmiş; karar, davacı tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince; davalıya bağlı karakolda boya badana işi yapan dava dışı ... tarafından davacı murisine su yerine deterjan verilmesi nedeniyle murisin zarar görmesi ve daha sonra vefat etmesi yönünden, boya badana işi ile davacı murisine su yerine deterjan verilmesi eylemi açısından yapılan boya badana işinin suça konu eylemle illiyet bağının bulunmadığı, haksız fiile neden olan eylemin çalışanın işi ile ilgili olmadığı, olay faili tarafından yapılan boya badana işi ile davacı murisine su yerine deterjan verilmesi eylemi arasında uygun illiyet bağının bulunmadığı, mahkemenin kararı usul ve hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1) 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri ve idari yargı yetkisi açıkça düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre; iptal davaları, tam yargı davaları ve idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan anlaşmazlıklara ilişkin davalar dava çeşidi olarak gösterilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; dava dilekçesindeki açıklamalar ve zararın gerçekleşme biçimi gözetildiğinde davacı davalının hizmet kusuruna dayalı olarak istemde bulunmuş olup, yukarıda belirtilen Kanun'un 2/1-b maddesi gereğince idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan davalar tam yargı davası olarak nitelendirilmiştir. Bu nitelikteki davalarda idari yargı görevli bulunmaktadır. Başvurulan yargı yolunun caiz olması bir dava şartı olması nedeniyle, yargılamanın her aşamasında mahkemelerce kendiliğinden gözetilir. (HMK md. 114/1-b)
Bu itibarla; davanın 6100 sayılı HMK 114/b maddesi gereğince, yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle HMK 115/2 maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden red kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
2)Bozma nedenine göre, davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 17/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.