Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/222
Karar No: 2022/2331
Karar Tarihi: 16.03.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/222 Esas 2022/2331 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2022/222 E.  ,  2022/2331 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ÜNYE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; davalı ...'in, dava dışı kooperatifte bulunan daire hissesini 35.000 TL karşılığında murislerine sattığını, ayrıca hisse devrine konu taşınmazın iç donanımı için de muris tarafından davalıya 17.750 TL ödeme yapıldığını, tüm bu hususların 07/04/2005 tarihli daire satış sözleşmesi ile belirlendiğini; daha sonra görülen dava neticesinde dairenin mülkiyetinin arsa sahibine ait olduğunun tespitine karar verildiğini, bu kararın ardından açılan el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davasında verilen karara göre cebri icra ile taşınmazı boşalttıklarını, taşınmazdan mahrum kaldıklarını, davalının sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek; murisleri tarafından ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesine göre belirlenecek değerine ödeme tarihinden itibaren yasal faiz uygulanarak davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; süresinde cevap dilekçesi vermemiş, duruşmada; dava konusu 07/04/2005 tarihli sözleşmedeki tüm bedellerin kendisine ödendiğini beyan etmiştir.
İlk derece mahkemesince; bilirkişi ek raporu doğrultusunda, ifanın olanaksız hale geldiği mülkiyet tespitine dair davanın kesinleştiği 08/09/2012 tarihi esas alınarak, denkleştirici adalet ilkesi gereğince güncellenen değer üzerinden davanın kısmen kabulü ile toplam 106.846,26 TL’nin davalıdan tahsili ile miras payları oranında davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı, taraflarca istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; ifanın imkansız hale geldiği tarihin hakim tarafından resen belirlenmesi gerektiğinden ek rapor alınmasının yerinde olduğu, ancak davanın kısmen reddedilmesi sebebiyle kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine AAÜT'nin 13/1-2 maddesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanacak nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle, davacılar vekilinin istinaf başvurusu ile davalı vekilinin müvekkili lehine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin istinaf itirazı dışındaki istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine, davalı vekilinin müvekkili lehine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; haricen taşınmaz satışına ilişkin ödenen bedelin, denkleştirici adalet ilkesine göre iadesine ilişkindir.
Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; taraflar, mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine, diğeri aleyhine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir.
Bu kapsamda HMK’nın 281. maddesi hükmü değerlendirildiğinde; bir tarafın bilirkişi raporuna itiraz etmemesi ile bilirkişi raporuna itiraz eden taraf lehine usulî kazanılmış hak doğacaktır. Başka bir anlatımla; bir taraf bilirkişi raporuna itiraz etmez, diğerinin itirazı veya mahkemenin kendiliğinden gerekli görmesi üzerine yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılır veya aynı bilirkişiden ek rapor alınır ve ikinci bilirkişi raporu veya ek rapor, birinci rapora itiraz edenin daha da aleyhine olursa, ilk rapora itiraz etmeyen taraf bakımından ilk bilirkişi raporu kesinleştiğinden ve bununla itiraz eden taraf lehine usulî kazanılmış hak doğduğundan, mahkemenin ilk bilirkişi raporuna göre karar vermesi gerekir (KURU, Baki, Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanbul 2001, Cilt:3, s. 2753).
Yargıtayın yerleşik içtihatlarında; HMK’nın 281. maddesi ve 282. maddesi ayrı ayrı değerlendirilmektedir. Bu durumda; hakimin HMK’nın 282. maddesi uyarınca, raporu diğer deliller ile birlikte serbestçe değerlendireceği, ancak bilirkişi raporuna itiraz edilmemesi halinde ikinci bilirkişi raporu veya ek rapor, birinci rapora itiraz edenin daha da aleyhine olursa, ilk rapora itiraz etmeyen taraf bakımından HMK’nın 281. maddesi gereği ilk bilirkişi raporu kesinleştiğinden itiraz eden taraf lehine usulî kazanılmış hak doğduğu kabul edilmektedir. Ayrıca, aleyhe olan hususların kabul edilmediği beyan edilse bile itiraz nedenleri gösterilerek ek ya da yeni rapor alınmasının talep edilmediği ve rapora göre karar verilmesinin talep edildiği durumlarda da usuli kazanılmış hakkın ortaya çıktığı benimsenmiştir (Emsal, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18/02/2021 tarihli ve 2018/10(21)-94 E., 2021/111 K. sayılı ilamı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 13/09/2017 tarihli ve 2016/14455 E. , 2017/7655 K. sayılı ilamı, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 25/11/2021 tarihli ve 2021/4525 E. 2021/1793 K. sayılı ilamı).
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacıların murisi ile davalı arasında 07/04/2005 tarihinde daire satış sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmeye göre peşin olarak 35.000 TL ödendiği, iç donanım için ise 17.750 TL ödeneceğinin belirlendiği, davalının ödemelerin yapıldığını kabul ettiği, ilk derece mahkemesinin 24/11/2020 tarihli celsesinde, dava konusu bedellerin dava tarihine göre ulaştığı değerin tespiti için dosyanın bilirkişiye tevdine karar verildiği, alınan ilk raporda dava tarihindeki değerinin 263.207,69 TL tespit edildiği, bilirkişi raporunun davalıya 19/12/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalının bilirkişi raporuna karşı itirazda bulunmadığı, 26/01/2021 tarihli celsede de davalı vekilinin rapora karşı beyanda bulunmadığı, aynı celse davacı tarafın davayı ıslah etmek için süre istediği, mahkemece davacıya davanın ıslahı için süre verildiği ve davacı vekili tarafından raporda belirtilen miktar üzerinden davanın ıslah edildiği; buna karşın, mahkemece, 02/03/2021 tarihli celsede dava konusu bedellerin ifanın imkansız hale geldiği mülkiyet tespiti davasının kesinleştiği 08/09/2012 tarihi esas alınarak ek rapor düzenlenmesine karar verildiği, ardından ek raporda tespit edilen 106.846,26 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verildiği görülmektedir.
Buna göre, bölge adliye mahkemesince; davalı tarafın rapora itiraz etmemesi nedeniyle ilk derece mahkemesinin ara kararı üzerine alınan ilk bilirkişi raporunda belirlenen miktar yönünden, davacı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu dikkate alınarak, ıslah edilen bedele hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde ek rapora göre tespit edilen miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK'nın 371. maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın HMK'nın 373/2 maddesi uyarınca kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 16/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.








Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi