20. Hukuk Dairesi 2011/9536 E. , 2012/2067 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ..., ..., ... ve ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
1971 yılında yapılan kadastro sırasında ... Beldesi ... 154 sayılı 9.906 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, Nisan 1945 tarih 379 sıra nolu tapu kaydı uygulanarak Yusuf ... adına tesbit edilmiştir. Hazinenin, tapu kayıt miktar fazlasının bulunduğu, orman yönetiminin taşınmazın kesinleşen orman tahdit haritası içinde kaldığı iddiasıyla açtıkları davalar Üsküdar Tapulama Mahkemesinin 13.12.1976 gün 1973/161-1976/186 sayılı kararıyla kısmen kabul edilerek 154 sayılı taşınmazın 8.960 m2 yüzölçümlü kesiminin kesinleşen orman tahdit haritası içinde kaldığından 766 sayılı Yasanın 46. maddesi uyarınca işlem yapılmasına, 946 m2 yüzölçümlü kesiminin orman tahdit haritası dışında kaldığından ... adına tapuya tescile karar verilmiş, temyiz üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesince hükmün esası onanmış, vekalet ücreti yönünden bozulmuş, Üsküdar Tapulama Mahkemesi bozma kararına uyarak 26.03.1979 gün 1979/15-7 sayılı karar ile vekalet ücreti yönünden hüküm kurmuştur. Üsküdar Tapulama Mahkemesinin 13.12.1976 gün 1973/161-1976/186 sayılı kararının tapuda infazı üzerine 154 sayılı taşınmaz 946 m2 yüzölçümlü olarak ... adına tescil edilmiştir. Daha sonra 154 saylı taşınmaz satış yoluyla ..., ... ve ..."a geçmiştir.
Hazine 26.1.2007 tarihli dilekçe ile, ..., ..., ... ve ..."ı taraf göstererek 154 sayılı 964 m2 yüzölçümlü taşınmazın kesinleşen orman tahdit haritası içinde iken 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldığından tapu kaydının iptal edilerek Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Daha sonra 19.04.2007 tarihli dilekçe ile ... ve ..."ı taraf göstererek 154 sayılı 964 m2 yüzölçümlü taşınmazın kesinleşen orman tahdit haritası içinde iken 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldığından tapu kaydının iptal edilerek Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece dava dosyaları birleştirildikten sonra tapuda malik olmayan ..., ... ve ... hakkında açılan davaların husumet yönünden reddine., tapu malikleri aleyhine açılan davanın ise Üsküdar Tapulama Mahkemesinin 26.03.1979 gün 1979/15-7 sayılı kararının kesin hüküm niteliğinde bulunduğu gerekçesiyle reddine karar verilmiş , hüküm davacı Hazine tarafından davanın esası yönünden, davalılardan ..., ..., ... ve ... vekili tarafından vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir.
Dava; 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulamasına dayalı tapu iptali ve tescil niteliğindedir.
-2-
2011/9536-2012/2067
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1942-1943 yılları arasında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 26.12.1980 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Yasanın 2. madde uygulaması, 1996 yılında yapılıp kesinleşen 3302 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye davalıların akdi ardılı ... ile orman yönetimi ve Hazine arasında görülüp sonuçlanan ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen Üsküdar Tapulama Mahkemesinin 13.12.1976 gün 1973/161-1976/186 sayılı kararının 6100 sayılı H.Y.U.Y."nın 303. maddesi uyarınca kesin hüküm niteliğinde olduğu, kesin hükmün davanın taraflarını, akdi ve ırsi ardıllarını bağlayacağı gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak davalılardan ... ve ..."ya karşı açılan davalar pasif husumet yokluğu yönünden , ... ve ... aleyhine açılan davalar ise kesin hüküm yönünden reddedildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/son maddesi uyarınca red sebebi ayrı olan davalılar için ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği gibi husumet yokluğu ve kesin hüküm yönünden davanın reddine karar verildiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2. maddesi uyarınca maktu vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken mahkemece gerekçe belirtilmeden dava dilekçesinde belirtilen değer üzerinden hesaplanan 1.800.-TL vekalet ücretinin davacı Hazineden alınarak davalılardan kendilerini vekil ile temsil ettiren ..., ..., ... ve ..."a verilmesine yönünde hüküm kurulması doğru değil ise de, bu durum, hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. Bu sebeple, hükmün 5 rakamlı bölümünün tamamen hükümden çıkarılarak, bunun yerine “Davalılardan ... ve ... kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden dava dilekçesinde belirtilen değer üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/son ve 7/2 maddeleri uyarınca belirlenen 1.000.-TL vekalet ücretinin davacı Hazineden alınarak ... ve ..."a eşit olarak verilmesine,
Davalılardan ... ve ... aleyhine açılan dava pasif husumet yokluğu yönünden reddedildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/son ve 7/2. maddeleri uyarınca belirlenen 1.000.-TL vekalet ücretinin davacı Hazineden alınarak davalılar ... ve ..."ya eşit olarak verilmesine" cümlelerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı yasanın geçici 3. maddesinin göndermesiyle H.U.M.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdıkları peşin temyiz harcının istek halinde iadesine 16.02.2012 günü oybirliği ile karar verildi.