MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... çalışma alanında bulunan 265 parsel sayılı 92900 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz köyün hayvanlarının otlatıldığı yer olması nedeniyle mera vasfıyla Köy Tüzel Kişiliği adına sınırlandırılmış ve tespiti kesinleşmiştir. Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın bir bölümünün adına tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişme konusu 265 sayılı parselin fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 3986.96 metrekarelik kısmın tapusunun iptali ile davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; imar ve ihyanın 45 yıl önce tamamlandığı, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. ve 17. maddesinde öngörülen şartların gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle çekişme konusu 265 sayılı parselin fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 3986.96 metrekarelik kısmın tapusunun iptali ile davacı ... adına tesciline karar verilmiş ise de; Mahkemenin kabulü dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davaya konu edilen 265 parsel sayılı taşınmaz 19.02.1976 tarihinde yapılan kadastro tespitinde düzenlenen kadastro tutanağı ile mera vasfıyla Köy Tüzel Kişiliği adına orta malı olarak sınırlandırılmış ve tespiti 15.12.1976 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı ise 16.10.2010 tarihinde dava açmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın açıldığı anlaşılmakla, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerekirken yazılı gerekçeler ile davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 12.09.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.