Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/853
Karar No: 2022/2128
Karar Tarihi: 10.03.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/853 Esas 2022/2128 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2022/853 E.  ,  2022/2128 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; dava dışı yüklenici şirket ile akdedilen sözleşme ile ...Evlerinden bir konut satın aldığını, davalı bankadan 05.08.2008 tarihli kredi sözleşmesi ile konut kredisi kullandığını, yüklenici şirket ile aralarındaki sözleşmenin gerekli şartları taşımaması nedeniyle geçersiz olduğunu, bu nedenle dava konusu konut kredi sözleşmesinin de sakatlandığını, ayrıca dava dışı yüklenici şirketin inşaata hiç başlamadığını, davalı bankaya gönderdiği ihtar ile konut kredi sözleşmesini feshettiğini, bunun üzerine davalı bankanın krediyi kapatarak kendisine 20.792 TL ödeme yaptığını, ancak ödediği faiz alacağını iade etmediğini ileri sürerek, 26.498 TL’nin ihtarnamede belirtilen süre sonundan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın kabulü ile 26.498,00 TL'nin 15.04.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- Davacı eldeki dava ile, dava dışı yüklenici şirketten aldığı konutun zamanında teslim edilmemesi sebebiyle davalı banka ile aralarındaki konut kredi sözleşmesini feshettiğini, davalı bankanın gönderdiği ihtar sonrasında krediyi kapatarak ödediği ana para tutarını iade ettiğini, ancak kredi faizlerine ilişkin ödemeyi iade etmediğini ileri sürerek, ödenmeyen 26.498 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın reddine ilişkin verilen karar, davacının temyiz talebinde bulunması üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin (kapatılan) 13.02.2019 tarih, 2016/7374 Esas, 2019/1733 Karar sayılı ilamı ile “...Dava dışı inşaat şirketinden taşınmaz satın alan davacıya davalı banka tarafından kredi kullandırılacağı ve bu kredinin niteliği itibariyle bağlı kredi olduğu anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Yasanın 10/5 ve 10/B-9. maddesi gereğince bağlı kredi kullandıran davalı Banka da, taşınmazın teslim edilmemesinden doğan zarara satıcı şirketle birlikte davacıya karşı müteselsilen sorumludur. Dosya kapsamından müteahhit firmanın inşaata hiç başlamamış olduğu anlaşılmıştır. Sözleşmeden dönme hakkını kullandığı anlaşılan davacının kullandırılan kredi miktarı ile sınırlı olarak bankanın sorumlu olduğu ve konut kredisi içinde olan kredi faizlerinden de davalı bankanın sorumluluğu kabul edilerek sonucuna uygun karar verilmelidir. Mahkemenin bu yönleri gözardı ederek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir...” gerekçesiyle bozulmuş; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 1.168,87 TL'nin 03.05.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmiş, kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 22.04.2021 tarih, 2020/5971 Esas, 2021/4557 Karar sayılı ilamı ile davacının sair temyiz itirazları reddedilerek “...mahkemece; dosyanın önceki bilirkişiler dışında konunun uzmanı olan bilirkişiye verilerek; davacıya kullandırılan kredi miktarı ile sınırlı olarak, konut kredisi içinde olan kredi faizlerinden de davalı bankanın sorumlu olduğu kabul edilip davacıya iadesi gereken miktarın hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınması ve ulaşılacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir...” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Bilindiği üzere mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak oluşabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak durumu doğabilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir.
    Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturmaktadır. (04/02/1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK)
    Somut olayda; Mahkemenin 15.10.2019 tarihli kararında 1.168,87 TL’nin 03.05.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmiş, davacı ilgili kararı temyiz ederken faiz başlangıç tarihi yönünden bir itirazda bulunmamış, bu husus Dairemizce bozma sebebi de yapılmamıştır. Bu durumda dava konusu alacak için 03.05.2010 tarihi, faiz başlangıç tarihi olarak kesinleşmiştir. O halde bozma sonrasında davalının usuli kazanılmış hakkı ihlâl edilerek, ilgili alacağın 15.04.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması HUMK'nın 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle hükmün 2. bendindeki “15/04/2010” ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine “03/05/2010", ibaresinin yazılmasına, hükmün bu şekilde düzeltilerek ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi