Esas No: 2022/579
Karar No: 2022/2074
Karar Tarihi: 09.03.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/579 Esas 2022/2074 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/579 E. , 2022/2074 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KAYSERİ BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ :
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı şirket vekili, davalı borçlu ... hakkında Sorgun İcra Müdürlüğü'nün 2020/1214 Esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu, şirketlerinin davalıdan alacaklarının banka yoluyla verilen borçlara ilişkin olduğunu, davalının borcunu ödemediğini belirterek icra takibine vaki itirazının iptali ile takibin devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacağa reeskont avans faizi ve %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacı tarafından kendisine verilen paraların karz akdinden kaynaklanmayıp, davacının yapmakta olduğu araç alım işinin gereği olarak kendisine verilen paralar olduğunu, söz konusu ödemelerin kendisi tarafından davacının işinde kullanıldığını, kalan kısımları ise iade ettiğini, kendisinin işten ayrılmasından sonra bu bedelinin davacı tarafça talep edildiğini belirterek davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 392. maddesi gereğince, ödünç alanın, ilk istemden başlayarak altı hafta geçmedikçe ödüncü geri vermekle yükümlü olmadığı, dolayısıyla somut olayda, davacı iade talebinde bulunup altı hafta bekledikten sonra takibe geçebileceğinden ve dosya kapsamında davalı tarafa paranın ödenmesi konusunda istemde bulunulduğuna dair bilgi ve belge bulunmadığı anlaşıldığından, anılan süreye uyulmadan başlatılan takibin usul ve yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle verilen davanın reddi kararına karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, bölge adliye mahkemesince, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, borç olarak gönderilen paranın tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacının, 10.3.2020, 13.3.2020 ve 20.3.2020 tarihlerinde "... " açıklaması ile davalı hesabına dava konusu paraları havale ettiği , havale ettiği bu paraların ödenmesi için de davalı aleyhine 27.11.2020 tarihinde takip başlattığı tüm dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince " somut olayda, davacı iade talebinde bulunup altı hafta bekledikten sonra takibe geçebileceğinden ve dosya kapsamında davalı tarafa paranın ödenmesi konusunda istemde bulunulduğuna dair bilgi ve belge bulunmadığı anlaşılmakla, anılan süreye uyulmadan başlatılan takibin usul ve yasaya uygun olmadığı kanaatine varılmakla davanın reddine " şeklinde hüküm kurulmuş, Bölge adliye mahkemesince de, "tüm dosya kapsamına göre taraflar arasında ödeme gününün belirlendiği veya takip tarihinden önceki altı hafta içerisinde davacı tarafça davalıya ihtarname gönderildiği ya da ödenmesinin istendiği hususunun da (Muacceliyetinin) yazılı ve kesin delillerle kanıtlanamadığı anlaşılmakla,dava konusu ve itirazın iptali istenen işbu ilamsız icra takibine konu alacağın icra takip tarihi itibariyle henüz muaccel/istenebilir halde olmadığı,aksinin davacı tarafça kesin olarak ispatlanamadığı anlaşıldığından davacı tarafın istinaf talebinin esastan reddine " dair hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Davacı şirket vekilinin davasına dayanak yaptığı banka makbuzları, davalı hesabına yapılan havaleleri göstermektedir. Havalelerin açıklama kısmında ise “...” kaydı yer almaktadır. Tüm dosya kapsamı ve havale makbuzlarındaki açıklama dikkate alındığında davacı şirket hesabından davalıya gönderilen paraların borç olarak gönderildiğinin kabulü gerekir.
Hal böyle olunca, Mahkemece havale yoluyla gönderilen paranın borç olarak verildiği kabul edilerek ve bu kapsamda değerlendirme yapılarak sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, deliller toplanmadan davanın reddi şeklinde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 09/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.