20. Hukuk Dairesi 2011/17299 E. , 2012/2367 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişiler tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
...mirasçıları olan davacılar ..., ..., ..., davalı sıfatıyla Vakıflar Genel Müdürlüğüne izafeten, Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğü aleyhine 23.07.2010 tarihli dilkeçeyle, ortak murislerinin ... Merkez ... mevkiinde bulunan tapunun Ağustos 1324 tarih 8 numarasında kayıtlı taşınmazda pay sahibi oldukları, bu taşınmaza davalı Vakıflar Yönetiminin elatmasının önlenmesin ilişkin Antalya Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşmiş kararı bulunduğu, bu karardan çekişmeli taşınmazla ilgili Antalya Tapulama Mahkemesi"nin 1956/980 esas 1968/16 karar sayılı kararında söz edildiği gibi, Antalya Tapulama Mahkemesinin kararının bozulmasına ilişkin, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi"nin 1958/7151 esas 1969/3205 sayılı kararında da, yararlarına olan bu el atmanın önlenmesi kararından bahsedildiği, 1956/980 esas sayılı dosyasında davacının malik olduğu 1324 tarih 8 nolu tapu kaydının varlığı mahkemece kabul edilmesine karşın, Antalya Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1942/5 sayılı kararının kadastro mahkemesi dosyasının bulunmadığı, suretinin onaysız olduğu ve eki olan haritanın bulunmadığı, yararlarına asliye hukuk mahkemesi kararı ve tapu kaydı bulunmasına rağmen, ... köyü 226 sayılı parselin davalı adına tesciline kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, Antalya Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1942/5 karar sayılı kararı ve dayandıkları tapu kaydının kapsamının belirlenmesi, Ağustos 1324 tarih 8 nolu tapu kaydının imar uygulamasındaki gittileri saptanarak, şuyulandırıldığı parsellerden ifrazen ayrı bir parsel numarası ile adlarına tescili iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece davacıların dayandığı tapunun kapsamının orman olduğunun hükmen belirlendiği, bu hüküm dosyasında davacıların yararlarına olduğunu söyledikleri 1942 tarihli Asliye Hukuk Mahkemesi kararının da tartışıldığı, tapulama mahkemesinin sözü edilen kararlarının somut olay için davalı aleyhine kesin hüküm oluşturduğu gerekçesiyle davanın REDDİNE karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya ve dosya kapsamına göre dava, kesin hükme ve eski tarihli tapuya dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamına kararın dayandığı gerekçeye ve davacıların murisi ..."in taraf olduğu tapulama mahkemesinin 23.01.1968 gün ve 1956/980-16 sayılı kararı ile ..."in ve diğer bir kısım kişilerin tutunduğu Ağustos 1324 tarih 8 sıra numaralı tapu kaydının, çekişmeli 226 sayılı parselin bir kısmını kapsadığı, ancak tapu kapsamının orman tahdidi içinde kalmakla hukuki değerini yitirdiği, Orman Yönetimi ile Vakıflar Yönetimi arasındaki hakem kararının sadece taraflarını bağlayacağı, bu kişilerin hakem kararından yararlanamayacağı gerekçesiyle davalarının reddedildiği, kararın...ve diğer bir kısım gerçek kişiler, Orman
Yönetimi ve Vakıflar Yönetimi tarafından temyizi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 18.04.1969 gün ve 1968/7151-3205 sayılı kararı ile temyiz itirazlarının ret edildiği, davalarının reddine ilişkin tapulama mahkemesinin 23.01.1968 gün ve 1956/980-16 sayılı kararının ...ve külli halefleri olan mirasçıları aleyhine kesin hüküm oluşturduğu, tapulama mahkemesinin sözü edilen kararının Orman Yönetimi ve Vakıflar Yönetiminin temyizi açısından bozulduğu, bozma sonrasında verilen kadastro mahkemesinin 06.03.1997 gün ve 1970/23-20 sayılı kararında ve bu karara ilişkin temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay 20. Hukuk Dairesince verilen 22.03.2001 gün ve 2000/9942-2001/20141 sayılı kararında daha önce taraflar için kesinleşen hususların tekrarı ile yetinildiği ve bu kişilerin davaları hakkında yeni bir hüküm kurulmadığı, tapulama mahkemesinin sözü edilen 23.01.1968 gün ve 1956/980-16 sayılı kararının, davacıların tutunduğu Ağustos 1324 tarih 8 sıra numaralı tapu kaydı kapsamının 226 sayılı parsel içinde kaldığı, bu taşınmazın yörede 1942 yılı tahdidinde orman olarak sınırlandırıldığı, bu işlemin itirazsız kesinleşmesiyle tapu kaydının hukuki değerini yitirdiği, Orman Yönetimi ile Hazine arasında görülen dava sonunda Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanının hakem sıfatıyla verdiği 19.12.1947 tarih, 208 sayılı kararın sadece bu kararın tarafları için kesin hüküm oluşturacağı, tapuya dayanan gerçek kişiler için kesin hüküm oluşturmayacağı yönünde tarafları bağlayacağı gözetilerek davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı tarafın yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden gerçek kişilere yükletilmesine 21/02/2011 günü oybirliği ile karar verildi.