1. Ceza Dairesi 2016/5290 E. , 2018/93 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürme, konut dokunulmazlığını ihlal
HÜKÜM : TCK"nun 82/1-b, 62/1, 53/1. maddeleri gereğince müebbet hapis cezası,
TCK"nun 116/4, 62/1, 53/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Mahkemenin sanık hakkında haksız tahrik şartlarının oluşmadığına yönelik kabul ve gerekçesinde bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamede bu hususta bozma öneren görüşe oyçokluğuyla iştirak edilmemiştir.
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ..."nın, maktul ..."a yönelik eylemi ile konut dokunulmazlığının ihlali suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde konut dokunulmazlığının ihlali suçunun niteliği tayin, cezayı azaltıcı takdiri indirim sebebinin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle değerlendirilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde düzeltme ve bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmediğinden, sanık müdafiinin eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna ve sair hususlara yönelen yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle,1- Konut dokunulmazlığının ihlali suçu bakımından;
24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin iptal edilen bölümleri dikkate alındığında, mahkemenin bu madde ile yaptığı uygulama yasaya aykırı ise de, CMUK"nun 322. maddesi gereğince bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm fıkrasında yer alan 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün “Anayasa Mahkemesinin iptal kararındaki hususlar gözetilerek, 5237 sayılı TCK"nun 53/1-2-3. maddelerinin tatbikine” şeklinde değiştirilmesine karar verilmek suretiyle DÜZELTİLEN hükmün tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak ONANMASINA,
2- Sanık ..."nın maktul ..."a yönelik öldürme eylemi bakımından;
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre, sanık ..."nın, dul olan annesi ... ile maktul ... arasında duygusal ilişki bulunduğu, suç tarihinden önceki gece geç saatlerde kendisinin de yaşadığı evin bahçesinde maktul ile annesini ilişkiye girdikleri sırada sanığın yakaladığı, ..."nın oğullarından çekindiği için maktulün kendisine zorla cinsel saldırıda bulunduğunu söylediği, bu nedenle olayın kolluğa intikal ettiği, ancak kollukta rızası ile maktul ile cinsel ilişkiye girdiğini söylemesi üzerine maktul hakkında cinsel saldırı ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, maktul ile annesinin görüşmesini istemeyen ve olay günü maktulün tekrar annesini telefon ile aradığını öğrenen sanığın, maktulün çalıştığı çiftlik evine saat: 23.30 sıralarında gidip camı kırarak eve girdiği ve sopayla maktulün kafasına ve vücudunun değişik yerlerine vurduğu, bilahare bahçeden aldığı ipi maktulün boynuna geçirdiği ve götürüp motosikletin arkasına bağladığı, olay yeri olan çiftlik evinden Karabiga kanal boyu mevkiine kadar maktulü motosiklet ile yerde sürüklediği, orada boğazındaki ipi çözdükten sonra maktulü dere kenarından çayın içine yuvarladığı, ertesi gün maktulün cesedinin çay kenarında bulunduğu olayda;
Maktulün cesedi üzerinde Biga Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ölü muayene tutanağında "Maktulün kesin ölüm sebebi: Kafatasına aldığı darbeye bağlı olarak oluşan şuur bulanıklığı, beyin kanaması? Esas ölüm nedeni olarak da muhtemelen suda boğulma olduğu, ... klasik otopsi işlemine ihtiyaç olmadığı" şeklinde net olmayan ve çelişkili ifadelere yer verilerek ve gerektiği halde klasik otopsi işlemi yapılmayarak kesin ölüm nedeninin tereddütsüz bir biçimde ortaya konulamaması karşısında; canavarca his saiki ve eziyet çektirme ile insan öldürme suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığı tespit edilemediğinden, sanığın TCK.nun 81. maddesi gereğince cezalandırılması yerine, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde TCK"nun 82/1-b maddesi gereğince hüküm kurularak fazla ceza tayini,
b) Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin iptal edilen bölümlerinin değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, re"sen de temyize tabi olan hükmün tebliğnamedeki
düşünceden farklı gerekçe ile BOZULMASINA, sanık hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan verilen mahkumiyet hükmünün düzeltilerek onanması kararı yönünden oybirliği ile, kasten öldürme suçundan hükmolunan cezadan haksız tahrik nedeniyle indirim yapılması gerektiğini içeren Üye ..."nın karşı oyu ve oyçokluğu ile 17.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
KARŞI OY:
Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesinin 11.12.2014 gün ve 2014/186 esas, 2014/348 sayılı kararı ile sanık ...’nın, canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürmek suçundan 5237 sayılı TCK.nun 82/1-b ve 62. maddeleri uyarınca mütebbet hapis, konut dokunulmazlığını bozmak suçundan TCK.nun 116/4 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, bu hükmün sanık ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 17/01/2018 gün ve 2016/5290 esas, 2018/93 karar sayılı ilamı ile “mahkemenin sanık hakkında haksız tahrik şartlarının oluşmadığına yönelik kabul ve gerekçesinde bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamede bu hususta bozma öneren görüşe oyçokluğuyla iştirak edilmemiştir” denildikten sonra konut dokunulmazlığını bozmak suçundan kurulan hükmün onanmasına, nitelikli öldürme suçundan verilen hükmün; “kesin ölüm nedeninin tereddütsüz bir biçimde ortaya konulamaması karşısında; canavarca his saiki ve eziyet çektirme ile insan öldürme suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığı tesbit edilemediğinden, sanığın TCK.nun 81. maddesi gereğince cezalandırılması yerine, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde TCK.nun 82/1-b maddesi gereğince hüküm kurularak fazla ceza tayini” denmek suretiyle öldürme eyleminin tahrikle işlenmediği kabul edilmiştir.
Sayın çoğunluğun konut dokunulmazlığını ihlal suçundan hükmün onanmasına ve TCK.nun 81. maddesinin uygulanması yerine TCK.nun 82/1-b maddesinin uygulanmasının yerinde olmadığına ilişkin görüşüne iştirak etmekle birlikte öldürme eyleminin tahrikle işlendiğinin kabulü ve hükmün bu nedenle de bozulması gerektiği görüşünde olduğumdan tahrik yönünden çoğunluğa iştirak etmiyorum.
Sanık ... suç tarihinde 26 yaşındadır. Sanığın annesi ...’nın eşi beş yıl önce ölmüş, ....., maktul ... ile gönül ilişkisine girmiştir. Olaydan bir süre önce birlikte İstanbul’a gitmişler, ...in oğlu İbrahim’in eve dönmeleri halinde bir şey denmeyeceği vaadi üzerine dönmüşlerdir.
Gerek .....’nin aşamalarda değişmeyen anlatımları, gerekse sanık ... ve beraatlerine karar verilen diğer sanıkların beyanlarına göre maktul ...’ın, sürekli ...in evini aradığı, sanıklar ve ..in birlikte ikamet ettikleri evin bahçesine hemen her gece gelerek, bahçeye serili minder üzerinde ...ile sıklıkla cinsel ilişkiye girdiği açıktır.
Öldürme olayından bir gün önce ...ve ... yine bahçede cinsel ilişki halindeyken sanık ... tarafından görülmüştür. Diğer sanıkların ve jandarma görevlilerinin haberdar edilmesi üzerine ...ve ...’ın ifadeleri alınmış, ...in bahçeye çağırma ve ilişkinin kendi rızası ile olduğunu söylemesi nedeniyle ... serbest bırakılmıştır.
Bir gün önce ilişki halinde yakalanıp sanık tarafından şikayet edilen maktul, ikinci gün akşam üzeri ...in evini yine aramış, bu durumlara kızan sanık ... maktulü öldürmüştür.
Olayda sübut yönünden bir sorun bulunmamaktadır. Mahalli mahkemece verilen karar suç niteliği yönünden bozulmuştur. Ayrıca olayda tahrik olmadığı kabul edilmiştir.
Tahrik, bir kimsenin haksız bir fiilin doğurduğu öfke veya şiddetli bir elemin etkisi altında hareket ederek suç işlemesidir.
Mahalli mahkemece ...in kendi yaşam ve davranışlarından dolayı oğluna karşı bir sorumluluğunun bulunmadığı, MK.nun 185. maddesine göre sadece eşine karşı sadakat yükümlülüğü olduğu kabul edilmiş, Dairece bu görüş benimsenmiştir.
Benzer olaylarda tahrik olmadığını MK.nun 185. maddesindeki sadakat yükümlülüğü ile açıklamak mümkün değildir.
5237 sayılı TCK.nun 116. maddesi konut dokunulmazlığının ihlali suçunu düzenlemiştir. Bu maddenin 3. fıkrası aynen “Evlilik birliğinde aile bireylerinden ya da konutun veya işyerinin birden fazla kişi tarafından ortak kullanılması durumunda, bu kişilerden birinin rızası varsa yukardaki fıkralar hükmü uygulanamaz. Ancak bunun için rıza açıklamasının meşru bir amaca yönelik olması gerekir” hükmündedir.
Maktulün, ...tarafından çağrıldığı açık ise de, ...in rızası meşru bir amaca yönelik olmadığından, maktul ...’in sıklıkla konut dokunulmazlığını ihlal ettiği, ayrıca sanığın annesi ile gayri ahlaki davranışlar içinde olduğu açıktır.
Maktul ve annesi ... önceki gece bahçede ilişki halinde yakalayan sanığın onurunun kırılmadığını, bu davranışın onda üzüntü yaratmadığını, atılı
öldürme suçunun bu nedenle gerçekleştirildiğini kabul etmemek mümkün değildir.
Kişiye sövüldüğünde tahrik oluşurken o kişinin annesi ile aleni bir şekilde cinsel ilişkide bulunup bu hareketlere sırnaşıkça devam etmek de tahrik oluşturur.
Bu nedenlerle sanık ...’ın, öldürme eylemini tahrik altında gerçekleştirdiği görüşünde olduğumdan, bu olayda tahrik bulunmadığı görüşünde olan sayın çoğunluğa katılmıyorum.