Esas No: 2021/8571
Karar No: 2022/1828
Karar Tarihi: 03.03.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/8571 Esas 2022/1828 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/8571 E. , 2022/1828 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde birleştirilerek görülen tazminat davalarından asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili ile davalılardan ... vekili ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; maliki olduğu ... plaka sayılı aracın Kadıköy 26. Noterliğinin 06/02/2012 tarih ve ... yevmiye nolu taşıt kira sözleşmesi ile davalılardan ...'a bir yıl müddetle kiraya verildiğini, davalı ...'ın diğer davalı Silivri 3.Noteri ...'a 21/02/2012 tarih ve 01654 yevmiye nolu sahte araç satış vekaletnamesi düzenlettiğini, bu işlem sırasında kendisi adına düzenlenen sahte sürücü belgesinin kullanıldığını, bu sahte ehliyetin üzerindeki fotoğraf ile adına vekalet verilen aynı kişi olmasına rağmen noterin bunu kasıt, yoksa ihmal ve dikkatsizlik sonucu farketmediğini, düzenlenen bu sahte vekaletname ile diğer davalı Bakırköy 24. Noter vekili ... tarafından kendisine ait aracın davalı ...'a 28/02/2012 tarihli ve 09841 yevmiye nolu araç satış sözleşmesi ile satıldığını, davalı ...'in sahte vekaleti bilerek aracı satın aldığını, davalı noterlerin basit bir dikkatle dahi farkedilecek sahte belgeleri farketmemelerinin sorumluluklarını gerektirdiğini, bu satış nedeniyle Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/66193 soruşturma sayılı dosyası ile soruşturmanın devam ettiğini, aracın rayiç bedelinin 50.000 TL olup, aracın aylık net kirasının da 2.500TL olduğunu, 30.000 TL kira gelirinden yoksun kaldığını, ayrıca bu olay nedeniyle büyük üzüntü duyduğunu ileri sürerek; ... plaka sayılı aracın satışına ilişkin Bakırköy 24. Noterliğinin 28/2/2012 tarihli ve 09841 yevmiye nolu araç satış sözleşmesinin feshine, aracın kendisine teslimine, bunun mümkün olmaması halinde aracın rayiç bedeli olan 50.000 TL'nin, yoksun kalınan kira geliri için 30.000 TL'nin ve 30.000 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı ...; davaya konu satış sözleşmesinin yapıldığı tarihte noterin emekli olmasından dolayı vekaleten noterlik görevini ifa ettiğini, işbu satış işleminde de Silivri 3. Noterliğince düzenlenmiş 21/02/2012 tarihli vekaletname için telefonla teyit alındığını, davalı ve araç ruhsat sahibinin vekili olan ...'dan ehliyetle birlikte nüfus cüzdanı talep edildiğini ve sistemden kontrol edildiğini, bu işlemler yapıldıktan sonra satış işleminin gerçekleştiğini, bu işlemde kusuru bulunmadığını, davacı tarafın iddia ettiği gibi aracın rayiç bedelinin 50.000 TL olmayıp satış sözleşmesinde kasko bedeli olarak 29.550 TL gösterildiğini, kaldı ki piyasa değerinin bu bedelin de altında olduğunu, ayrıca araç kiralama sözleşmelerinin de genellikle noterliklerde yapılmadığını, böyle bir aracın uzun süreli kiralanmasında aylık kira bedelinin belirtilen rakamın çok altında olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Davalı ...; akrabası olan ve araç alım satım işiyle uğraşan ... vasıtasıyla diğer davalı ...'dan aracı harici satış sözleşmesi ile 18.000 TL bedelle alıp, tamir ettirdiğini, bir süre sonra da elden çıkardığını, iyi niyetli 3. kişi olduğunu, davacı tarafça talep edilen alacak kalemlerinin de afaki ve mesnetsiz olup aylık kira gelirinin 2.500 TL olamayacağını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Davalı ...; noterlik hizmetini yürüten makamların ilgili mevzuata uygun olarak araç alım ve satımına ilişkin vekaletname düzenlenmesi aşamasında yalnız nüfus kağıdı ile değil yanı sıra sürücü belgesiyle de kimlik tespiti yapıp bunu esas alarak da işlem yapabildiklerini, olayda sahte sürücü belgesi ibraz ederek işlem yaptırdığı iddia edilen kişinin sürücü belgesinin gerekli incelemelerden geçirildikten sonra hukuka uygun şekilde ve genelgeler doğrultusunda araç satış vekaletnamesinin hazırlandığını, ibraz edilen sürücü belgesinin iğfal kabiliyetinin bulunduğunu, Noterlik Kanunu'nda düzenlenen kusursuz sorumluluğun sınırsız sorumluluk anlamına gelmediğini, aracın bildirilen değeri ile kira getirisiyle ilgili taleplerin afaki olup gerçeği yansıtmadığını, ayrıca satış aşamasında sunulan vekaletname ve mührün kensine ait olmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Diğer davalı ... davaya cevap vermemiştir.
Birleşen dosyada ise davacı; sahte belgelerle satılan araç bedelini halen tahsil edemediğini, dolayısıyla asıl dava tarihinden sonraki dönem için kazanç kaybının devam ettiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 04/01/2013 tarihinden araç bedelinin tazmin edileceği tarihe kadarki süre için aracın aylık rayiç kira getirisi olan 6.000-7.500TL'den hesap edilecek yoksun kaldığı kazanç için 20.000 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince; davacının araç kiralama sözleşmesi ile birlikte aracını davalı ...'a teslim ettiği, ...'ın davacının kimlik bilgilerini kullanmak suretiyle noterde sahte araç satış vekaletnamesi düzenlettiği, bu vekaletnameye dayanarak dava konusu aracın davalı ...'a satıldığı, dava tarihi itibarıyle de dava konusu aracın davalı ... tarafından 09/04/2012 tarihinde 3. kişiye satıldığı, halen dava dışı 3. kişi adına trafikte kayıtlı olduğu belirlendiğinden ve 3. kişiler hakkında dava açılmadığı gözetilerek davacının terditli talebi olan aracın rayiç bedelinin tahsili, yoksun kalınan kira bedeli ve manevi tazminat istemi yönünden inceleme yapıldığı; vekaletnameye dayanak sürücü belgesinin aslının temin edilemediği, davacı ... adına düzenlenen sürücü belgesinin, nüfus kimlik bilgilerinin birbiri ile örtüştüğü, o tarihte TC kimlik no uygulamasının bulunmadığı, sürücü belgesinin ise ilgili birimden sorgulanamayacağı ve nüfus kayıtlarında sorgulamada fotoğraf görülmediği bu itibarla araç satış vekaletnamesini düzenleyen Silivri 3. Noteri davalı ...'un sorumlu olduğunu kabul etmenin mümkün olmadığı, araç satış sözleşmesini düzenleyen Bakırköy 24. Noter vekili davalı ...'in ise noterliği haricinde düzenlenen vekaletname için sadece vekaletnamenin düzenlendiği ilgili noterlikten teyit alabileceği ve bunu yerine getirdiği, satışa dayanak Silivri 3. Noterliğince düzenlenen vekaletname örneğinin üzerine teyit alındığı hususunun şerh düşüldüğü, davalı Bakırköy 24. Noter vekili ...'in olaydaki sorumluluğunu gerektiren uygun illiyet bağının da bu durumda kesildiği, davacıya ait aracı vekili ... aracılığıyla satın alan davalı ...'ın aracı rayiç bedeli üzerinden satın aldığı ve davalı ...'la birlikte hareket ettiğine dair dosya kapsamı itibariyle delil olmadığı, bu itibarla iyi niyetli 3. kişi konumunda olup meydana gelen zarardan sorumlu tutulamayacağı, davalı ... yönünden ise; Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesinin ilamıyla belirlendiği gibi, davacının vekili olan ... ... ile davacıya ait ... plaka sayılı aracın bir yıl süreyle kiralanmasına ilişkin kira sözleşmesi düzenlediği, işbu kira sözleşmesini düzenledikten yaklaşık 15 gün sonra sahte sürücü belgesiyle araç satış sözleşmesi için vekaletname düzenlettiği ve bu sözleşmeye istinaden de 7 gün sonra aracı sattığı, bu eyleminden dolayı cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği bu itibarla davalı ...'ın dava tarihi itibariyle 2. ve 3.bilirkişi kurulunun dosyada dinlenen tanık beyanlarına göre tespit ettiği araç rayiç bedelinden ve araç satışının yapıldığı tarihten ilk dava tarihine kadar olan dönem için davacının uğradığı kira geliri kaybından sorumlu olduğu, birleşen dosya açısından ise, davacının ilk dava açtığı tarih itibariyle aracın mülkiyetinin tespitine yönelik talebinin hukuki koşullarının oluşmaması nedeniyle aracın ilk dava tarihindeki rayiç bedelini talep edebileceği, asıl davada aracın rayiç bedelinin sorumlu davalı ...'dan tahsili yönünden hüküm kurulmasıyla birlikte de aracın mülkiyetine yönelik bu tarihten sonra iddiada bulunmasının ve araçtan kaynaklı kira gelir kaybı bedeli istemesinin hukuken mümkün olmadığı, ayrıca ortada cismani bir zarar bulunmadığı, aracın sahte belgeyle satılmasının davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı ve bu haliyle davacı yararına manevi tazminat koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle; asıl davada davalılar ..., ... ve ... yönünden maddi ve manevi tazminat isteminin reddine, davalı ... ... yönünden manevi tazminat isteminin reddine, araç bedeli olan 18.000 TL'nin davalı ...'dan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine, 3.067,40 TL kira kaybı tazminatının davalı ...'dan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine, birleşen davanın reddine karar verilmiş kararı davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir..
Bölge adliye mahkemesince; somut olayda aslı temin edilemeyen, bu nedenle iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığı tespit edilemeyen sahte sürücü belgesine istinaden düzenlenen vekaletnameye dayanılarak söz konusu araç satış işleminin yapıldığı, sürücü belgesinde davalı ...'ın fotoğrafı bulunduğu, fotoğraf üzerinde sahte mühür olup olmadığının ve sürücü belgesindeki davacı adına olan imza ile davacının kiralama işiyle ilgili dava dışı kardeşine verdiği başka bir vekaletnamedeki davacıya ait imzaların karşılaştırılmadığı, yine davaya konu vekaletin dayanağı sahte sürücü belgesindeki imza ile davalı ... tarafından davacı adıyla çıkartılan vekaletnamedeki davacı imzasının karşılıştırılmasına dair hususun davalı noterler tarafından basit bir araştırmayla tespit edilebileceği, davalı noterlerin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, illiyet bağının kesildiğinin davalı noterler tarafından ispat edilemediği, davalı noterler yönünden maddi tazminata dair mahkemenin kararı usul ve hukuka uygun bulunmadığı, araç rayiç bedeli ve kira alacağı yönündeki hükme esas alınan 2. ve 3. bilirkişi raporu kapsamında asıl davadaki bilirkişi tespitleri yerinde görülmekle, yeniden bu konuda bilirkişi raporu alınmasına gerek olmadığı, davacının birleşen davada alacağı belirlenemediğinden, kararın da usul ve hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle; davacının asıl davadaki istinaf talebinin maddi tazminatlara ilişkin olmak üzere davalı noterler davalı ... ile davalı ... yönünden kabulü ile kararın kaldırılarak, asıl davada maddi tazminatlara dair davanın davalılardan ..., ... ve ... yönünden kabulüne, diğer davalılar ve manevi tazminata ilişkin ve birleşen davadaki hükmün aynen tekrarı ile yeniden esas hakkında karar verilmiş karar, davacı vekili ile davalılardan ... vekili ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre tarafların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, dava konusu aracın özel donanım ve özel aksesuarlarla donatılmış, modifiye edilmiş bir araç olduğunu ileri sürmüş, talimat mahkemesi aracılığı ile yapılan keşifte de bu durum tespit edilmiştir. Bu durumda bölge adliye mahkemesince aracın bu özellikleri dikkate alınarak tespit edilecek rayiç değer yönünden davalı ..., davalı ... ve davalı ...'in sorumlu olduklarının kabulü ile karar verilmesi gerekirken, aracın satış tarihindeki mevcut durumunun tanık beyanları doğrultusunda belirlendiği yönündeki yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3-Dava konusu ... plaka sayılı aracın Kadıköy 26. Noterliğinin 06/02/2012 tarihli ve ... yevmiye nolu taşıt kira sözleşmesi ile davacı ... vekili ... ... tarafından davalı ...'a bir yıl müddetle kiraya verilmiş olduğu ve sözleşmede kira bedelinin aylık 2.000 TL olarak belirlenmiş olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda sözleşme, davalı ... tarafından imzalanmış olmakla sözleşme içeriğinde belirlenen süre ve bedel yönünden davalı ...'ın davacıya karşı sorumlu olduğunun kabulü ile sözleşme kapsamında hesaplanacak olan kira bedelinden sadece davalı ...'ın sorumluluğu yönünde hüküm kurulması gerekirken, aracın belirlenen rayiç değeri üzerinden hesaplanan kira kaybının davalılar ..., ... ve ...'den müşterek ve müteselsilen alınmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının REDDİNE, HMK'nın 271. maddesi uyarınca bölge adliye mahkemesi kararının ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacı yararına; üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine. 03/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.