Esas No: 2022/649
Karar No: 2022/1775
Karar Tarihi: 02.03.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/649 Esas 2022/1775 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davalılar ile murisleri arasında uzun yıllardır sözlü kira sözleşmesiyle kullanılan tarlada çeltik üretimi yapılmış, ancak davalılar kira bedelini ödemediği için başlatılan takibe haksız itirazda bulunmuşlardır. Davacılar, haksız itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebinde bulunmuşlardır. Ancak mahkeme, yazılı bir kira sözleşmesinin olmadığı, kira ilişkisi ve bedelinin de kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Temyiz sonucunda, vekalet ücreti hesaplaması yanlış yapıldığı için karar düzeltme yapılarak hüküm onanmıştır. Kararda, kira sözleşmesi niteliği, ürün kirasına ilişkin kanun maddeleri ve avukatlık asgari ücret tarifesi gibi konularda bilgi verilmektedir. Kanun maddeleri olarak, Türk Borçlar Kanunu'nun 367. maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7 ve 440. maddeleri öne çıkmaktadır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın reddine dair verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
YARGITAY KARARI
Davacılar; murisleri ile davalılar arasında 80 dönüm tarlanın kullanımına ilişkin uzun yıllardır süregelen sözlü kira sözleşmesi bulunduğunu, murisin vefatı sonrasında bu defa davalılar ile aralarında sözlü olarak anlaşma sağlanarak kira sözleşmesinin devam ettiğini, 2010 ve 2011 döneminde çeltik üretimi yaptıklarını, ödemelerin ise elden gerçekleştiğini, davalıların 2012 yılında tarlayı ektikleri halde kira bedelini ödememeleri nedeniyle başlatılan takibe haksız olarak itiraz ettiklerini ileri sürerek; haksız itirazın iptali ile davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, tarafların temyizi üzerine, Dairece verilen 01/04/2019 tarihli 2017/6666 Esas- 2019/2764 Karar sayılı kararıyla; "Mahkemece davaya esas kira alacağına konu kira sözleşmesinin niteliği itibariyle ürün kirası olduğu dikkate alınarak, yöresel teammüller gereğince sözleşmelerin sözlü olarak düzenlenip düzenlenmediği ziraat odası ve ilçe tarım müdürlüğünden araştırılarak, gerekirse çiftçi kayıt sistemi kayıtları da getirtilip kira sözleşmesinin bulunup bulunmadığı ve kira bedeli, ispat kuralları çerçevesinde araştırılarak her bir davalı bakımından kira sözleşmesinin ve kira bedelinin kanıtlanması üzerinde durulması, TBK'nın ürün kirasına ilişkin 367. maddesinde yer alan "Belirli süreli kira sözleşmesi, sürenin bitiminde kendiliğinden sona erer. Ancak, tarafların örtülü olarak sözleşmeyi sürdürmeleri hâlinde, aksi kararlaştırılmadıkça, kira sözleşmesi birer yıl için yenilenmiş sayılır. Yenilenen kira sözleşmesi yasal bildirim süresine uyularak, her kira yılının sonu için feshedilebilir." hükmü de dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi , kabule göre de kira bedeli senetle ispatlanamadığı takdirde davanın reddine karar verilmesi gerekirken senetle ispat sınırının altında kalan miktar bakımından davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece, taraflar arasında yazılı kira sözleşmesi bulunmadığı, yöresel teamüller gereği sözleşmenin sözlü bir şekilde yapılıp yapılmadığına dair herhangi bir delile ulaşılamadığı, kira sözleşmesi, kira ilişkisi ve kira bedelinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacıların tüm, davalıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince, konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen davalarda vekalet ücreti, hüküm altına alınan değer üzerinden hesaplanır.
Buna göre mahkemece; 20.000TL üzerinden talep edilen alacak isteminin reddine karar verildiğine göre, bu miktar üzerinden kendisini davada vekille temsil ettiren davalılar yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi doğrultusunda nisbi vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru olmayıp bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın düzeltilerek onanması HUMK'nın 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacıların tüm, davalıların sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci bentte açıklanan nedenle hüküm fıkrasının dördüncü bendinde yer alan “1.450TL" rakamının çıkarılarak yerine "3.000TL" rakamının yazılmasına, hükmün bu şekilde düzeltilerek ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 21,40 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davacılara yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 02/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.